elfirâşetüzzerka

Savaştan kaçıp sığındığı ülke de bir çocuğu bomba var diye korkutan gayri insani varlıkların sergiledikleri davranış.
Ne oldu bize, küçük bir çocuğun korkusundan keyif alacak kadar mı taşlaştı kalplerimiz...
http://m.haberturk.com/gundem/haber/1218663-suriyeli-kucuk-cocuga-akilalmaz-bomba-sakasi

zamanın cumhurbaşkanı kim ise ona, (u:daha önce abdullah güle yazmıştım ) şu an ise sevgili tayyip amcamıza her türlü şikayetinizi, önerinizi, ihbarınızı falan yapabileceğiniz site. kendisi bizzat okuyup değerlendiriyormuş. kaç defa yazdıysam (u:5 kez). her seferinde talebimi ciddiyetle incelediler ve kesin çözüm buldular. en son 4 ay önce yazmıştım bir kaç gün içinde dönüş yaptılar.
--- (gbkz: spoiler) ---

az evvel de bir şikayette bulundum bakalım neler olacak

--- (gbkz: spoiler) ---

sabretmeyi gerektirir.
--- (gbkz: spoiler) ---

Ben diyorum ki beklerim. . .
Ya Gaffar..!
Yürek diyor ki;
\"El'intizar, eşeddü mine'n nâr. . .\"
(Beklemek ateşten şiddetlidir.)

--- (gbkz: spoiler) ---
(u:tüh tüh tüh, yine arapça yazmışım ya ben :D :D :D)

Az önce tramvaya yürürken önünden geçtiğim caminin karşısındaki kahvehane de oturan, alınlarında secde izinden eser olmayan, yüzlerinden nursuzluk akan, bir yandan onlara bakıp alay eden (maşallah cami dolmuş cemaat dışarı taşmıştı) oyunlarını oynarken içtikleri çaya bıyıkları batan iğrenç kişilerin yaptığı davranıştır.
(gbkz:Zavallılar!)

http://www.memur-sozluk.com/gorseller/index.php?id=10428&rid=2396
(gbkz:Najat Vallaud-Belkacem) fas'tan fransaya sığınmış, milli eğitim bakanı olmuş. nereden nereye...
öyleyse bizim ülkemizde de bir kaç sene sonra suriyeli bakanlar çıkabilir, dediğim durum

ALLAH,Sevdiği Kulunu Bela ve Musibetle Kendine Yaklaştırır..
\"Yüce ALLAH bir kulunu severse, o kulun yalvarmasını işitmek için, kendisini belaya uğratır.\" Hz.Muhammed (s.a.v.)(Ramuz el-Ehadis)

Bu durum, şefkatli bir annenin yavrusunun yalvarmasnı duymaktan haz alması ve zaman zaman küçük bahanelerle onu yalvartması gibidir...

\"Mükafatın büyüklüğü, musibetin büyüklüğüne göredir.ALLAH bir topluluğu sevinci, onları musibetlerle imtihan eder.ALLAH'ın rızası buna razı olana, ALLAH'ın kızgınlığı buna kızanadır.\" Hz.Muhammed (s.a.v.)(Tirmizi)

\"Cenab-ı Hak bir kulunu severse, dünyayı ona küstürür, çirkin gösterir.\" Bediüzzaman Said Nursi (23.Mektup)

Böylece kul zaten elinden çıkacak olan dünyaya takılıp, oyalanmaz.Geçici ömrünü kendi hakkında en uygun olarak ALLAH'a (c.c.) yönelir, yaşadığı Evrende O'nun halifesi olmaya çalışır... Bu sayede hem süre hem de nitelik olarak sonsuz bir mutluluk kazanır.

