Deveye iki eli bırakmış şekilde bisiklet sürmeyi öğretmekten zordur. Bırakınız ne hali varsa görsün.
cahile laf anlatmak
cahile laf anlatmaktan kaçınılması gerekir bazı zamanlarda. şansı zorlamamak lazım.
bu konuda güzel bir örnek var hz.isa'nın hem de ama boşverin nasıl olsa bunu bile anlamayacak cahillikte insanlar var.
bu konuda güzel bir örnek var hz.isa'nın hem de ama boşverin nasıl olsa bunu bile anlamayacak cahillikte insanlar var.
önce laf ile başlanması gerekir. Bak canım laf dediğiiz şey bizim beynimizde üretip, ak ciğerlerden gelen havanın ses tellerini titreştirmesi ile ortaya çıkan ve sana söylenen şey.
Neyse ben yoruldum. (gbkz:YAv ho ho)
Neyse ben yoruldum. (gbkz:YAv ho ho)
(bkz: Ben yoruldum hayat)
belki de dünyanın en güzel duygusudur. Bir öğrencinin cahil biri olduğunu düşünürsek bu kişiye anlatılan laf eğitimden ibaretse dünyanın en güzel duygusu neden olmasın.
Domuzlar kutsal kitaplarla beslenmez.
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Hz. İsa’ya (as) sormuşlar, ölü diriltmekten daha zor ne olabilir Demişki: İfhamü men la yefhem ( Anlayamayana anlatmak) (u: o derece yani :D)
\"Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.\" - Mevlana
\"Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.\" - Mevlana
hz. isa'nın güzel sözünden daha fazla ilgimi çeken bir şey var: çok emin değilim ama, sanki yukardaki söz arapçaymış gibime geldi. eğer öyleyse, iki ihtimal var. ya, hz. isa bu sözü, arapların da anlaması için arapça söylemiştir ya da bu sözün orijinali ibranice ya da aramicedir ama arapça hayranı birileri sözü arapçaya çevirerek aktarmaktadır.
veya üçüncü bir ihtimal. biz gibi cahillere türkçenin yetmeyeceğini düşünerek iki dille ikna etmek istemiş olabilirler. ben derim ki, işi bir iyice garantiye almak lazım. mümkünse çince, antik yunanca, keltçe, moğolca vs. de denenmeli.
veya üçüncü bir ihtimal. biz gibi cahillere türkçenin yetmeyeceğini düşünerek iki dille ikna etmek istemiş olabilirler. ben derim ki, işi bir iyice garantiye almak lazım. mümkünse çince, antik yunanca, keltçe, moğolca vs. de denenmeli.
meraklısına: kuranı kerimde hz. isanın da hz. musanın da hz ademin de hz. yusufun da.... 124.000 nebiden hangilerinin ismi geçiyorsa (25+3) hepsinin sözleri, konuşmaları arapça yazılmıştır. dini kaynaklar da, hadis külliyatları da, ilmihallerde, arapçadır. sonradan tercüme edilmiştir ve hala çoğu tercüme edilemiş olup çeviri faaliyetleri devam etmektedir. (malum, dini çalışmaların yasaklandığı, bunların suç görüldüğü dönemler de geçirdik biz)
ha aramice yazsaydım sorun olmayacaktı öyle mi? (u: kendinizi çok belli ediyorsunuz)
ha aramice yazsaydım sorun olmayacaktı öyle mi? (u: kendinizi çok belli ediyorsunuz)
@10 bu durumda, yukardaki kıssa kur'an-ı kerim'den alıntılanmış oluyor. öyle di mi? ben yanlış anlamadım.
Kıssa kuranı Kerim'de geçmiyor lakin zamanda alıntı yapılan kaynaklar arapça. Hoş, kurandan yazdığım ayetlere bile neden arapça olduklarına dair itirazlar olduğunu gördük.
Neden arapça olduğu değil de ne demek istediği üzerinde durulsaydı, eminim anlaşmazlıkların bir çoğu çözülürdü...
Hz. İsa’ya (a.s) sormuşlar:
Terbiyeni kimden aldın?
