Bisikleti ile önce Türkiye'yi şimdi Afrika'yı gezen türk seyyah. Gidip gezdiği yerleri oldukça başarılı bir şekilde belgesel olarak YouTube'da yayınlıyor. Afrika seyahatini izlemek çok eğlenceli.
Çiftlikbank kurucusu. CEO'su yani
31 Mayıs 1991 Giresun doğumluymuş. O yaşta bebe milleti uyutmuş resmen.
Daha önce bu başlığa, "nerede asımım gençliği nerede şimdiki gençlik" diye entry girmiştim. Şu an ne kadar yanıldığımı anlıyorum. Geçen gün, Hitabet dersi için sözlü sınav yapmak üzere 12. Sınıflardan sevdiğim bir öğrencime, cuma çıkışı bayrak töreninde hatim duası yaptırdım. Çocuk boylu poslu yakışıklı da bi öğrenci. Okulda kızlar onu takip ediyor sürekli. Ama bu çocuk kafasını kaldırıp bir tanesine bile bakmıyor. Başı önünde geziyor o kadar saygılı. Bi ara konuşmuştum ders çalışmak istemiyorum dikkatim dağıtılıyor demişti, kız meselesi falan mı dediğimde, hocam benim daha önemli işlerim var, boş işlere ayıracak vaktim yok demişti. Kendi imamhatip zamanımı gördüm çocukta. Ailesinin durumu kötüymüş babası hastaymış çocuk okul çıkışı çalışıyor hem ailesine destek oluyor hem ders çalışıyor. Bi kaç defa rehberlik yaptım ders çalışma saatlerini işine göre ayarladık şimdi başarısı da yükseldi.
Başka bir öğrencim, Suriye'li. Türkçeye hakim mükemmel konuşuyor. Saygılı ahlaklı, geçen gün çantamdan bir şey lazım oldu öğretmenler odasına onu yolladım getirmesi için, bugün de telefonumu unuttum almaya onu yolladım o derece güvenilir bir öğrenci. Tıp okumak istiyor zeki kapasitesi var. Düşünün ki bir öğretmen öğrencilerinden o kadar memnun ki haklarında entry giriyor. Öylesine saygılı, edep timsali çocuklar. Geleceğe dair umutlarım arttı bunları tanıdıktan sonra. Allah böyle çocukların sayısını arttırsın.
Başka bir öğrencim, Suriye'li. Türkçeye hakim mükemmel konuşuyor. Saygılı ahlaklı, geçen gün çantamdan bir şey lazım oldu öğretmenler odasına onu yolladım getirmesi için, bugün de telefonumu unuttum almaya onu yolladım o derece güvenilir bir öğrenci. Tıp okumak istiyor zeki kapasitesi var. Düşünün ki bir öğretmen öğrencilerinden o kadar memnun ki haklarında entry giriyor. Öylesine saygılı, edep timsali çocuklar. Geleceğe dair umutlarım arttı bunları tanıdıktan sonra. Allah böyle çocukların sayısını arttırsın.
amin. Benim için de böyle düşünen öğretmenim olmuş mudur?
Benim için böyle düşünen çok öğretmenim olmuştu. Ortaokul da ki Bi matematik öğretmenim geçen sene bana, 12 yıl önce bir soru çözerken ona söylediğim bi sözü hiç unutmadığını söylemişti. Ben hatırlamıyordum bile. Formül öğretmiş soru için. Ben kendi bildiğim gibi yapmışım. Neden öğrettiği gibi yapmadığını sorunca da bildiğim yol beni doğru sonuca götürüyorsa doğru bildiğim yolu kolay kolay değiştirmem yöntemimde hata varsa yeni yol aramaya başlarım, yoksa zaman kaybı demişim. :) ben hatırlamıyorum hoca nasıl hatırlıyor.
Axit hocam sizin için de düşünmüşlerdir eminim :)
AXİT HOCAM senin için iyi bir öğrenci diye kim düşünür lan? Düşünse düşünse ergun tuna düşünür. :)))))))))))
Cayisallama, sizin lise zamanlarınızı az çok tahmin edebiliyorum :) (yazar burada, "sen önce kendine bi bak" demek istedi 😀)
bizim ki üniversite dönemlerinde. Lise döneminde haklısın. HEle son sene okulu zor bitirmiştim. Haylazın önde gideniydim.
:)
:)
Sultan Abdülmecid'in kızı Sultan Abdülhamid Han'ın da kız kardeşi Seniha Sultan sürgün kararı sonrası Atatürke telgraf çeker...