\"Musibetler, ALLAH'ın dergâhına yönlendirmek için birer kader kamçısıdır.\" Bediüzzaman Said Nursi (Barla Lahikası)

\"ALLAH'ın (c.c.) Kulunu sevmesinin göstergelerinden biri de, o kulu kendisinden başka her şeyden uzaklaştırması ve kulunun başka şeylere ilgisini kesmesidir.\"İmam Gazali (İhyay-ı Ulumiddin)

\"İhsan ve nimetleriyle ALLAH'a (c.c.) yönelmeyen kimse sınanmanın zincirleriyle O'na doğru çekilir.\" İbn Ataullah İskenderi

\"ALLAH (c.c.) seni yarattıklarından uzaklaştırdığı zaman bil ki, sana dostluğunun kapısını açmak istiyor.\" İbn Ataullah İskenderi

Bela vermek de, belayı gidermek de ALLAH'u Teâla'nın elindedir.Hem derdi hem de devayı indiren O'dur.Derdi de devayı da yaratan O'dur.O, ancak kendisini öğretmek için seni belaya uğratıyor.Böylece belayı indirme ve gidermede delillerini ve kudretini sana göstermek için sana bela veriyor.Bunula sana hem bela verebileceğini hem de senden belayı kaldırabileceğini gösteriyor.

Belalar kula Cenab-ı Hakk'ın kapısını çalmayı öğretirler.
Kalp ile Cenab-ı Hakk'ı bir araya getirirler.
Yüksek menzillere, derecelere yükseltirler. \"Niçin\" ve \"Nasıl\" diyerek belalara öfkelenmeyin.Hoşlanmadığınız o belalar sizin hayrınızadır.Eğer belalara sabrederseniz, gizli ve açok bütün günahlardan temizlenirsiniz.

Hz. Peygamber'den (s.a.v.) şöyle rivayet olunmuştur;

\"Günahından eser olmaksızın yeryüzünde yürüyünceye kadar, müminden bela eksik olmaz.\"
Onun günahları amel defterinden kaldırılır, o günahları yazmış olan melekler onları unutur.Salihlerden biri şöyle dermiş; \"İlahi ! İnsanlar seni nimetlerin için sevdi, ben ise belaların için sevdim.\" Abdülkadir Geylani (Cilâl'l- Hâtır)
(alıntı)

https://www.facebook.com/mirasimiz/videos/1153877457980499/

-Tankın içindeyken neyi hayal ettin ?
+Ölü bir Arabı hayal ettim. Ve bu beni mutlu etti.

izlerken tüylerim diken diken oldu. bu çocuklar nasıl yetişmişler böyle.

zamanında cennette yaşayan, Allahın emri ile tüm melekler hz. âdeme secde ettikleri halde \"ben ateşten o ise topraktan, kendimden daha aşağı bir varlığa mı secde edeceğim \"diyerek secde etmeyen, hz. Adem ve hz. Havvayı kandırıp yasak meyveyi yemelerine neden olan ve cennetten recmolunarak kovulan ateşten yaratılmış varlık.
Sürekli insanları kötü işler yapmaya teşvik eder, kalplerine vesvese verir. Günaha sürükler
(gbkz:iblis)
Bizler onun şerrinden Allah'a sığınıyoruz.
Edit; recmolunmak; taşlanarak kovulmak demek.
Hani arapça yazınca anlaşılmıyor ya, o bakımdan
(u: :D)

(gbkz:Eûzübillâhimineşşeytânirracîm)..

(gbkz:Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım)

\"Birini sürekli düşünüyorsanız, o da sizi düşünüyor demektir.\" Bir yerde okumuştum. Ne kadar doğrudur bilmiyorum.
Düşünsenize, metro istasyonunda, otobüs beklediğinizde, okulda dersin tam ortasında, yolda yürürken, topkapı'nın surlarında, süleymaniyenin akşam ışıklarında... yemek pişirirken, kahve yaparken, çay demlerken, elmalı turta veya börek pişirirken...
Ders çalışırken, müzik dinlerken, şiir okurken, resim çekerken....
her an her dakika her saniye aklınızda tek bi kişi var ve o esnada o da sizi düşünüyor. Güzel olmaz mıydı?
Telepati falan mı oluyor bu yoksa??

nokta eskiden hayanın hüküm sürdüğü devirlerde seni seviyorum manasını taşırmış... nokta AŞK'mış.
--- (gbkz: spoiler) ---

besmelenin be harfinin noktası, tasavvufta her şeyin başlangıcı olarak kabul ediliyor. imla kuralları olduğu için değil yani :) dediğim durum

--- (gbkz: spoiler) ---

Üç nokta aşktır…
Her nokta gizli bir Ahtır!...
Seviyorum deyip haykıramamaktır...
Boğazda düğümlenen iki çift sözdür...
Dilin lal, gönlün melal olduğu andır…
Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır...
Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır…
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır…
Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir...

