imschrolled

inanılmaz bir hissiyat. ne kadar sürekli olursa o kadar iyidir.

edebiyatımızda yazarların birbirinden izole olma problemlerinin aksine, birbirinden haberdar olma ve değer katma konusunda hem toplumun ideolojik duruşlarına hem de düşünce hayatına yön vermiş rekabet.

"vs" bağlantısını "ve" olarak görüp "birliktelik" vurgusu da yapabiliriz. insanların birbirinden haberdar olması ve atıfta bulunması, karşı çıkması, edebi üsluplarla ikna kaabiliyetini sergilemesi kıymetli mefhumlar. tıpkı, atilla ilhan'ın orhan kemal'i senaryo yazımındaki başarısını yüceltmesi gibi. ya da ivan turgenyev'in, charles dickens'ı överken bir yandan gogol'un kelime dizilimindeki başarısına bir bağlam bulup kurmacada bile yer vermesi gibi.

çok değerli bir karşılaştırmadır. ikisi de bizimdir. değerlerini bilmesek bile belki de dünya çapında en iyilerden olan şairlerimizin, yaptıkları, ürettikleri ile çarpışması. bütün bunlar bizleri daha sıkı, tek yürek hale getirmeli. basit ideoloji kavgası olarak görülmemeli. daha derinlikli, çok sık karşılaşmadığımız ve keyfini sürmemiz gereken bir şey...

efsanevi olmayan nesildir. aksine şanssız bir nesildir. power rangers ya da ninja kaplumbağalar'ın yanından geçemez. daha maske var.

10 dakikadan fazla dayanamayan kişinin yapmak zorunda kaldığıdır. o 10 dakika bile insanın tüm yaşam enerjisini alır cinste.

izlemesi bu kadar zorken, bu insanlar bu çileleri, bu dertleri nasıl kaldırıyorlar? Normal bir tane haber yok. İnsanlar kan ağlıyor resmen. Acayip bir zaman diliminde yaşıyoruz.

zaten çok sık tv izlemem. haber bir bilinçtir hani, birilerinden haberdar olmak, dertleri hakkında fikir sahibi olmak...

en efsanesinden bir (bkz: barış akarsu) parçası. inanılmaz bir şey.

"Saçına dokunmak rüzgarların temasıyla
Yeniden coşabilmek karanfillerle
Uçurumları yenmek kaygan zeminlerde
İsyanlara dalmak deli cesaretiyle

İsterdim..."

disiplinsiz olabileceğini düşünerek ön yargılı olduğum forvet. drogba benzetmeleri taraftarın gazını almak için. arada çok fark var. kontra atak futbolu için burak yılmaz gibi bir etkide olabilir. topa sahip olma üzerinden oynayacaksak eren derdiyok takımın en iyi forvetidir. hayırlı olsun, umarım iyi işler yapar. harcanan paralar, sportif başarıya dönüşmeli artık. aksi durum hayal kırıcı olabilir, bir gs taraftarı olarak.

ağır bir his. yaşamayan bilmez. hiçbir şey yapmayıp, dinlemeden suçlanmış bir çocuk gibi. yazık yazık.

iyi ki gelmiş dediğim yazarımız. duyarlı ve hassas biri olmasının yanı sıra, espri anlayışı da hoş. doğaya nasıl sahip çıktığını benden daha iyi biliyorsunuz. hep var olsun. sevgiler kendisine.

istemsizce "yeknoloji" yazılımlarını hatırlatan sözcük.

memleketime yakıştıramadığım hareket. kalitesizlik. ideoloji, taraf olayları bir yana tepkilerimizi daha medeni çerçevede üretebiliriz. sonra düşündüm ne yapılabilirdi diye, tezek dökmek yerine katılmadığını ifade etmek için gül atılsaydı ne de güzel olurdu. tamam aynı düşünmüyoruz ama birbirimizi de seviyoruz. zamanı geriye alamıyoruz işte. umarım daha kötülerini görmeyiz.

10'un yarısı. aynı zamanda bir gripin şarkısı. sözleri de çok güzeldir.

"Düşün düşün hep bir sonraki adımı,
Bu yüzden unuttum ben yaşamayı.
Peşin peşin söyledim lafımı,
Acımadan kannattılar yaralarımı."

kimi insanda bir bakışından, bir kafa hareketinden anlaşılandır. insana temiz bir nefes doldurur. o insan için sevinilir. ne masumane bir ruh halidir. neden utandığını da her hali belli eder. göz göze gelmek oldukça zordur bir yandan. güneşe bakamamak gibi. var olsun böylesi temiz, tertemiz insanlar...