"78 yaşındayım odadan bile çıkamıyorum hayattan artık bir nasibi kalmamış birinin son günlerini odasında geçirmeye müsaade buyurun"
"78 yaşındayım odadan bile çıkamıyorum hayattan artık bir nasibi kalmamış birinin son günlerini odasında geçirmeye müsaade buyurun"
Buradaki çocuk normal ise ben geri zekalıyım.
Bu çocukların keşfi muhteşem.
Bu çocukların keşfi muhteşem.
Falcon heavy fırlatılışını canlı yayınlayarak kanalındaki izlenme sayısı oldukça artan youtuber. Kendi bildiği yolda ilerliyor. Bilimsel videolarla bu kadar ilgi çekmesi çok başarılı.
Nomofobi günümüzde gençler arasında çok yaygınlaşmaktadır. Nomofobi nedir derseniz; cep telefonundan mahrum kalma korkusudur.
Öyle bir ağlasam,
Öyle bir ağlasam çocuklar,
Size hiç gözyaşı kalmasa.
Öyle bir aç kalsam,
Öyle bir aç kalsam çocuklar,
Size hiç açlık kalmasa.
Öyle bir ölsem,
Öyle bir ölsem çocuklar,
Size hiç ölüm kalmasa.
(bkz: aziz nesin)
Öyle bir ağlasam çocuklar,
Size hiç gözyaşı kalmasa.
Öyle bir aç kalsam,
Öyle bir aç kalsam çocuklar,
Size hiç açlık kalmasa.
Öyle bir ölsem,
Öyle bir ölsem çocuklar,
Size hiç ölüm kalmasa.
(bkz: aziz nesin)
pedofili suçtur hiçbir şekilde normalleştirilemez. Normal karşılaşıyorsa toplumun temelinde bir sorun var demektir.
bütün toplumu ilgilendiren sorunlardır. Mesela ciddi şeyler konuşulması gerekirken kedi videosu izlemek gibi.
Anneniz ve siz grip salgınına yakalansanız ve ikinizin de yataktan kalkacak dermanı olmasa; çorbayı yine anneniz yapar.
Konumuz çorba değil tabii... Böyle muhteşem detayların değerini bilelim.
Konumuz çorba değil tabii... Böyle muhteşem detayların değerini bilelim.
sosyal konumu, dini inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun; halisane niyet taşıyan herkesin niyetinin gerçekleşmesini diliyorum.
2018 yılının, ülkem için de hayırlara vesile olmasını ve içinde bulunduğu karanlık ve ümitsiz süreçten en kısa sürede, en az zararla kurtulmasını diliyorum. allah yardımcımız olsun...
2018 yılının, ülkem için de hayırlara vesile olmasını ve içinde bulunduğu karanlık ve ümitsiz süreçten en kısa sürede, en az zararla kurtulmasını diliyorum. allah yardımcımız olsun...
Halisane, ne güzel kelimedir. Hatırlattığınız için teşekkür ederim. Sevgiler... :)
Aslında 15 temmuz 2016 tarihli başarısız darbe dahil fetonun yaptığı haksızlıklar ve zulümler bir şekilde hem yargıda hem de milletin zihninde yargılanıyor. Ales sorularinda olduğu gibi bir şekilde ortaya çıkıyor ve bazen haksız da olsa suçlu atanıyor.
Peki teşkilatlarda sadece dönem gereği sakal bırakıp ihale kovalayan toksine dönmüş insanlar, ya da sosyal medyada veya munafiklik yapabileceği her platformda İslam dinini savunur gibi yapıp amacı kan emicilige devam etmek olan parazitler. Bunlara göz yumuluyor. Çevremde yok diyorsanız son dönemde inşaata başlayan dayınız, başına örtü takip sosyal medya profiline 'la tahzen' yazan ama İslamı bilmeyip öğrenmeye gayret de etmeyip parti bürolarina sık sık uğrayan kuzeniniz, memurum ama memurluk bana yetmiyor deyip bir kaç saat işe uğrayan ama teşvik aldim özelde de yatırım yapıyorum diyen enişteniz bu gruba dahil olabilir.
Bunlar Türkiye'nin yeni baş belalaridir.
Peki teşkilatlarda sadece dönem gereği sakal bırakıp ihale kovalayan toksine dönmüş insanlar, ya da sosyal medyada veya munafiklik yapabileceği her platformda İslam dinini savunur gibi yapıp amacı kan emicilige devam etmek olan parazitler. Bunlara göz yumuluyor. Çevremde yok diyorsanız son dönemde inşaata başlayan dayınız, başına örtü takip sosyal medya profiline 'la tahzen' yazan ama İslamı bilmeyip öğrenmeye gayret de etmeyip parti bürolarina sık sık uğrayan kuzeniniz, memurum ama memurluk bana yetmiyor deyip bir kaç saat işe uğrayan ama teşvik aldim özelde de yatırım yapıyorum diyen enişteniz bu gruba dahil olabilir.