HZ MEVLANA

(bkz:...)
edit: mesaj yazmak yerine 3 nokta göndersek olur mu ki acep?

kamuya, devlet mallarına zarar vermekten zevk alan bir sığır hareketidir. pkknın kaldırımları sökmesi, otobüsleri yakması, marketlerin camlarını taşlaması, gezi parkında çevre dostluğu(!) yapacağız diye etrafa zarar verilmesi, çöp konteynerlarını yakması buna örnek olabilir, dediğim durum.
tam da bunlar,

veya bunlardır.

Sahibi yahudi
Yayın politikası islam düşmanı
Spikerleri mason
Vandalizmin destekcisi
Türkiye içine sokulmuş truva atı, virüs...
sabah akşam chp ve hdp yi yıkayıp yağlayıp ellerine birer pamuk şekeri verip masum bir çocuk gibi göstermeye çalışan, pkk nın ekranlarda ki yüzü olan kanal.

bizim oralarda, yoğurt veya sütün özünden artan suya denir. limonsuyu rengindedir. içilmesi halinde, böbrek taşlarını düşürmede etkilidir. modern tabirle (gbkz:peynir altı suyu).
ne gerek var o kadar uzatmaya, şırat deyin geçsin işte.

peynirin peynir olmasını sağlayan bakteri ile, ayaklarda mantar oluşmasına neden olan bakteri aynıymış. -peynirden soğudum bi an-
kaynamış sütün içine bir miktar peynir mayası katılarak kaynatılması sonucu, oluşan topaklanmalar birleşinceye kadar kaynatılır. daha sonra birleştirilerek peynir elde edilir.süzme peynir yapılacaksa, bir bezin üzerine dökülür üzerinde biriken (gbkz:şırat)ın akması için bekletilir. tulum peyniri yapılacaksa kaynamasına devam ettirilerek eli kazana sokup-kaynar kaynar hemde- o peyniri sıka sıka halat haline getirip asarak süzülmesi beklenir.
küçükken anneannemden yapılışını gördüğüm kadarıyla böyleydi.
--- (gbkz: spoiler) ---

daha sonra anneanneden biraz peynir istenir. -çocukken peynir sevmeyen torununun peynir istemesine şaşıran anneanne bir parça peynir koparıp sıcak sıcak torununa verir. daha sonra torunu çaktırmadan gidip köpek yavrularına yedirir. gelip bi daha bi daha ister. taa ki anneanne durumu anlayıncaya kadar böyle devam eder.

--- (gbkz: spoiler) ---

http://www.memur-sozluk.com/gorseller/index.php?id=10397&rid=2377
dedemi sabah namazına kaldıran, serkisof markalı saattir. küçükken dedeme, o tavukların yemi yediği halde neden bitiremediklerini sormuştum. dedem demişti ki, ''yem biterse tavuk yemeyi bırakır, o zaman da saat durur çalışmaz artık.'' inanmıştım. çocuk aklı işte.
--- (gbkz: spoiler) ---

2 gün sonra dedemin vefatının 3. yılı olacak, bu başlıkta da onu anmış oldum. canım dedem, Allah yerini cennet eylesin.

--- (gbkz: spoiler) ---

Bir japon bir eskimo'ya tecavüz etse akpartiyi suçlayanların, kılıçdaroğlu'nun yeğeni 4 çocuğa tecavüz edince sessiz kalmasına laiklik denir.
buldukları her fırsatta dindarları karalama kampanyaları yapan pelinsuların sesleri içlerine kaçar berkecanlar bunları görmemezlikten gelir. http://www.yeniakit.com.tr/haber/hdpli-baskan-tecavuzcuyu-savundu-154561.html

