Normalde hiç sevmem ama bir gün mutlaka işim düşecek biliyorum.
türkçe dönem olarak 5'e ayrılır.
-modern türkçe-günümüz
-yeni türkçe-15-20 yy.
-orta türkçe 13-15-16 yy.
-eski türkçe 1-13. yy
-ilk türkçe 1 yy.
-modern türkçe-günümüz
-yeni türkçe-15-20 yy.
-orta türkçe 13-15-16 yy.
-eski türkçe 1-13. yy
-ilk türkçe 1 yy.
İftarda az yemek.
bu gün kü Gaziantepspor maçında çektiği şut direkten dönmüş futbolcu.
Gönlümüzün kara elması.
Gönlümüzün kara elması.
kuran okumak hafızayı kuvvetlendirir. hafızlık yapanlar kolay kolay unutmazlar ve mezarda beyinleri bile çürümez. ezberlenen her harf beyni geliştirir. izmir çekirdeksiz kuru üzümü de beyne kuvvet verir, (bunun için özel bir tarif var. gelişi güzel yenmeyecek tabi.)
--- (gbkz: spoiler) ---
13 14 yaşlarında yatılı kuran kursunda okurkene bi hocam vardı, maşallah çok da zekiydi. her teheccüde kalktığımda onu ezberinden hafızlığını tekrarlarken görürdüm, sesi de pek bi güzeldi. her akşam talebeler uyuduktan sonra dolapları kontrol ederdi ve 70 tane dolabın kime ait olduğunu, dolapların nasıl olduğunu defterine not tutmadan aklında tutardı. ertesi gün, filanca kişi dolabın düzensizdi, falanca kişi o aburcuburların dolabında ne işi vardı, falanca kişi, paranı dolapta niye açık bırakmışsın falan diye de uyarıda bulunurdu. en çok katlanmamış kıyafetlere ve düzensizliğe kızardı. zekasına hayrandım. ezberden kuranı çok okuyarak hafızasını diri tutuyordu.
--- (gbkz: spoiler) ---
--- (gbkz: spoiler) ---
13 14 yaşlarında yatılı kuran kursunda okurkene bi hocam vardı, maşallah çok da zekiydi. her teheccüde kalktığımda onu ezberinden hafızlığını tekrarlarken görürdüm, sesi de pek bi güzeldi. her akşam talebeler uyuduktan sonra dolapları kontrol ederdi ve 70 tane dolabın kime ait olduğunu, dolapların nasıl olduğunu defterine not tutmadan aklında tutardı. ertesi gün, filanca kişi dolabın düzensizdi, falanca kişi o aburcuburların dolabında ne işi vardı, falanca kişi, paranı dolapta niye açık bırakmışsın falan diye de uyarıda bulunurdu. en çok katlanmamış kıyafetlere ve düzensizliğe kızardı. zekasına hayrandım. ezberden kuranı çok okuyarak hafızasını diri tutuyordu.
--- (gbkz: spoiler) ---
öncelikle bu enerji olayında biz yokuz.
Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör kelimelerinin ilk harflerinden oluşan bir kısaltma ile ifade edilen proje.
uluslararası bir tokamak oluşturmak için hazırlanmış bir proje. Bu projede maddenin plazma olarak bilinen durumundan elektrik üreten bir nükleer güç kaynağı yaratılması amaçlanıyor.
Çok basite indirgersek ITER projesiyle, küçük çapta bir güneş yaratılacak ve bunu yaparken bir birim enerji harcanması karşılığında 10 birim kullanılabilir enerji elde edilmesini sağlanacak.
ITER projesi; Rusya, AB, ABD, Çin, Güney Kore, Hindistan ve Japonya'nın katılımıyla Fransa Atom Enerjisi Kurumu'nun Cadarache kentindeki bir araştırma merkezinde yürütülüyor. Kanada, hükümetin bu projeye gerekli kaynağı ayırmaması nedeniyle projeden çekilmiş, Kazakistan ise projeye katılmak üzere başvuru yapmış durumda bulunuyor.
Proje tamamlandığında gerçekleşmesi beklenen Füzyon Reaktörü, kullanılmakta olan bütün enerji üretim sistemlerinden çok daha yüksek güç üretme kapasitesine sahip bir enerji üretim birimi olacak. Bu reaktör çevreye çok az zarar verecek ve enerjiyi çok ucuza ve sonsuz denecek bir süre boyunca üretebilecek. Üretimi gerçekleştiğinde bu enerji kaynağının tükenmekte olan petrol, doğal gaz ve benzeri doğal enerji kaynaklarının yerini alacağı tahmin ediliyor. Bu projeye katılan ülkelerin elde edilecek enerjiden diğer ülkelerden çok daha ucuza yararlanabileceklerini tahmin etmek zor olmasa gerekir.
Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör kelimelerinin ilk harflerinden oluşan bir kısaltma ile ifade edilen proje.
uluslararası bir tokamak oluşturmak için hazırlanmış bir proje. Bu projede maddenin plazma olarak bilinen durumundan elektrik üreten bir nükleer güç kaynağı yaratılması amaçlanıyor.
Çok basite indirgersek ITER projesiyle, küçük çapta bir güneş yaratılacak ve bunu yaparken bir birim enerji harcanması karşılığında 10 birim kullanılabilir enerji elde edilmesini sağlanacak.
ITER projesi; Rusya, AB, ABD, Çin, Güney Kore, Hindistan ve Japonya'nın katılımıyla Fransa Atom Enerjisi Kurumu'nun Cadarache kentindeki bir araştırma merkezinde yürütülüyor. Kanada, hükümetin bu projeye gerekli kaynağı ayırmaması nedeniyle projeden çekilmiş, Kazakistan ise projeye katılmak üzere başvuru yapmış durumda bulunuyor.
Proje tamamlandığında gerçekleşmesi beklenen Füzyon Reaktörü, kullanılmakta olan bütün enerji üretim sistemlerinden çok daha yüksek güç üretme kapasitesine sahip bir enerji üretim birimi olacak. Bu reaktör çevreye çok az zarar verecek ve enerjiyi çok ucuza ve sonsuz denecek bir süre boyunca üretebilecek. Üretimi gerçekleştiğinde bu enerji kaynağının tükenmekte olan petrol, doğal gaz ve benzeri doğal enerji kaynaklarının yerini alacağı tahmin ediliyor. Bu projeye katılan ülkelerin elde edilecek enerjiden diğer ülkelerden çok daha ucuza yararlanabileceklerini tahmin etmek zor olmasa gerekir.
Babalar gününde babasının fotoğrafını paylaşan tüm kullanıcılar.
sözcü gazetesine yapılan tam olarak budur.
içeriye sinmiş bir pislik yüzünden Atatürkçü insanların zan altında kalmasıdır.
içeriye sinmiş bir pislik yüzünden Atatürkçü insanların zan altında kalmasıdır.
(bkz: Bam bam bam)
Sayıları hayli az olan insanlardır. Aynanın yansımasında bile kendini gizlemeyi becerebilmiş üstatlardır kendileri.
Ettik o kadar ref-i teayyün ki neşati
Ayine-i pür tab-ı mücellâda nihanız.
Ettik o kadar ref-i teayyün ki neşati
Ayine-i pür tab-ı mücellâda nihanız.
küllük olarak da tabir edilen, sigaranın küllerini dökme, söndürme amaçlı kullanılan nesne.
Beylikdüzüdür benim için. Abi o kadar uzak ki git git bitmiyor arsasına bina kurduğumun yerine. Gitmekten cidden korkuyorum.
GÖNÜL DİLİ NEDİR?
Bir gönül insanı olan Mevlânâ, “Mesnevi”de gönül dilini şöyle tanımlar:
“Söz deri gibidir, mana da onun içindeki
Söz beden misali ve manası da bu tatlı candır.”
Mevlânâ, bu beyitinde anlamın kelimenin ruhu olduğunu belirtir. İnsandaki ruhun çıkması gibi kelimenin de manasının kaybolması onun ölümü olacaktır. Dolayısıyla önemli olan konuşma dilindeki kelime değil, gönül dilindeki manasıdır.
“Sözden suret doğar, tekrar ölür.
Dalga denize gider gelir.”
Suret, tasavvuf felsefesinde varlığın görünen yanı, beş duyu ile algılanan yönü demektir. Mevlânâ, bu beyitinde sözden doğan suretin yani konuşma dilinin fanî olduğunu belirtir. Bakî olansa gönül dilidir.
“Bilhassa gönül dili olursa,
Gönüldaşlık dildaşlıktan iyidir.”
“O söz ima ve yazıyla değildir
Ama gönül diline tercüman olur.”
Aynı dili konuşmaktan daha önemlisi aynı hissiyata yani aynı gönül diline sahip olmanın daha önemli olduğu belirtilmiştir. Gönül dili ile konuşma ima ve yazıyla değil algıların dışında bir yolla olmaktadır.
“Harfi sesi ve sözü ortadan kaldır ki,
Onlar ayrı olarak mana sana erişsin.”
Harf, ses ve söz, gönül dilimizde var olan manaları karşımızdaki insanlara aktarmada kullandığımız araçlardır. Eğer gönül dilini okuyabilecek yetenekte olabilseydik harfe, sese ve söze ihtiyacımız kalmaz doğrudan manaya erişebilirdik.
“İbret sahipleri ondan sırlar duymakta
Gafiller ise sadece sesler işitmektedir.”
“Sırların arslanı ve beyi olana
Gönüllerdeki şey akseder.”
