confessions

gewende

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 285
  2. takipçi 7
  3. puan 7976

jakuzi

gewende
banyo ürünleri konusunda tecrübe sahibi bir olarak diyebilirim ki hiçbir faydası olmayan tamamen özenti sonucu oluşan ve bir prestij öğesi haline gelen materyaldir.
ev için kullanılan jakuzilerin ne sağlık ne de fonksiyon olarak bir artısı yoktur. ha ama derseniz ki ben su ile oynamayı seviyorum o ayrı bir konudur. ve bugünler de cüzi miktarlara bir çok marka birçok model sunulmaktadır ancak kalite olarak ise bu markalar çok düşüktür. şöyle ki küvetler dökme yerine artık akrilik denen malzemeden yapılmaktadır hem hafif hem de dayanıklıdır. ancak bu cüzi miktara küvet ve jakuzi ya da duş teknesi satan markalar abs denen farklı bir malzeme karıştırarak tamamen sağlıksız ve dayanıksız ürünler satmaktadırlar. birde bunların compact versiyonları olup şekil olarak kapalı duşa kabin olan fonksiyon olarak içerisinde sırt masajı ayak masajı tepe duşu opsiyonel olarak jakuzi bulundururlar ama hiçbir halta yaramazlar. kısa sürede arıza verip sizi paranız ile rezil ederler. işin püf noktası şu ne kadar az fonksiyon o kadar uzun ömür. ha illa alacaksanız bilindik kaliteli markalar alın indirimde ve uygun modelleri takip ederek alabilirsiniz (vitra gibi) diğerlerine yanaşmayın bile. ya içerisinde bulunan batarya kartuşu plastiktir çabuk kırılır malzeme 3. sınıf (abs) dir çökme esneme yapar ya lekelenme çabuk olur daha birçok şey. o nedenle ya düz fonksiyonsuz duşakabin küvet falan alın onun da malzemesi yani tabanı akrilik olanı ya da direkt benim en sevdiğim şekli olan fayans üstü kabin yaptırın mis gibi senelerce kullanırsınız. illa da fonksiyon olsun diyorsanız da bilindik markalardan şaşmayın. teknik destek konusunda da mesaj ile bilgi paylaşımı yapılır bir faydamız dokunsun insanlara. gülücük gülücük

pepuk kuşu hikayesi

gewende
eskiden beri anlatıla gelen çok trajik bir hikayedir. pepuk ismi kürtçe olup guguk kuşudur.

Bir varmış bir yokmuş... Vakti - zamanda anadolu'nun küçük bir dağ köyünde anne baba ile iki çocuğu yaşarmış. Çocuklarının biri erkek diğeri de kız imiş. Bu ailenin herkesi imrendirecek derecede neşe, mutluluk ve sevinç içerisinde dilekleri gerçekleşir her şey gönüllerince olurmuş. Oturdukları köyde gayet sevilen bu iki güzel çocuk da gün gelmiş cıvıl cıvıl kuş sesleri, kuzu meleyişleri, dere çağlayışları arasında mavi ve yeşilin alabildiğine uzandığı yaylaların güzelliği içinde, boylu boyunca dağların eteklerinde bulunan ağaçların gölgeleri ve serinliği içinde güle, oynaya, büyümüşler.

Taa ki günün birinde anneleri aniden rahatsızlaşıp ölünceye dek. Bu durum,ailenin tüm neşesini, huzurunu, mutluluğunu üzüntüye çevirip yok etmiş. İki kardeş de artık eskisi gibi ne gülmüş ne de sevinip oynamışlar. Her tarafa ağır bir yas ve sis bulutu çökmüş...

Bir müddet sonra evde aş pişirecek kimsesi olmadığı için babaları yeniden evlenmek zorunda kalmış. Evlenmişte üvey anneleri kısır olduğu ve de çocuğu olmadığı için çocukları hiç sevmez, düşmanca davranırmış. Fırsat buldukça kötülük eder, elinden gelen her zulmü yapmaktan geri durmazmış.
Hele babaları evden çıkınca vay haline çocukların, onlara türlü türlü eziyetler eder rahat yüzü göstermezmiş. Çocukları gece gündüz çalıştırıp, döver ve kimseye anlatmamaları için de korkuturmuş. Zavallı çocuklar bütün bu kötülüklere rağmen yine de babaları üvey annelerinin yaptıklarına inanmaz diye çaresiz her eziyete katlanarak yaşamlarını sürdürme çabası gösterirlermiş...