bu rezil olayı bahane edip islami kuruluşları karalayan zihniyetin, çocuk istismarına bakışının, gün gibi ortada olmasına neden olan durum. bizler, o işi yapan kişi kim olursa olsun, idam edilsin diyoruz, onlar ise beraat etmesini istiyor, bi de bu utanç verici işi yapanları savunuyorlar. hem evlisin, hem 3 çocuğun var. hem de 4 kız çocuğuna o iğrençliği yapabiliyorsun. defalarca... bu nasıl bir vicdan?
(gbkz:bir zamanlar, kılıçdaroğlunun yeğenini savunan hdpli başkan)
ahlak kavramına bakışları ise ayan beyan ortada. dediğim durum

sözlüğe görsel yükleyemiyorum. her yüklemeye çalıştığımda ''bir hata oluştu, daha sonra tekrar deneyin'' diyor

tüm zamanın en çok eksi oy veren yazarları
1) cayisallama (45)
2) dulcinea (43)
3) kunta kinte (42)
4) hermione (22)
5) sugge (22)
6) werty (15)
7) karakedisi (13)
8) pirlere niyaz ederiz (12)
9) john doe (11)
10) abuzeroklava (9)
11) zinzal (9)
12) halo (9)
13) mödo (9)
14) spazmoldum (7)
15) hyperion (6)
anlamsız her önüne gelen başlık veya entrylerinize basılan eksi oylarının faillerini bu listeden rahatlıkla bulabilirsiniz, dediğim başlık (u::D)

orjinal hali, (gbkz:adalet bakanlığı cinsel sapkınlığın haritasını çıkarsın) olan başlık. (u:tamamı sığmadı)
Ali Karahasanoğlu'nun, \"Adalet Bakanlığı cinsel sapkınlığın haritasını çıkartsın!\" başlığıyla yayımlanan (25 Mart 2016) yazısı şöyle:

\"Bizim mahallede olup da, bu yola sapanın bin defa belasını versin..

Sadece laf olsun diye değil, gönülden söylüyoruz bunu..

İtirazımız, kızgınlığımız, cinsel sapkınlığın son aşaması ile de sınırlı değil.

Bizim inancımızda, sadece fuhşiyat değil, insanı fuhşiyata götüren yollar da haramdır, lanetlenmiştir..

Baldır bacak fotoğraflarını yayınlamamamızın gerekçesi, “zevzeklik olsun”değildir..

Haber değeri taşıdığı için yayınlamak zorunda kaldığımız bazı fotoğraflardaki göğüs, bacak dekoltelerini flulaştırmamızın sebebi, “laklak olsun, millet bizi iş yapıyor gibi görsün” değildir..

Bizim “cinsel sapkınlık” tanımlamamız, diğerlerinin tanımlamasından da çok daha geniştir.. Çok daha katıdır..

Biz sadece çocuklara, sadece rızası olmayan yetişkinlere yönelik cinsel sapkınlıkları kötü görmekle yetinmeyiz.

Rızası dahilinde olsa bile, nikahsız kişilerin ilişkilerini günah görür, uzak dururuz.

Aynı cinsin birbiri ile yaptığı fuhşiyatı da “lanetlenmiş kavim fiili” olarak kabul eder, kesinlikle tasvip etmeyiz..

“Beden benim değil mi, sana ne?” tavrı gösterilmesine karşı çıkar,“nikahsız bir erkek ile bir kadının aynı odada, üçüncü bir kişi olmadan bulunmaları”nı haram bilir, öyle hareket etmeye çalışırız..

Dolayısı ile..

Gaylere de.. İbnelere de.. Sübyancılara da.. Tecavüzcülere de.. Bugünün sosyal hayatında sık sık karşılaşılan “haremlik selamlık dışı uygulamalar”a da..

Muhalefetimiz vardır..

Hayatımızdan uzak tutmaya çalışırız.

Bunların tümü, Kur’an-ı Kerim’de yasak olduğuna göre...

Bu yasakları işleyenleri mazur görmeyi, “Allah’a isyan” olarak kabul ederiz.

•

Dindar insanların bu kesin tavrını bilen ahlaksızlar..

Orda burda bir küçük örnek yakalayıp..

Dindar insanlar, o küçük de olsa örnekteki faili kesinlikle tasvip etmedikleri halde..

O olay üzerinden..

O olayı büyüterek..