Cevaplamış:
Allah beni cahille terbiye etti. Zira cahilin cehaletini gördüm, ondan uzak durdum...
Neden arapça olduğu değil de ne demek istediği üzerinde durulsaydı, eminim anlaşmazlıkların bir çoğu çözülürdü...
Hz. İsa’ya (a.s) sormuşlar:
Terbiyeni kimden aldın?
Cevaplamış:
Allah beni cahille terbiye etti. Zira cahilin cehaletini gördüm, ondan uzak durdum...
(bkz: böyle birini tanıyorum)
@12 öyleyse, kur'an-ı kerim'de bulunmayan bir husus için, 'kuranı kerimde hz. isanın da hz. musanın da hz ademin de hz. yusufun da.... 124.000 nebiden hangilerinin ismi geçiyorsa (25+3) hepsinin sözleri, konuşmaları arapça yazılmıştır...' demek alakasız oluyor.
ha kur'an dışındaki dini kaynaklar için verilebilecek örneklere amenna. ama bu durumda da şöyle bir sıkıntı var. diyelim ki ben kalkıp burada, abd başkanı obama'nın bir konuyla ilgili sözünü nakledeceğim. sözün önce ingilizcesini yazıp ardından da türkçesini yazsam, sanırım birçok kişi 'kardeşim kafayı mı yedin. ingilizcesini niye yazıyorsun? zaten hemen ardından türkçesini yazmışsın.' derdi.
çeviri faaliyetlerinin devam ettiği dini metinler hususunda bilgim yok. muhakkak doğrudur. ama bunun sebebinin geçmişte dini çalışmaların yasaklanmasına bağlamak gibi absürd bir nedene bağlanmasına sadece gülebilirim. hadi diyelim ki, gerçekten de yasaklanmıştı. ne zaman? kasıt cumhuriyet dönemi mi? diyelim ki öyle olsun. kaç seneye tekabül ediyor? 1923-50 arası ve 1960-2000 arası olsun diyelim. toplamı ne ediyor?yaklaşık 70 yıl. e peki geri kalan onca zaman ne oldu? sadece demokrat parti ve akp döneminde bile bu çeviriler yapılabilirdi de kastım o dönemlerle de sınırlı değil. koca osmanlı dönemi, selçuklu dönemi, anadolu selçuklu dönemi nereye gitti? o zamanlarda da mı dini çalışmalar yasaktı? ha ama, matbaanın icadına rağmen, 300 yıl kullanılmamasını kastediyorsan, işte bu hususta hemfikirim.
gelelim diğer meseleye. kur'an-ı kerim'in arapça aslından okunmasına bir itirazım yok ama bir şartla. okunanın anlaşılması şartıyla. zira, allah kitabında ne diyor? 'şüphesiz ki biz size onu anlayasınız diye indirdik.'
kur'an, niye arapça indirildi? arapça kutsal bir dil olduğu için mi acaba? yoksa arap topraklarına indirildiği için mi? hani misal, hz. muhammed aztek ya da inka olsaydı, tüm insanlığa indirilen kitap yine arapça mı indirilecekti? tüm insanlığa indirilen bir kitabın, tüm insanlık tarafından okunup anlaşılabilmesinin yolu, tüm insanlığın arapça öğrenmesi midir, yoksa kutsal kitabın dünyada yaşayan tüm insanların diline çevrilmesi midir?
'sizin aklınız basmaz. okusanız da anlamazsınız. o yüzden başkaları okusun, size anlatsın.' anlayışıyla, bu dinde de tıpkı hristiyanlıkta olduğu gibi ruhban sınıfı oluşturularak, kutsal kitabın duvara asılan haşa bir süs olarak kabul edilmesinde, arapça'nın kutsallaştırılmasının etkisi yok mudur acaba?
ortalıkta dolaşan binlerce, onbinlerce uyduruk hadis yüzünden adeta yeni bir hadis dini oluşturulmamış mıdır? hz. muhammed'in çişini, sümüğünü yemenin, cehennemden kurtulmanın bir yöntemi olduğunu iddia eden uyduruk hadisler, islamiyetin günümüzde geldiği konumun sebeplerinden biri değil midir acaba?
benim hiçbir dille alıp veremediğim yok. bana göre ingilizce ne ise arapça ya da farsça odur. benim için en güzel dil, kendi konuştuğum dildir. ve allah'ın, okuyup anlayayım diye yolladığı kitabı da, kendi dilimden okumayı tercih ediyorum. indiriliş amacına uygun olarak, 'okuyup anlayabileyim diye'.
do you understand me?
ha kur'an dışındaki dini kaynaklar için verilebilecek örneklere amenna. ama bu durumda da şöyle bir sıkıntı var. diyelim ki ben kalkıp burada, abd başkanı obama'nın bir konuyla ilgili sözünü nakledeceğim. sözün önce ingilizcesini yazıp ardından da türkçesini yazsam, sanırım birçok kişi 'kardeşim kafayı mı yedin. ingilizcesini niye yazıyorsun? zaten hemen ardından türkçesini yazmışsın.' derdi.
çeviri faaliyetlerinin devam ettiği dini metinler hususunda bilgim yok. muhakkak doğrudur. ama bunun sebebinin geçmişte dini çalışmaların yasaklanmasına bağlamak gibi absürd bir nedene bağlanmasına sadece gülebilirim. hadi diyelim ki, gerçekten de yasaklanmıştı. ne zaman? kasıt cumhuriyet dönemi mi? diyelim ki öyle olsun. kaç seneye tekabül ediyor? 1923-50 arası ve 1960-2000 arası olsun diyelim. toplamı ne ediyor?yaklaşık 70 yıl. e peki geri kalan onca zaman ne oldu? sadece demokrat parti ve akp döneminde bile bu çeviriler yapılabilirdi de kastım o dönemlerle de sınırlı değil. koca osmanlı dönemi, selçuklu dönemi, anadolu selçuklu dönemi nereye gitti? o zamanlarda da mı dini çalışmalar yasaktı? ha ama, matbaanın icadına rağmen, 300 yıl kullanılmamasını kastediyorsan, işte bu hususta hemfikirim.
gelelim diğer meseleye. kur'an-ı kerim'in arapça aslından okunmasına bir itirazım yok ama bir şartla. okunanın anlaşılması şartıyla. zira, allah kitabında ne diyor? 'şüphesiz ki biz size onu anlayasınız diye indirdik.'
kur'an, niye arapça indirildi? arapça kutsal bir dil olduğu için mi acaba? yoksa arap topraklarına indirildiği için mi? hani misal, hz. muhammed aztek ya da inka olsaydı, tüm insanlığa indirilen kitap yine arapça mı indirilecekti? tüm insanlığa indirilen bir kitabın, tüm insanlık tarafından okunup anlaşılabilmesinin yolu, tüm insanlığın arapça öğrenmesi midir, yoksa kutsal kitabın dünyada yaşayan tüm insanların diline çevrilmesi midir?
'sizin aklınız basmaz. okusanız da anlamazsınız. o yüzden başkaları okusun, size anlatsın.' anlayışıyla, bu dinde de tıpkı hristiyanlıkta olduğu gibi ruhban sınıfı oluşturularak, kutsal kitabın duvara asılan haşa bir süs olarak kabul edilmesinde, arapça'nın kutsallaştırılmasının etkisi yok mudur acaba?
ortalıkta dolaşan binlerce, onbinlerce uyduruk hadis yüzünden adeta yeni bir hadis dini oluşturulmamış mıdır? hz. muhammed'in çişini, sümüğünü yemenin, cehennemden kurtulmanın bir yöntemi olduğunu iddia eden uyduruk hadisler, islamiyetin günümüzde geldiği konumun sebeplerinden biri değil midir acaba?
benim hiçbir dille alıp veremediğim yok. bana göre ingilizce ne ise arapça ya da farsça odur. benim için en güzel dil, kendi konuştuğum dildir. ve allah'ın, okuyup anlayayım diye yolladığı kitabı da, kendi dilimden okumayı tercih ediyorum. indiriliş amacına uygun olarak, 'okuyup anlayabileyim diye'.
do you understand me?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?