Babalarının yine evde olmadığı bir bahar günü, üvey anneleri iki kardeşe torba, bıçak ve kazma vererek,dağa kenger toplamaya gönderir . İki kardeş sabah erkenden evden ayrılarak kenger toplamak için dağın yolunu tutmuşlar. Abla bir bir topladığı kengerleri kardeşinin sırtında taşıdığı torbaya koyarmış ve böylece de hava kararmaya başlayıncaya kadar kenger toplamışlar. Artık köye dönmek üzereyken Abla, kardeşinin sırtında taşıdığı torbanın dolup dolmadığını anlamak için torbayı yere indirip bakmış ki ne görsün, torbada bir tek kenger yok. Bu duruma şaşıran iki kardeş, 'Sabahtan beri topladığımız kengerleri gizli gizli yedin değil mi?” Biz şimdi eve nasıl döneriz? üvey annemiz bizi öldürür!.. ' deyip çıkışmış kardeşine.

Kardeşi ise 'Hayır abla, bana yemem için verdiğin bir tek kengerin dışında yemin olsun ki yemedim!' demiş. Ancak ablasını bir türlü inandıramamış. 'Abla eğer hala bana inanmıyorsan istersen karnımı aç da bak!' demiş. Ablası almış bıçağı karnını yarmış bakmış ki kendisinin verdiği bir kengerin dışında midesi bomboş kardeşinin, meğerse kengerleri o yememiş!... Kardeşi doğru söylemiş. Kardeşinin karnını dikmeye çalışmışsa da kardeşi oracıkta ölmüş.

Gidip torbaya tekrar bakmış ki torbanın dibi delik ve sabahtan bu yana topladıkları kengerlerin döküldüğünü anlamış. Meğer üvey anneleri onlara (akşam kötülük etsin diye) dibi delik torbayı vermiş.

Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla neye uğradığını şaşırmış ve orada bulunan pınarın suyuyla kardeşini yıkayıp ağlaya ağlaya gömüvemiş. Gömütün yeri belli olsun diye de başucuna bir fidan dikmiş.

Eve döndüğünde kardeşini soran babasına. 'O biraz yoruldu oduncularla gelecek' demiş. Oduncular gelmiş, çocuk gelmemiş.
- Nahırla gelecek demiş.
Nahır da gelmiş, ama çocuk yine yok.
- Davarla gelecek.
Davar da gelmiş çocuk hala ortalada yok.
Genç kız bir yandan baba korkusu, diğer yandan vicdan azabıyla kıvrılmış,yanmış, tutuşmuş parça parça olmuş yüreği.

Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla Allah'a yalvarmaya, dua etmeye başlamış. 'Allah'ım beni pepuk kuşu yap bu dağlara sal ki dünya döndükçe dağlardan dağlara kardeşim diye seslenip durayım!...“

Efsane bu ya o gece kızın dileği kabul olur, genç kız o gece Allahtan, pepuk kuşu olmuş ve gidip kardeşinin başucundaki ağaca konup hep kardeşi için seslenip durmuş. Ve işte o gün bu gündür bu kız, pepuk kuşu olarak dağlarda oradan oraya dolaşarak, kardeşini öldürdüğü için herkese kendini ihbar eder durur:
Her bahar mevsimi kengerin yerden bitmesi ile beraber pepuk kuşunun acıklı ötüşü de başlar.

-zazaca----------------kürtçe--------------------türkçe-

“Phepu” -------------- 'Pepuu'-----------------'Pepuu'
“Kheku” ---------------“Kekuu”---------------- “Kekuu”
“Kam kerd” -----------Ke qir?”-----------------“Kim yaptı?“
“Mı kerd” -------------“Mın qir”-----------------“Ben yaptım”
“Kam kişt” (çişt) ----- 'Ke kuşt?'----------------'Kim öldürdü?'
“Mı kişt” (çişt)--------- 'Mın kuşt'---------------'Ben öldürdüm'
“Kam şüt”--------------'Ke şuşt?'---------------'Kim yıkadı?'
“Mı şüt”-----------------'Mın şuşt'---------------'Ben yıkadım'
“Ax! Ax! Ax!------------ “Ah! ah! Ah!”------------“Vah! Vah! Vah!”

soğuğu en pis memleket

gewende
birçok şehirde bulunmuş kişi olarak rahatlıkla derim ki erzurum'dur.

temmuz ayında bir ağrı yolculuğum sırasında erzurum'da inmiştim sabah 9 gibi. terminalin açık alanında sadece sigara içebilecek kadar anca durabilmiştim ve kendi kendime sorduğum soru bu adamlar kışın nasıl yapıyor burada?