Devasa bir olay haline getirip, sanki dindar grup içinde, sabah, akşam bu olaylar tekrarlanıyormuş gibi algı oluşturarak..

Dindarları hedef tahtasına oturtuyorlar..

“Hani siz ahlaklı idiniz? Ne oldu? Bu sapkınlık ne?”

Yaşanan yanlışa sahip çıkarsak, haklılar..

Ama dindar topluluklar olarak.. Yanlışı kabullenmiyor.. Üstünü örtmüyor.

Bir okulda, bir vakıfta, bir tesiste küçücük bir örnek vuku bulduğunda, o olayın tekrarlanmaması için, daha sıkı denetimlere başvuruyorsak..

Allah’ın emrini tekrar tekrar hatırlayıp, insanları da fuhşiyattan uzak durmaya davet ediyorsak..

Bu linç niye?

•

Şu ilde bir yanlış olmuş.

Eğer gerçekten o yanlışı yapmış ise.. Allah belasını versin..

Ama..

O bir tek kişiyi gösterip, dindar insanları, cinsel sapıklar gibi gösterenlerin de Allah belasını versin..

Bu vesile ile..

Oluşturulmak istenilen algı için, “hodri meydan” diyorum..

Bir vakfa ait tekil olayı..

Bir haftadır sabah akşam tekrarlıyorlar ya..

En iğrenç ifadelerle, suçu işleyenin yanında..

İlgili-ilgisiz tüm dindarları suçluyorlar ya..

Ben de bu ahlaksızlığı yapanlara, “Hodri meydan” diyorum..

Adalet Bakanlığı, tüm Türkiye’de işlenen cinsel suçların listesini çıkartsın..

İl il..

İlçe ilçe..

İsim isim..

Okul okul.. Yurt yurt..

Vakıf vakıf.. Kurs kurs..

Hepsi açıklansın..

Bakalım, dindar kesimde bir tane olan cinsel sapkınlık, dindar insanları suçlayan, alaya alanların okullarında, yurtlarında 100 mü, yoksa 200 mü?

Ben, “Dindar gruplar içinde, bir tanecik bile böyle bir olay olmasın” derim..

Ama ahlaksızlığa da gerek yok..

İstanbul’un en sosyete kolejlerinde..

En lüks semtlerindeki özel okullarda..

Yabancı öğretmenlerin..

Bireysel tacizden, bireysel tecavüzden çok öte..

Kurumsal sorumluluğu da gerektirecek şekilde.. Grup halinde işlenen cinsel sapkınlıklarını bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?

Şöyle geçmişe bir uzanın.

Laikçi bir kolejde, bir cinsel sapkınlık yaşandığında..

Ne oluyordu?

Ben onlarca örneğini, bire bir biliyorum.

Bir gazetede küçük bir haber olarak yer alıyor...

Ne okulun isimi var, ne öğretmenin, ne mağdurun..

Olayın üstündeki perdeyi aralamak için, işlenen suçun yoğunluğunu araştırmak için.. Soruyorsunuz Milli Eğitim Müdürü’ne, “Bu hangi okul acaba” diye.

Cevap hazır: “Söyleyemeyiz.”

Tek tek okulları arıyorsunuz.. Hepsi yalanlıyor..

Adliyeleri dolaşıyorsunuz..

Tek kelime ile bilgi veren yok..

En kral haberde bile, okulun da, tacizcinin de ismine, kodlanarak yer veriliyor..

Suçlular böyle böyle korunuyorlar..

Sabah akşam, o cinsel sapkınlıkları tekrarlayanların eylemlerini gizliyorlar..

Sıra dindar kesimdeki tek bir olaya gelince..

Hurrra..

Sadece taczici değil. Tacizcinin çalıştığı tüm kurumlar.. O kurumların Türkiye genelindeki tüm şubeleri.. Hatta o tacizciye, yoldan geçerken selam verenler bile..

Suçlu gibi gösteriliyor..

Adalet Bakanı’na çağrıda bulunuyorum..

Ya şu ahlaksız yayınları, tekil olaylar üzerinden dindar insanları karalayan haberleri engelleyin..

Ya da, bu konuda işlenen suçların tümünün haritasını çıkartın..

Görelim bakalım, saçımız ak mı, kara mı?\"