gewende

adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde

yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu

otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime

anne dedim, hadi çay koy da içelim..

soyadı normal isim olarakta kullanılabilen kişilerin sık yaşadığı durum.

(bkz: bi kereden bir şey olmaz) demek yeterince büyük bir eylem planı idi oysa

meali, elimden bir şey gelmiyor bende kendimi avutmak için zamana bıraktım.

ya zamanda sana bırakmışsa...

yaktığından daha az kalori al o kadar. yani yeme ulan yeme.

murphy kanunlarını gözardı eden temenniler. ama murphy yine de sinsice köşede beklemektedir.

bir şey düşünmez bir şey beklemez isen hayal kırıklığı da olmaz

belki çokta alakalı değil ama aklıma şu kısa filmi getirmiştir.

iyi yazan güzel analizleri olan fikir sahibi bir yazarımızdır.

şimdi çokta şee yapmamak lazım var bazı başarılar.

bir daha ki sefere kralsın be oğlum merak etme..

yıldırımlığı sonucu, sonu gelen padişah olmuştur. timur anadolu ya girdiğinde yıldırımın tezcanlı olduğunu ve hemen savaş alanına gelerek saldırıya geçeceğini biliyordu o nedenle taktiğini ona göre kurgulayıp kendisini alt etmiştir.

edit: yav arkadaş ben mi kaybettim savaşı yıldırım kaybetti bana ne eksi veriyorsun töbe töbe.

bir zapatista sözü der ki : bir kişi sana güneşi gösterdiğinde güneşe bakarsan salaksın eğer parmağına bakarsan daha da salaksındır. bakman gereken parmağı ile güneş arasında kalan yerdir.

ağzına kürek ile vurulasıdır.

en sevdiğim insan tipi. ama zordur kendisini saklaması sonunda bir hareket ya da bir cümle ile kendisini ele verir. ha vermiyorsa o zaman önünde eğilmek gerekir büyük zekadır zira kendisi o vakit.

(bkz: stalkçılara gün doğması)

ifade özgürlüğü denen kavram insan hakları evrensel beyannamesinde de geçen nerdeyse tüm ülkelerce kabul edilen türkiye tarafından da şu şekilde anayasaya kabul edilmiştir:

'Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.'

yani diyor ki sen kimseyi şiddet ve hakaret içermediği sürece düşüncelerinden dolayı suçlayamazsın senin istemediğin karşıt olduğun fikirleri bile savunuyor olsa bile. ha ama dersen ki ben yargılarım ve bunu da sadece o günkü siyasi konjoktürde ele alıp düşünmeden jakobenizm şeklinde empoze edilen fikirlere göre yaparım o zaman kişinin hakkını engellemek suçunu işlersin. tabii sosyal devlet hukuku bunu der ve devlet aklı da bunu gerektirir. 'ama yine de hödö hödö hödö' demek kişinin tamamen kendi fikr-i beyanatı olup bir şey diyemeyiz.

ve unutmadan ifade özgürlüğü sadece iktidar yanlıları için geçerli olan bir durum değildir ki bir yandan cem küçük gibi birileri medya tetikçiliği yaptığı halde normal karşılanıp muhalefet eden kişi ise hain ilan edilsin.

ah gençler ah daha çok çoook yol katetmek lazım.

nevruz çok eski bir destan olup birçok halk tarafından farklı nedenlerden kutlanır. kürtlerde ise bu demirci kawa ve dehak ın mücadelesi ve sonunda demirci kawanın zaferi ile sonuçlanan ardında çok yönlü bir toplumsal olayı barındıran bir kutlamadır.

günümüzde de kutlanmaya devam edilir kürtler tarafından aynı şekilde bazı halklarda kutlar. ancak bazı kesim ve kişiler -beyin yerine üzerine oturduğu uzvu ile düşünen- bu olayın sosyolojik karşılığını anlamak yerine direkt varolan alışkanlıkları olan yaftalamayı kullanarak -ki daha az zihinsel aktivite gerektirdiğinden olabilir- alelacele fikir beyan edip sonuca bağlar. oysa bilmediği şudur ki bu tavır ötekileştirme yapmaktan ve diğer taraf ile araya uçurumlar koyup toplumsal olarak ayrışmaya zemin hazırlamaktan öteye gitmez.

insanın iç sesinin dışavurumu gibi sözlere sahip şarkıları seslendiren grup.

bu insanlar bir yerden sonra kayıtsızlaşır ve şüpheci bir kimlik kazanarak savunma oluşturur. çünkü yaşadığı zamanın toplumunun böyle olduğu varsayımları üzerinden hareket eder. elbette bu genellemede yanlıştır ancak yine de temkinli ve mesafeli biri olmuştur artık.

şimdi açılın bu sevdiğim şarkı ile bir anımı paylaşmak istiyorum.

üniversite yılları evde oturuyoruz arkadaş grubu ile bir de eşcinsel bir erkek arkadaşımız var sohbet edip çay içiyoruz (valla çay içiyorduk) arkadan da müzik çalıyor. bir ara biri bu şarkıyı açtı arkadaşın biride daha bize çok ısınmamış samimiyeti ilerletmemiş bir erkek arkadaşta güzelmiş dedi. ve gay olan arkadaş direkt buna dönerek gaybana dedi ama hızlı söylediğinden g ile k arası bir ses çıktı. tabii adam arkadaşın eşcinsel olduğunu bildiğinden şok oldu renk attı bildiğin hareketsiz kalıp ne tepki vereceğini şaşırdı. neyse ki sonra arkadaş tamamlayıp şarkının adı gaybana geceler deyince yerli yerine oturdu.

bence komikti.