abuzeroklava

en fazla sineklerle olan münasebetimde yaşadığım durum. Öyle etkileri var ki bana bu sinek denen hayvanların anlatamam. Koldaki dirseğe konsa huylanıyorum o derece.

aile'nin suçudur. Aile çocuğa sahip çıkamadığınan o çocuk kaçar evden. SAhip çıkma derken, sevgi ile sahip çıkma, saygı ile sahip çıkma, ilgi ile sahip çıkma.
Evlerden ırak. Allah düşmanıma bile veremsin.

Not: Yukarıdaki haber için gerçekten üzüldüm.

(bkz: yazı)

gelmiş geçmiş mercan dede çalışmalarının en güzel parçasıdır.

Sol Haber Abdurrahman Yalçınkaya'nın resmini profilden koymuş ve fotoğrafı biraz matlaştırmış. Böylece ona devrimci bir hava katmış... Vardır ya böyle devrimci liderlerin profilden matlaştırılmış fotoları, çizimleri... Ona özenmişler. Yavrum ağa bunlar hep solcu işte...

türkiye'yi ziyareti ile gündem değiştiren kuzey ıraklı kürt.

Barzani bölgenin realitesi. Şu anda Türkiyeyle ilişkileri ve çıkarları örtüşüyor. Güven olur mu? O ayrı mesele... Ancak yeni icat olmadı bu ilişkiler. Referandum öncesi algı operasyonlarına gerek yok.

Eski savcılardan.

8 yıl önceki bir haber... Böyyük başsavcı melmekete ayar veriyor. Ekonomi konuşuyorsunuz, laikliğe önem vermiyorsunuz diyor. Yersen.
Türkiye eskiden iyiydi, artık demokrasiden uzaklaşıyor, diktatörlük var, zart zurt diyenlerin alayı yalan söylüyor. Bile bile yapıyorsa hainlik ediyor...
Şu anda görev yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın adını bilen var mı? Ben bilmiyorum. Öğrenmek de istemiyorum. İşte bu yüzden referandumda EVET diyeceğim...
ntv haberi

Bir gazete.
Bunlar omuzu kalabalık paşa kucağına otura otura şaftları kaymış kulampara sarması olduklarından... Al birini vur ötekine... Hepsi aynı.. Güya Karargah Rahatsız manşetine yalandan bir kurban vererek yırtmak istiyorlar. Sedat Ergin puşt da Fikret Bilal değil mi?

10 yıl önceki bir köşe yazısı... O günlerde Necdet Sezer, kendisini mecliste seçenlerin hepsi bitmiş tükenmiş yüzde 0,5 ile baraj altında kalmış olduğu halde henüz cumhurbaşkanlığı makamında bulunmakta. Yeni yapılacak seçimlerde Ak Parti'nin göstereceği adayın meclisten seçileceği kesin. Fakat, ülke medyasının ve askeriyesinin en büyük gündemi bunu önlemek... Eski kulağı kesik darbeciler bu işten rahatsız (!) oluyorlar.. Onların görüşlerini M.Ali Birand köşesine taşıyor. TSK adına konuşan bu godoş generaller Birand'a özetle şunu söylemişler: "Gerekirse yaparız ama bize yeniden darbe yaptırmayın. Bu sefer siz halledin."
Henüz TSK 27 Nisan e-muhtırasını yayınlamamış... Bir okumanızı tavsiye ederim. 10 senede nereden nereye gelmişiz. Ve dert neymiş. Ve niçin bugün Türkiye referandum yapmak zorunda kalmış.
hürriyet haberi

(bkz: #43842)

din, tarih ve politika alanlarında faaliyet göstermiş Çerkes asıllı Türk teolog, gazeteci, araştırmacı ve yazar.

Aslında birçok mesele 27 Mayıs 1960 darbesinde düğümleniyor. Aytunç Altındal... Allah rahmet eylesin.

(bkz: gıdıklamak)

çok iyi biridir. nezaket sahibi biridir.

2,66 alacağım var sözlük.

Beşiktaş sadece galatasarayı ve fener in yokluğunda ortaya çıkan fasulye bir takımdır. Yarın öbür gün bu takımlar düzeldiğinde beşiktaşın yine esamesi okunmayacak.

Maça gelirsek hala izlemedim. İzleyince sinirleniyorum. İnsan sevdiğine sövmez, sövmemeli.

