kultabisi

bunun şeftalilisi vardı. şimdiye kadar içtiğim %100 meyve suları da dahil, tadı gerçek şeftaliye bundan daha benzeyen olmadı.

ben de niye sözlükte kimse yok diyordum. meğer herkes şevval tv seyrediyormuş.

bir oturuşta üç adet lahmacun yedikten sonra yapılmaması gerekendir.

temel'le dursun kahveye gitmişler. temel kahveciye bağırmış: 'iki oralet.'
kahveci oraletleri getirmiş. temel, şaşırmış biçimde sormuş: 'niye buraya getirdin?'
adam, 'iki oralet istedin ya...' demiş.
temel cevap vermiş: 'oraya götürecektin. buraya istesek buralet derdik.'

babamın çok kullandığı bir laf vardır. sevmediği insanlar için, 'gavur parasıyla beş para etmez.' der.
geçen gün tuvaletteyken aklıma geldi. çoğu gavur parası bizimkinden değerli. demek ki bu laf, osmanlının yükselme dönemlerinde falan kullanılmaya başlanmış. şimdi sabırsızlıkla babamın aynı lafı tekrar kullanmasını bekliyorum. kendisine, dolar ve euro kurlarını hatırlatacağım.

gelecek tek şey menü olacaktır.

peynirle (özellikle ezine) mutlu bir evlilikleri vardır.

12 bitkili sibirya takviminde, adaç ayı'ndan sonra gelen ve baharın müjdecisi olan ay: kiviç ayı

''korktukça tutsak, umut ettikçe özgürsündür.''
((gbkz:the shawshank redemption) filminin afişinden)

@3 rakipler birbirinin atına biniyor.
@1 ramazan ayında kurt ve koyun oruçluyken, hiç telaş etmeden kafasının estiği sıraya göre geçirir.

devir değişti e tabii çelik de değişti.

yıllar boyunca, linkteki türkünün ilk 43 saniyesini alarm olarak kullanmıştım.https://www.youtube.com/watch?v=lGjT-hDn8-k&list=PLpdPWB8KqLr_IXQuZFyGKksNKhQsXyl7q&index=9

etrafınızdaki yakın gördüğünüz insanlara sorun. çoğu mutsuzdur. mutsuzlukları için tonla sebep sıralarlar. kiminin işi ağırdır; kimi aile bireyleriyle kavgalıdır; kiminin parası yetmiyordur; kiminin sağlık sorunları vardır; kimi sevgilisinden ayrılmıştır...
bakın size bir tüyo vereyim. bu tüyoyu kendi hayatımda da defalarca uyguladım ve doğruluğuna şahit oldum ama fikir bana ait değil. gerçekliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir olgu.
yapılan araştırmalar göstermiş ki, birine hediye vermek, birinden hediye almaktan daha mutlu ediyormuş insanı. daha doğrusu, daha uzun süreyle mutlu ediyormuş.
bunu sadece hediye olarak düşünmeyin. bir iyilik olarak da düşünebilirsiniz.
ihtiyar birine, karşıya geçerken yardım edip, poşetlerini taşıyın. yolda kalmış bir arabayı kenara doğru itmek için, sürücüye yardım edin. asansörde sıranızı sizden daha tombul ya da daha ihtiyar birine verin. araçla trafikte ilerlerken, karşıya geçmek için fırsat kollayan bir yayaya, aracınızı durdurarak yol verin. yolda yürürken çalışmakta olan temizlik görevlisine 'kolay gelsin.' deyin. avm'ye girerken, güvenlik görevlisine 'merhaba' deyin gülümseyerek. günlük hayatta çoklukla görmezden geldiğiniz insanlara, onların da varlıklarını farkettiğinizi bir şekilde hissettirin. dilenmek yerine geçimin sağlamak için bir şeyler satmaya çalışan insanlardan alışveriş yapın mesela. zeytin mi alacaksınız. 250 gram almayın, 500 gram alın. 10 lira mı tutuyor, 11 lira verin... ve karşınızda size gerçekten de içten bir şekilde gülümseyen insanın mutluluğunun size bulaşmasını sağlayın.
işe yarıyor. emin olun işe yarıyor. insana, sanki dünyadaki 7 milyar insandan farklı biriymişsiniz gibi hissettiriyor. yürümeye devam ederken, gülümsemeye de devam ettiğinizi farkediyorsunuz.

--- (gbkz:spoiler ) ---
meğer hepsi ölüymüş...
--- (gbkz:spoiler) ---

kelime anlamı olarak, özlemek: 'Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek' demek. ancak, kelimeyi biraz daha irdelersek, kökeninin 'öz'den geldiğini kolaylıkla anlayabiliriz. peki 'öz' ne anlama geliyor? 'Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun...'
bu durumda, özlemek: başka birini kendi benliğiyle bütünleştirmek, içselleştirmek, aynılaştırmak anlamını kazanıyor.
böyle bir şeyden şikayet edilir mi, kaçılır mı?.. aksine, özlemek harika bir duygudur.
özleyen olmak da özlenen olmak da, hayatı yaşanılabilir kılan duygulardandır.

call of duty
pes
fifa 2016
gta
minecraft
candy crush vs. vs...
artık akıllı telefonlar sayesinde sokakta, otobüste, serviste, teneffüste... nerde istersen orada oynama imkanı var.

illa suriyeli olma şartı yoksa, zaten olmuşu var:
''...1955 yılında Gümülcine'nin Kozlukebir Köyü'nde dünyaya geldi. 1970 yılında öğrenim için İstanbul'a geldi. Yabancı uyruklu bir öğrenci olarak \"Mehmet Alioğlu\" adıyla bir süre İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde öğrenim gördü. Bu okulda Recep Tayyip Erdoğan ile sınıf arkadaşı oldu. Lise öğrenimini Afyon'da tamamladı. 1982'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu.

Yunanistan'da hekimlik yapma imkanı olmadığı için 1983 yılında Meriç Nehri'ni kaçak olarak geçip Türkiye'ye iltica etti. Yunanistan vatandaşlığından çıkarıldığı için 1983-1986 yılları arasında Türkiye'de haymatlos (vatansız) olarak ikâmet etti. 1986'da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Vatandaşlığa müracatı sırasında talep ettiği \"Müezzinoğlu\" soyadını aldı...'' (kaynak: wikipedia)