Bunlar Türkiye'nin yeni baş belalaridir.
Türkiye ve dünya pazarına nasıl girdiklerini çoğumuz biliyoruzdur.
işte medyanın insan üzerinde nasıl bir etki yaptığının en büyük örneği.
1989 yılı…Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır.Türkiye'ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü marka aldığı sonuçla şoka girer. Bekledikleri gibi olmaz.Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez.Dükkanlar kapatılır.Geri dönülür.
1991 yılı.Murakami-Wolf-Swenson Productions'ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür.Yapımcı şirket Türkiye'deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder.Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10'udur.Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal.Yayınlanmaya başlar.Çizgi film Türkiye'de de çok tutulur.Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.
1994 yılına gelindiğinde çizgi film milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır.Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar.Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez.Talep gitgide artar.Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açar.Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş eder.Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelir.
O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”! o pizza zinciri de ''PİZZA HUT''
Şimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk izleyenler 30'larına geldi.İlk jenerasyon genç evli, yeni nesil aile oldu.Onlardan sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite öğrencisi, ya yurtta ya da öğrenci evinde kalıyor.İlk jenerasyondaki evliler evde yemek pişirmek yerine sık sık şöyle diyor : “Pizza mı söylesek?”Bir sonraki jenerasyon da yurt odasına ya da öğrenci evine neredeyse her akşam pizza sipariş ediyor.
İşte algılarımız böyle yönetiliyor.20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor.Bizim eğlenceli diye izlediğimiz masum çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerdenibaret.Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!
image
Bu sadece bir örnekti, her Amerikan filminde Apple bilgisayarların görünmesi bugünkü Apple çılgınlığının temeliydi.Her filmde sabah işe giderken elinde Starbucks kahve ile koşturuyor olması bugün bir kahveye 15 lira ödüyor olmamızın müsebbibi.Afrika'da ayağında ayakkabı olmadığı için pet şişe bağlayan Afrikalı gençlerin elinde içine su doldurulmuş Coca-Cola kutularıyla gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını düşünmeleri de yıllardır Coca-Cola'nın yaptığı “MUTLULUK” reklamlarının sonucu. Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyor işte, başka bir şey değil.
Biz hatırlamayız ama babalarımızın hayranı olduğu Western (Vahşi batı) filmlerindeki karizmatik kovboyu. O kovboyun ağzındaki Marlboro sigarayı babalarımız bugün hala bırakabilmiş değil. Etkiye bakar mısınız?İşte bu yüzden unutmayalım;Bize sunulan görüntülerin, reklamların, film ve dizilerin %99'u bir amaca hizmet ediyor.İnanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce iki kere düşünelim.
“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” diyordu Malcolm X,Uyanık olmayana pizzayı da yedirirler, kolayı da içirirler üzerine de bir sigara yaktırırlar…Afiyet olsun!
işte medyanın insan üzerinde nasıl bir etki yaptığının en büyük örneği.
1989 yılı…Türkiye ilk defa pizza dükkanlarıyla tanışır.Türkiye'ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü marka aldığı sonuçla şoka girer. Bekledikleri gibi olmaz.Boğazına düşkün olduğu için pizzayı seveceğini düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı sevmez.Dükkanlar kapatılır.Geri dönülür.
1991 yılı.Murakami-Wolf-Swenson Productions'ın ürettiği bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür.Yapımcı şirket Türkiye'deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder.Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması gerekenin %10'udur.Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel kanal.Yayınlanmaya başlar.Çizgi film Türkiye'de de çok tutulur.Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.
1994 yılına gelindiğinde çizgi film milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına almıştır.Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar.Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez.Talep gitgide artar.Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açar.Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş eder.Liseli, üniversiteli gençler arasında bir itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelir.
O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”! o pizza zinciri de ''PİZZA HUT''
Şimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk izleyenler 30'larına geldi.İlk jenerasyon genç evli, yeni nesil aile oldu.Onlardan sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite öğrencisi, ya yurtta ya da öğrenci evinde kalıyor.İlk jenerasyondaki evliler evde yemek pişirmek yerine sık sık şöyle diyor : “Pizza mı söylesek?”Bir sonraki jenerasyon da yurt odasına ya da öğrenci evine neredeyse her akşam pizza sipariş ediyor.