Sırlara vakıf olan kişilerin, yani tasavvufta yüksek mertebede olan Allah dostlarının kalp gözleri açık olur ve onlar konuşma dilinden ziyade gönül dilini duyarlar.
“Kâmilin önünde kalbindekine dikkat et.
Gafil olma, gönüle nazar eder.”
“Gerçi o eşeğin suçunu söylemezse de bilir.
Yüzüne bakar onu büyüler.”
Mevlânâ, âlim kimselerin önünde insanın gönlünden geçenlere dikkat etmesi gerektiğini öğütlüyor. Çünkü, o kimseler insanların gönüllerinden geçenleri okuyabilirler.
“Sözsüz övgünün olduğu o makamı,
Ey Rabbim sen bu cana göster.”
Yukarıdaki birkaç örnek beyitte de görüldüğü gibi, kişiler arası iletişimin gerçek zemini gönül dilidir. Mevlânâ, bu seçkin beyitlerinde iletişimin bizcesini, Türk milletine özgü, Şark kültürüne ait tarzını özetlemiştir.
Mevlânâ, bir başka özlü sözünde;
“Ya olduğun gibi görün,
Ya göründüğün gibi ol!”
diyerek iletişimin gerçek sırrının doğallık olduğunu da izhar etmiştir. İdeal insanın; herkesin elinden, belinden, dilinden emin olduğu, güvenilir kimse olduğunu da ifade etmiştir. O hâlde, insanlarla kurduğumuz ilişkilerde içimizle dışımızın bir olması gerekir. Yüzümüz maskesiz, sözümüz lekesiz olmalı! Olduğumuz gibi görünmemek başımıza büyük işler de açabilir. Çünkü; gerçekler, er geç bir gün mutlaka ortaya çıkar. İçi dışı bir olmak, bir meziyet değil; bir mecburiyet tir.
Sonuç olarak gerek Mevlânâ Hazretleri'nin hayatına gerekse Mesnevi'deki sözlere bakıldığında, Gönüller Sultanı olarak adlandırılan Mevlânâ'nın, “konuşma dili”yerine “lisan-ı hâli” ve kalbin dili olan “gönül dili”ni tercih ettiği görülür. Nitekim sema ayinlerinde onca süre hiçbir Dünya kelamının edilmemesin e rağmen gönülleri coşturması da bunun en önemli delillerindendir. Mevlânâ'ya zamanın gerisinden zaman ötesine taşıyan ve milyonlarca insanın gönlüne yerleştiren sırrı, belki de bu kelamsız “gönül dili”nde aramak gerekebilir.
--- (gbkz: spoiler) ---
Bildiğim bir konuydu fakat yazmaya üşendim. (gbkz:Zaman kıtlığı)
Alıntıdır
--- (gbkz: spoiler) ---
Bir gönül insanı olan Mevlânâ, “Mesnevi”de gönül dilini şöyle tanımlar:
“Söz deri gibidir, mana da onun içindeki
Söz beden misali ve manası da bu tatlı candır.”
Mevlânâ, bu beyitinde anlamın kelimenin ruhu olduğunu belirtir. İnsandaki ruhun çıkması gibi kelimenin de manasının kaybolması onun ölümü olacaktır. Dolayısıyla önemli olan konuşma dilindeki kelime değil, gönül dilindeki manasıdır.
“Sözden suret doğar, tekrar ölür.
Dalga denize gider gelir.”
Suret, tasavvuf felsefesinde varlığın görünen yanı, beş duyu ile algılanan yönü demektir. Mevlânâ, bu beyitinde sözden doğan suretin yani konuşma dilinin fanî olduğunu belirtir. Bakî olansa gönül dilidir.
“Bilhassa gönül dili olursa,
Gönüldaşlık dildaşlıktan iyidir.”
“O söz ima ve yazıyla değildir
Ama gönül diline tercüman olur.”
Aynı dili konuşmaktan daha önemlisi aynı hissiyata yani aynı gönül diline sahip olmanın daha önemli olduğu belirtilmiştir. Gönül dili ile konuşma ima ve yazıyla değil algıların dışında bir yolla olmaktadır.
“Harfi sesi ve sözü ortadan kaldır ki,
Onlar ayrı olarak mana sana erişsin.”
Harf, ses ve söz, gönül dilimizde var olan manaları karşımızdaki insanlara aktarmada kullandığımız araçlardır. Eğer gönül dilini okuyabilecek yetenekte olabilseydik harfe, sese ve söze ihtiyacımız kalmaz doğrudan manaya erişebilirdik.
“İbret sahipleri ondan sırlar duymakta
Gafiller ise sadece sesler işitmektedir.”
“Sırların arslanı ve beyi olana
Gönüllerdeki şey akseder.”
