çok hoş bir şaka olabilir aslında diye düşündüğüm hedeversiyus.
böyle sofra bezi filan da olacak, otobüs hareket ettiğinde (şöforle anlaşmalı tabi.) bir duraktan yolcu binecek ve karpuzu kesip dilimleyip çök down yapıp yiyecek. millet ne olduğunu anlamadan. böyle doğallık şart tabi, oyunculukta. üstüne paylaşmak isteyecek filan. çok hoş olurdu. gerçekten de insanların toplu taşıma kullanma oranını artırır kanımca.
böyle otobüs eğlenceleri olsa, anlık hoş olabilir bak. bu da toplumsal mesaj deyip kapattım elektiriği, interneti. hayrola.
abartılı bir önerme olmasına rağmen gerçeğe pek yakın tespittir.
ciddi bir şanstır. doğrularının yanlışlarından çok olduğunu görmek, doğru insanlar olduğunu görmek, hissetmek, yaşamak... bir şekilde kimi örnek alırsa alsın insan. ama bu temel varsa daha bir başkadır, o çocuğun hayat seyri. hem olumlu hem de olumsuz hayat yolunu böler insanın.
insanın kendisine yabancı olmasından daha farklı olan zihinsel ve duygusal durum. zamanla bir sürü, davranış, tavır, hareket, söz, iş-güç öğrenir. aslında öğrendiği her detay onu başka biri yapar ve bu bir şekilde sürer gider. sonra o aslında olmadığı bir sürü kimlik ile uğraşmak zorunda kalır. çözerse devam eder bildiği gibi. tam tersi de başkasını yaşar kendinde...
sorduğunuzda pek yerine gitmeyecek, duyulmayacak sorudur. içeride bir yerde kalır öyle. insan bu, sorularıyla baş başa kalır bazen...
t: \"bilge kişidir.\" (irem ayşegül insel)
yakın geçmişte pek sık tanık olduğumuzdur. \"yama\" denilen bir olay vardı tabi. şimdi rengi gitti diye kullanmıyoruz. eski ayakkabılarla top oynamaya çıkardık. şimdi krampon olmadan gitmiyoruz. amaç bir eleştiriden ziyade, değişimi ortaya koymak. ne bileyim, sunum için ayrı kıyafet vs. şanslıyım/şanslıyız.
yakın geçmişte pek sık tanık olduğumuzdur. \"yama\" denilen bir olay vardı tabi. şimdi rengi gitti diye kullanmıyoruz. eski ayakkabılarla top oynamaya çıkardık. şimdi krampon olmadan gitmiyoruz. amaç bir eleştiriden ziyade, değişimi ortaya koymak. ne bileyim, sunum için ayrı kıyafet vs. şanslıyım/şanslıyız.
insanın deneyimlemesi gereken en güzel anlardan biridir. uzun süre şehrin içine sıkışmış, toza dumana karışmış birinin akrabasına, dede-ninesine gidip kısa bir süreliğine de olsa orada kalması ile başlar.
hatta ilk anlaşılan şudur, havanın temizliğinden uykuyu almış, erkenden uyanırsınız. çok güzeldir. hayat erkenden başlar zaten ama şehirdeki gibi değil. saat bakımından aynı bile olsa, enerji ve huzur açısından bir başkadır.
insan kendini betona hapsettikçe bir başına çürümeye devam ediyor.
hatta ilk anlaşılan şudur, havanın temizliğinden uykuyu almış, erkenden uyanırsınız. çok güzeldir. hayat erkenden başlar zaten ama şehirdeki gibi değil. saat bakımından aynı bile olsa, enerji ve huzur açısından bir başkadır.
insan kendini betona hapsettikçe bir başına çürümeye devam ediyor.
ütopyadır. birçok nedene bağlı olarak doğrudan kısıtlanmış ve imkansızdır. bunun en öne çıkan sebepleri, medya işletmeciliği, gazetecinin patronuna karşı sorumlulukları ve gazetecinin kendi ideolojisidir.
medya işletmeciliği (media business) bildiğimiz şirket mantığından hiçbir farkı olmayıp, medya kuruluşun bağlı olduğu gruba, düzene ve mevcut iktidara karşı sorumlulukları ile haberlerini üretir. yani ürettiği haberler, kendi bünyesine, çıkarlarına ters olamaz. günümüzde de bir çok haberin halkla ilişkiler (pr) çalışması olduğunun altını çizmek gerekir. bu bağlamda, kanalın, medya aracının sahibi de, patrondur ve çalışanlar, gazeteciler ona karşı sorumluluk duyarlar, ters düşmek istemezler; bir tür çalışan sonuçta.
yine, medya çalışanının kendi düşünce seti, inanç yapısı ve kendi yaşamından getirdikleri de tarafsızlık algısını zora sokar. bunun yerine, tarafsızlık yerine; en azından \"taraflar arasında dengeli olmak\" istenir. bu da insafa, vicdana kalmış bir mesele. fox tv belgeseli var mesela, burada nasıl hilelerin hatta küçük düşürmelerin yapıldığı anlatılıyor.