İşte algılarımız böyle yönetiliyor.20-30 yıllık stratejiler çiziliyor, uygulanıyor.Bizim eğlenceli diye izlediğimiz masum çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan katalizörlerdenibaret.Ve emin olun, bu bilinçaltı pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize sadece pizza yedirmiyor…!
image
Bu sadece bir örnekti, her Amerikan filminde Apple bilgisayarların görünmesi bugünkü Apple çılgınlığının temeliydi.Her filmde sabah işe giderken elinde Starbucks kahve ile koşturuyor olması bugün bir kahveye 15 lira ödüyor olmamızın müsebbibi.Afrika'da ayağında ayakkabı olmadığı için pet şişe bağlayan Afrikalı gençlerin elinde içine su doldurulmuş Coca-Cola kutularıyla gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını düşünmeleri de yıllardır Coca-Cola'nın yaptığı “MUTLULUK” reklamlarının sonucu. Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyor işte, başka bir şey değil.
Biz hatırlamayız ama babalarımızın hayranı olduğu Western (Vahşi batı) filmlerindeki karizmatik kovboyu. O kovboyun ağzındaki Marlboro sigarayı babalarımız bugün hala bırakabilmiş değil. Etkiye bakar mısınız?İşte bu yüzden unutmayalım;Bize sunulan görüntülerin, reklamların, film ve dizilerin %99'u bir amaca hizmet ediyor.İnanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce iki kere düşünelim.
“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter” diyordu Malcolm X,Uyanık olmayana pizzayı da yedirirler, kolayı da içirirler üzerine de bir sigara yaktırırlar…Afiyet olsun!
Kaynak paylaşır misin
Farklı olanı sevmemek hatta ondan nefret etmek bunlardan biridir.
Misal
Doğu'da Kürtlerle Araplar ve Zazalar arasında problemler var.
Batıda mütedeyyin insanlarla sekuler insanlar arasında problemler var.
Yaşlılarla özellikle kılık kıyafet ve görünümü marjinal olan gençler arasında sorunlar var.
Kadınla erkek arasında sorunlar var.
Türkiye vatandaşları ile mülteciler arasında sorunlar var
İnsanların tuttuğu takımlar, tercih ettiği cep telefonları, sevdiği ünlüler, çay içtiği mekanlar dahi yadırganma ve çatışma ortamı için yeterli sebep.
Bunlar bazi noktalarda dünyanın her yerinde böyle diyebilirsiniz, katilirim ama ABD'nin siyahiye yaptığına ırkçılık deyip Türkiye vatandaşının Suriyeliler için olan tutumuna ya da Kürt için yaptığı genellemeye 'ama'li yaklaşıyoruz.
Misal
Doğu'da Kürtlerle Araplar ve Zazalar arasında problemler var.
Batıda mütedeyyin insanlarla sekuler insanlar arasında problemler var.
Yaşlılarla özellikle kılık kıyafet ve görünümü marjinal olan gençler arasında sorunlar var.
Kadınla erkek arasında sorunlar var.
Türkiye vatandaşları ile mülteciler arasında sorunlar var
İnsanların tuttuğu takımlar, tercih ettiği cep telefonları, sevdiği ünlüler, çay içtiği mekanlar dahi yadırganma ve çatışma ortamı için yeterli sebep.
Bunlar bazi noktalarda dünyanın her yerinde böyle diyebilirsiniz, katilirim ama ABD'nin siyahiye yaptığına ırkçılık deyip Türkiye vatandaşının Suriyeliler için olan tutumuna ya da Kürt için yaptığı genellemeye 'ama'li yaklaşıyoruz.
DOĞRU
bu kadar para,kitap zarar ediyorsa bi o kadar yeni yanın evi kitap basıp kar elde edecek. Yeni basanlar ile zarar edenlerin siyasi görüşleri ve yakınlıkları önemli.
TEOG, YGS ve LYS'deki değişiklikler, bu sınavlar için basılan binlerce kitabının ortada kalmasına neden oldu. 200'e yakın yayınevinin elinde kalan kitapların sektöre yaşatacağı zararın boyutunun milyarlarca lira olacağı belirtildi.
TEOG, YGS ve LYS'deki değişiklikler, bu sınavlar için basılan binlerce kitabının ortada kalmasına neden oldu. 200'e yakın yayınevinin elinde kalan kitapların sektöre yaşatacağı zararın boyutunun milyarlarca lira olacağı belirtildi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?