Sırlara vakıf olan kişilerin, yani tasavvufta yüksek mertebede olan Allah dostlarının kalp gözleri açık olur ve onlar konuşma dilinden ziyade gönül dilini duyarlar.
“Kâmilin önünde kalbindekine dikkat et.
Gafil olma, gönüle nazar eder.”
“Gerçi o eşeğin suçunu söylemezse de bilir.
Yüzüne bakar onu büyüler.”
Mevlânâ, âlim kimselerin önünde insanın gönlünden geçenlere dikkat etmesi gerektiğini öğütlüyor. Çünkü, o kimseler insanların gönüllerinden geçenleri okuyabilirler.
“Sözsüz övgünün olduğu o makamı,
Ey Rabbim sen bu cana göster.”
Yukarıdaki birkaç örnek beyitte de görüldüğü gibi, kişiler arası iletişimin gerçek zemini gönül dilidir. Mevlânâ, bu seçkin beyitlerinde iletişimin bizcesini, Türk milletine özgü, Şark kültürüne ait tarzını özetlemiştir.
Mevlânâ, bir başka özlü sözünde;
“Ya olduğun gibi görün,
Ya göründüğün gibi ol!”
diyerek iletişimin gerçek sırrının doğallık olduğunu da izhar etmiştir. İdeal insanın; herkesin elinden, belinden, dilinden emin olduğu, güvenilir kimse olduğunu da ifade etmiştir. O hâlde, insanlarla kurduğumuz ilişkilerde içimizle dışımızın bir olması gerekir. Yüzümüz maskesiz, sözümüz lekesiz olmalı! Olduğumuz gibi görünmemek başımıza büyük işler de açabilir. Çünkü; gerçekler, er geç bir gün mutlaka ortaya çıkar. İçi dışı bir olmak, bir meziyet değil; bir mecburiyet tir.
Sonuç olarak gerek Mevlânâ Hazretleri'nin hayatına gerekse Mesnevi'deki sözlere bakıldığında, Gönüller Sultanı olarak adlandırılan Mevlânâ'nın, “konuşma dili”yerine “lisan-ı hâli” ve kalbin dili olan “gönül dili”ni tercih ettiği görülür. Nitekim sema ayinlerinde onca süre hiçbir Dünya kelamının edilmemesin e rağmen gönülleri coşturması da bunun en önemli delillerindendir. Mevlânâ'ya zamanın gerisinden zaman ötesine taşıyan ve milyonlarca insanın gönlüne yerleştiren sırrı, belki de bu kelamsız “gönül dili”nde aramak gerekebilir.
--- (gbkz: spoiler) ---
Bildiğim bir konuydu fakat yazmaya üşendim. (gbkz:Zaman kıtlığı)
Alıntıdır
--- (gbkz: spoiler) ---
Zaman zaman kabine değişikliklerinde yeni bakanların telefondan öğrendim şeklinde açıklamaları haberlere konu olmaktadır. Bana zerre inandırıcı gelmiyor. Çok kayda değer bir konu da değil ama inandırıcı gelmemesinin ötesinde sinir olduğum durum.
bunalımlar veya grup bunalım. türk rock müziği içinde değeri bilinmemiş gruplardan bir tanesi. gitaristi Ayet Aydın Çakus amerika'ya yerleşerek müzik hayatını orada sürdürdü.
http://www.anatolianrock.com/Bunal%C4%B1mlar
http://www.anatolianrock.com/Bunal%C4%B1mlar
Manastır Askerî İdadisi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunmaktadır ve günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Burada eğitim görenlerden biri Mustafa Kemal Atatürk’tür. Binanın ikinci katında Mustafa Kemal Atatürk için ayrılmış bir bölüm vardır.
bursa karacabey'deki langoz ormanlarında çekimi süren serinin 6 filmi.
film setine afrika görünümü verilebilmesi için 100 bin tl den fazla para harcanmış.
bu seri el kamerası ile başlamıştı. şimdi geldiği boyut bu.
film setine afrika görünümü verilebilmesi için 100 bin tl den fazla para harcanmış.
bu seri el kamerası ile başlamıştı. şimdi geldiği boyut bu.
dolar oldu mu sana 6,5. ben böyle bir şey görmedim hayatımda.
rus ve slav ırkı folk kültüründe, barbar kan döken ve hiç durmadan canlar alan hayâlî bir korku figürü.
teee hun tatar dönemlerinden bu yana anlatılagelirmiş.
rus uçağının düşürülmesi bla blasından sonra rus halkının dilinden düşüremediği mitolojik hede halini almıştır.
teee hun tatar dönemlerinden bu yana anlatılagelirmiş.
rus uçağının düşürülmesi bla blasından sonra rus halkının dilinden düşüremediği mitolojik hede halini almıştır.
iletişimin bir gereği olarak söylenmesi samimiyet gerektiren kelimedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?