İsa Aleyhisselam bir dağa çıktı. Dağda, güneşin harareti altında ibadet eden yaşlı bir zat gördü. Dediki:
"Niçin kendini güneşten koruyacak, soğuk ve sıcaktan muhafaza edecek bir gölgelik yapmıyorsun?" Yaşlı abid şöyle cevap verdi:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Ben geçmiş Peygamberleri dinledim. Yedi yüz seneden fazla yaşamayacağım. Bina ile meşgul olacak zamanım yok."
... İsa Aleyhisselam dediki:
"Ben sana hayret edeceğin bir şeyi haber vereceğim. Ahir zamanda, ömürleri yüz seneyi geçmeyecek bir kavim gelir. Onlar saraylar, köşkler inşa eder bağlar, bahçeler kurarlar. Bin sene yaşayacak kimselerin emel ve arzularına sahip olurlar." Bunun üzerin yaşlı zat şöyle dedi:
"Onların aklı yok. VAllahi onların yerinde olmuş olsaydım ömrümü bir secdede geçirirdim."
Daha sonra İsa Aleyhisselam'a dedi ki:
"Şu mağaraya gir, hayret edecek şeyler göreceksin."
İsa Aleyhisselam mağaraya girdi ; içeride taştan bir tabut ve üzerinde bir ölü vardı. Başucunda taştan bir levhada şu ibareler yazılı idi.
"Ben filan oğlu filan kıralım. Bin sene yaşadım. Bin ev-saray inşa ettirdim. Bin belde kurdurdum. Bin kız ile evlendim. Bin ordu mağlup ettim. Sonrada dönüşüm, gördüğün gibi buraya KABRE'dir. İbret alın eyy basiret sahipleri."
|KAYNAK:Tefcirut-tesnim Cilt:1

dünya tek bir doğrunun olmadığı bir dünya. En doğruyu bulabilmek için sürekli olarak ölçmek, değerlendirmek ve yeniden planlama yapmak gerekiyor.

28 Şubatçılar, o Atatürkçülük taslayan Nato piçleri, en zayıf yerinden, kadınlar üzerinden vurdular milleti... Zulüm sadece kadınlara değildi elbette ancak en çok onlara zulmettiler. Nice ev var ki, her 28 Şubat'ta yine göz yaşı dökülüyor. Başörtülerine sırtlan gibi saldıran profesörleri hatırlayan genç kızlar artık orta yaşlı oldular ama yine de göz yaşı dökmeden hatırlayamıyorlar o günleri. Allah bin türlü belalarını verdi ve versin inşallah.
Ne kadar safmışız... Üniversitedeyken yılladır dersimize giren profesör Ö.M. bir gün dersliğe elinde fotoğraf makinasıyla gelmişti. Ve birden bire bir fotoğrafınızı çekeyim, hatıra olsun diyerek deklanşöre bastı. Desrlikte oturan öğrencilerin toplu halde fotoğraflarının çekti. Ben gerçekten hatıra fotoğrafı çekiyor sanmıştım. Uzun zaman sonra jeton düştü. Meğer alçak köpek, başörtüsü yasağını uygulamakta birkaç ay geciken Marmara Üniversitesi yönetimini şikayet etmek için delil oluşturuyormuş. Zira sınıfımızda başörtülü kız öğrenciler vardı, darbeci takımına jurnal geçmek için fotoğraf çekiyormuş. Nereden bilebiliriz... Çocuktuk. Bunlar işte böyle köpektiler.
Üniversitelerde maalesef bu imtihanı veren çok az hoca çıktı. Çoğu sessizliğe gömüldü. Bir kısmı aktif olarak postal yaladı... Başı kapalı karısını boşayanlardan tutun, top sakal bırakarak kamufle olduğunu sanan tosuncuklara kadar hepsini gördük... O profesöre ne oldu biliyor musunuz? Yıllar sonra fakültede gördüm. Kafayı yemiş... Hakikaten delirmişti. Öğrencilerden bile azar işitir hale gelmişti. Ailesi dağılmış. Atatürk'ün askeri olayım derken feleği şaşmıştı.... Koridorlarda ibret örneği olarak dolanıyordu. Fakat memlekete çok zarar verdiler. Çok hayat kararttılar. Eğitim sistemiyle oynadılar. Şimdi Yılmaz Özdil-Bekir Coşkun'dan başka yazar bilmeyen newage Kemalistler bunların ürünü..

alıntı

hürriyet gazetesi manşeti.
Hükümet getiren, hükümet götüren bir gazete hürriyet.

Özlediği, aranan bilge gazeteci olmak... Postal özlemi ne zaman çok seslilik olmuş. Yazıklar olsun.