"senden bana yar olmaz" azeri türküsünde geçen anlam dolu söz. (artvin yöresi olarak geçiyor kimi yerde de.)

sadece bir söz değil ama bir sürü yaşanmışlığın derin bir ifadesi. sevene mutluluk uzak, hep bir keder var. unutsa keder, özlese keder. dünya bu...

zidane'a yakışmayan hareket. futbolun bu kadar sevilmesinde en büyük estetik katkılardan birine sahip olan futbolcunun çirkin hareketi. spor bu değil. spor dostluk ve kardeşlik. başarıyı ve rekabeti en iyi dille sürdürebilmek.

ne gol ama. final maçı hem de.

iyi alınmış uykunun, kafa rahatlığının ve mutlu bir günün ilk adımı. herkes için olsun, herkes için daim olsun inş.

yıllar boyu geliştirilip çok sevilse de, fazla fazla zararı görülen hassasiyet, tutum ya da tavırları ifade eder.

benim için bu, "anlamak." olup biteni harfiyen anlamak. insan ilişkileri için de geçerli bu. bazen diyorsun keşke daha az anlasaydım, düz olsaydım. çoğu hayal kırıklığı çünkü. her suda yüzülmez, bu da öyle bir şey işte...

hep başlayıp başlayıp vazgeçtiğimdir. derinlikli, psikolojik alt yapısı olan bir konuyu açarken ya da günlük bir takım olayları bağlarken doluluk noktasındaki kaosun rahat düşündürmemesiyle kalemi kağıdı terk etmekle sonuçlanandır. çok parçalı cümleler hatta sözcükler de söz konusu tabi. kurgusal yazayım, sembolik olsun diyorsun o da iyi bir fikir olmadığında kendin bile beğenmiyorsun. çok sözcük seçiyorum mesela. iki gün önce sürekli aklımdaki bir sözcük, bugün vasat gelebiliyor. kelime karışımları da aynı şekilde. böyle tam delirme noktasında, birden hepsi geliveriyor. iyice umudu kesmişken. o yüzden çile ve toz aynı karede. tuşlar da kalemin tadını vermiyor. tükenmez kalemi mesela hiç sevmezdim, o bile tuştan daha güzel. ele aldığında harfleri hissediyorsun çünkü...

hayalleri ve hedefleri olan gençtir.

fazla sıcak ve kafanın rahat olmamasıyla oluşandır. şimdi uğraş dur.

ölüm, öldürmek. hayat bu, bir fps oyunu değil.

hiçbir ihtimalde kabul etmediğimdir ve karşı çıktığımdır. hastalıklı bir düşüncedir ve terörle eşdeğerdir. polise, askere karşı tutulma ihtimali ve vakalarını duyuyoruz.

bir silahı görmek bile kanımın çekilmesine neden oluyor ki, hiçbir şeyden korkmam.

diğer insanların çözümlerine, yaşantılarına saygı duymakla birlikte, bu şekilde kendimi savunacağıma ölmeyi tercih ederim. öldüreceğime, öleyim.

şunu da anlıyorum, kayıt dışı bu iş yürüyor bari devlet eliyle tanzim edilsin. hem ruhsat tespit durumlarında filan daha iyi olur gibi. ama yine de, kalemi, şiiri ve türklüğün o naif tarafını korumayı tavsiye ederim.

Düzen bu diye aynı olmak zorunda değiliz. Belki, ilk defa bir şeyleri doğru yaparak örnek olabiliriz ve belki sırf buradan başlayarak bir şeyler düzelebilir. Ya zaten derin bir kutuplaşma içerisindeyiz. Buna bir de silahlar eklenirse, olay çok başka bir boyut alır. Sadece ateşli silahlar değil, bıçak, kelebek, muşta, jop, pala vs. bu tarz aletlere de ulaşmak imkânsız olmalı. Yüzü bir baştan başa çizilmiş, bir gözü çıkmış insanları, hayvanları görmek insanın canını acıtıyor. Hayvan dedim çünkü bunu hayvanlara da uygulayanlar var. Tabi burada silah değişkeni olayı bütüyor sadece etki bakımından ama temel bir "algı" ya da "eğitim" problemi var. topluma katılmada da "adalet." insanlar kendi adaletini kurmaya kalkıyor...

önemli istek: silah propagandası yapmayı da uygunsuz içerik olarak görüyorum ve silah görsellerinin sadece link olarak paylaşılmasını istiyorum. isteyen tıklayıp baksın, silah görmeye alışmak istemiyorum. özgürlüklere saygı duyduğumdan kolay kolay sesimi çıkarmam ama tekrarlı, hassasiyeti tahrik edici durumlar canımı sıkıyor.