taraf dediğimizde, ekran aydınları ve tarafların temsiliyeti çok önemli. (temsil) savunduğu görüşün birebir kişisini kullanırken, karşıt görüşün temsilini koymak yerine, uçtaki biri yerine, ortada sayılabilecek bir ideoloji yapısına sahip olan kişi ile yapılır. bu da ne kadar sağlıklıdır siz düşünün. bu bile tehlike olarak görülür ve olabildiğince, az süre verilir, konuşması sık sık bölünür. tam anlatmaya başlar, reklam girer. mikrofonu sesi doğru aktarmaz, eko yapar. hiçbir şey yapamazlarsa da, ışığını azaltırlar, makyajını kötü yaparlar gibi.
medya işletmeciliği (media business) bildiğimiz şirket mantığından hiçbir farkı olmayıp, medya kuruluşun bağlı olduğu gruba, düzene ve mevcut iktidara karşı sorumlulukları ile haberlerini üretir. yani ürettiği haberler, kendi bünyesine, çıkarlarına ters olamaz. günümüzde de bir çok haberin halkla ilişkiler (pr) çalışması olduğunun altını çizmek gerekir. bu bağlamda, kanalın, medya aracının sahibi de, patrondur ve çalışanlar, gazeteciler ona karşı sorumluluk duyarlar, ters düşmek istemezler; bir tür çalışan sonuçta.
yine, medya çalışanının kendi düşünce seti, inanç yapısı ve kendi yaşamından getirdikleri de tarafsızlık algısını zora sokar. bunun yerine, tarafsızlık yerine; en azından \"taraflar arasında dengeli olmak\" istenir. bu da insafa, vicdana kalmış bir mesele. fox tv belgeseli var mesela, burada nasıl hilelerin hatta küçük düşürmelerin yapıldığı anlatılıyor.
taraf dediğimizde, ekran aydınları ve tarafların temsiliyeti çok önemli. (temsil) savunduğu görüşün birebir kişisini kullanırken, karşıt görüşün temsilini koymak yerine, uçtaki biri yerine, ortada sayılabilecek bir ideoloji yapısına sahip olan kişi ile yapılır. bu da ne kadar sağlıklıdır siz düşünün. bu bile tehlike olarak görülür ve olabildiğince, az süre verilir, konuşması sık sık bölünür. tam anlatmaya başlar, reklam girer. mikrofonu sesi doğru aktarmaz, eko yapar. hiçbir şey yapamazlarsa da, ışığını azaltırlar, makyajını kötü yaparlar gibi.
önemli, ciddi bir anlık gelişmeyi; genelde kırmızı şerit ve ekran grafikleri/sesleri ile aktaran tv içeriği.
medyanın, özellikle spor medyasının bir hastalığıdır. niye derseniz, olayın boyutu, önemi ne olursa olsun; günlerce hatta aylarca gelişmelere bağlı olarak güncellenmesi ve tekrar tekrar yeniden öne sürülmesi. sonra tabi ki insanlar soğur, kaçar.
bazı oyuncuların milli takıma alınmaması meselesi örneğin. kimsenin tarafında değilim ancak bu oyuncular olmadan kadro kurulamıyor mu? 4-5 oyuncuya mı bağlıyız? Çözüme kavuşturulmadığı sürece konuşmak sadece gerginlik yaratıyor ve sırf zarar. Sonra da teknik taktik programlarında anlat dur, sen tadını kaçırdıktan sonra kim izlesin seni?
bazı oyuncuların milli takıma alınmaması meselesi örneğin. kimsenin tarafında değilim ancak bu oyuncular olmadan kadro kurulamıyor mu? 4-5 oyuncuya mı bağlıyız? Çözüme kavuşturulmadığı sürece konuşmak sadece gerginlik yaratıyor ve sırf zarar. Sonra da teknik taktik programlarında anlat dur, sen tadını kaçırdıktan sonra kim izlesin seni?
pes oyun serisinin en sevilen ve tutulan özelliklerinden, modlarından biri. myclub'ın gelmesiyle pabucu dama atılsa da, yeni jenerasyon futbolcular ile oynamak keyifli oluyor.
en sevmediğim konuşma türü. tabi ki gülüp eğleneceğiz ama sürekli sürekli de bir yere kadar. amaçsız laf olayına pek gelemiyorum.
insanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli eylemlerden biri. kimileri için de oldukça zordur, utana sıkıla yapar, hatta yapmaz kolay kolay.
günlerin geliş şekli. pek kaçırmaz sırasını...
\"Harry Potter'da Oynasa Seriyi Daha da Fantastikleştirecek 10 Türk\" başlığı ile sunulmuş eğlenceli bir parodi. Yılmaz Morgül'den İlber Ortaylı'ya ilginç isimler var.
https://www.youtube.com/watch?v=3tu224CHofo
https://www.youtube.com/watch?v=3tu224CHofo
bir bütündür, süreçtir. mesela, bir öğrenci için üniversiteyi kazanmak ama sonrası var, onu da iyi bir şekilde bitirmek. reklam için, marka için; bilinirliği sağlamak, bilinirlik ile elde ettiğin prestiji korumak ve geliştirmek.
sürekli başarı konusunda bir engeldir. her projeden, işten sonra hatta bir başarıdan sonra eksiklikleri tespit edip, gidermek gerekir. aksi durum yerinde sayma ve gerileme sebebidir.
erken kalkmanın önündeki en büyük engeldir. stres doldurur insanı. bir de rahata alışmışsınız durum daha da vahimdir.
gidişatın combo yaptığı gündür. saklar, biriktirir ve beklenmedik anda karışınıza çıkarır. 3-4 derken hayrola dersiniz, hadi inşallah.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?