ak gezenler ve türkiye insanı

gewende
gerçekten ibretlik bir videodur. sorun şuradaki izlemiyorsundur bilmeyebilirsin bu çok normal ama sıkıntı şu ki bilmeden fikir ve yargıda bulunulmaya çalışılıyor. kendilerince bir teori oluşturup siyaset kasmaları ise işin trajikomik yanı.

edit: sanırım bir kısım olayı anlamamış yada anlamak işine gelmemiş. burada konu bilip bilmemeleri değil. bilmedikleri halde yorum yapmaya çalışmaları, bilmiyorum gibi basit bir kelimeyi kullanmak yerine türlü türlü teoriler üretmeleri, ve bir hece çağrışımında tüm siyasi birikimlerini ortaya dökmeleri. trajikomik olan budur. hele ki önümüzdeki referandumu düşününce bu durum baya bir trajikomik.bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaları.

kararsız denge

gewende
hava kütlelerinde de kullanılan bir tabir. eğer hava kütlesi kararsızlık özelliğine sahip ise bulunduğunuz alanı bir an önce terk edip kapalı bir yere sığınınız.

geven

gewende
hiçbir alakamız olmayıp tamamen farklı kulvarlardayız. aramızdaki bağlantı tamamen isim benzerliğinden ibaret olup, diğer tüm söylentiler dedikodudur ve gerçeği yansıtmamaktadır. kamuoyuna duyurulur.

edit: en azından çıkış noktası olarak bir bağlantı bulunmamaktadır. oluşan çağrışımlar kişilerin kendi bilinçaltı olup sorumluluk alınmamaktadır.
ayrıca sözlük formatı - forum - birden fazla entry der giderim.

kemal kurkut

gewende
polis tarafından öldürülen bir üniversite genci. valiliğin çantasında bomba var dediği oysa şiir kitabı çıkan, vurulduğunda yarı çıplak olan resimlerden sonra valiliğin açıklamasını geri çekip olayı araştıracağız dediği öldürülen gençtir.

elinde bir bıçak ve bir su şişesi vardır. bıçağı aldığı kasap ve görgü tanığı şoförün beyanatından öce polislerle tartıştığı hakarete uğradığı için kasaptan bıçak aldığı tekrar geldiğinde polislerin çantasını aradığı sonra üstünü çıkarttığı atletini de çıkar dediklerinde yeniden tartışıp sinir krizi geçirerek koştuğu polislerin ise bir kaç metre mesafeden öldürdüğü gençtir.polis amiri ise 'indirin silahlarınızı ateş etmeyin biber gazınız yok mu' diye bağırmıştır.

ve cenazesinde suları kesilmiş cenaze aracı verilmemiştir.

hadi şimdi tekrar kapatın gözlerinizi yüzünüzü çevirin dönün diğer tarafa altı üstü bir genç öldürüldü yine polis tarafından.

http://siyasihaber3.org/diyarbakir-newrozunda-oldurulen-genc-guzel-sanatlar-fakultesi-ogrencisi-kemal-kurkutmus

hoy memo

gewende
kürtçe bir ağıttır hikayesi ise şöyledir:

memo genç delikanlı yakışıklı ... evli ve köyünde annesi sefer ana ile yaşamakta... memo diyarbekir'e gider alışveriş yapmak ve eve bir şeyler almak için.. malum o zamanlar araç yok vasıta yok şehire inen birkaç günde gelebiliyor köye... efendim uzatmayalım sefer ana memo şehirde iken gecenin bir vakti uyanır ve gelinin odasının önünden geçerken gelinin yanında bir erkeğin yattığını farkeder.. oğlunun şehirde olduğunu bilen sefer ana duvarda asılı tüfeği alır ve yatakta gelinin yanında yatan adama iki el ateş eder... kanlar içindeki kişi ölür ve o an yorgan açılır ve sefer ana gelinin yanında yatan kişinin kendi oğlu olduğunu görür bunun üzerine de bu ağıdı söyler...




hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
ebasili mem'im
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
ne genç ve yakışıklı
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
mem'im diyarbekir'den dönüyor
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
bir yük şeker getiriyor
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
iki kez deşti gönlümü
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
mem'imin atı beyazdır
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
meydanı toz içinde bıraktı
zavallı kalbim

hoy hoy hoy memo
zavallı kalbim
sefer ana sana kurban olur
zavallı kalbim
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches