yakbenivatankurtulsun

süper ötesi bir george orwell kitabı. kominizm'e bir eleştiri olarak yazılmış olsa da, her türlü sistemin eleştirisi barındırır içerisinde.

hayvanların ( proleterya ) isyan edip kendi düzenlerini kurduktan sonra çıkar ilişkisi ile baştaki domuzun (stalin)
kendi menfaati doğrultusunda hareket etmesini masalsı fakat bir o kadar da gerçekçi yansıtır.

"bütün hayvanlar eşittir, bazıları daha fazla eşittir."

futbol bir ölüm kalım meselesi değildir ondan daha önemli bir şeydir. bill shankly'de böyle demiş, böyle düşünenler de var.

böyle bir şeyin varolma ihtimali var kanaatimce. hem de birkaç defa. insanlık belli bir medeniyet seviyesine sosyal, ekonomik, bilimsel ve teknik olarak ulaştıktan sonra bir şekilde bunları yok etmiş olabilir. şöyle ki binlerce yıllık insanlık tarihine bakınca gelişim son 100-150 yılda atağa geçmiş, 2000'li yıllardan sonra sıçrama yapmış ve artarak devam ediyor. yani 100 sene de yapılabilecek şeyler binlerce yıllık geçmişi olan insan tarafından denenmemiş olamaz.
şimdi görüyoruz ki bu gelişim hayatı kolaylaştırsa da aynı zamanda dünya genelinde bir kaosa da zemin hazırlıyor. ülkelerin menfaat yarışları savaşlara sebep oluyor. bu ilerde genele yayılıp teknolojik gelişme sebebiyle daha fazla insanın bir anda yok oluşuna sebep olacak. bu da son dönem gelişmiş medeniyetin sonu olabilir.

kör gözlerine birisi biraz ışık verince hemen beyni yanıyor bunların. adam borç var demiş hemen cemaatçi yaftasını yapıştırmışlar. sanki yalan söylemiş. aç hazinenin sitesine gir bak. tayyip dese borç yok, hemen inanacaklar.

hukuk yanlış işliyor desen cemaatçisin sen diyecekler. ama açıp bir hukuk kitabına bakmazlar.

türkiye orta gelir tuzağında ve daha kötüye gidecek desen açıp bir ekonomok verilere bakmazlar.

adam çalmış lan hem de halkın parasını senin paranı desen ama hizmet ediyor para dışarı çıkmıyor diye cevap verirler.

dinimizi kendi menfaatlerine alet ediyor desen, durmadan dinden siyaset türettiğini görmez. müslüman adam çalmaz diyemez. çünkü o ulu önderdir hata yapmaz.

ülkeyi ayrıştırıyor birbirimize düşman ediyor desen, yüzde elliyi evde zor tutuyorum, taraf olmayan bertaraf olur dediğini duymaz. karşısındaki herkese nefret kustuğunu görmez.

teröre prim veriyor desen, iktidara gelmezden önce durmuş olan terörün tekrar hortladığını görmez. çözüyor işte der ama, dilleri uzayan teröristlerin özerklik taleplerini görmez.

fethullah gülen'e kızar, ama dün kol kola olduklarını, hükümetin izniyle kadrolaştıklarını, yabancı ülkelerde okullara yardım ve ziyaret yaptığını, dandik türkçe olimpiyatlarına statlar, otobüsler ayarladığını, merkez bankasına olimpiyat parası bastırdığını, yandaşlarını zengin ettiğini görmez, duymaz, hatırlamaz.

daha çok şey var da gören gözleriniz kör olduğun beyinler kitlenmiş, ne desek boş.

hepiniz iki yüzlüsünüz, cemaatte, iktidar taraftarları da.

hoş bir google aksiyonu görmenizle sonuçlanan hadise.

(bkz: kaşif kozinoğlu)

maalesef doğrudur.

ülkemizde gerçekten kaliteli adam mı yok bu makama uygun, var da popülaritesi mi yok bilmiyorum. ama gerçek olan bir şey var, üç aday da yetersiz.-bundan öncekiler yeterli miydi o da ayrı mevzu- hepsinin acayip acayip halleri var.

recep tayyip erdoğan, adı bir kere yolsuzluklarla anılıyor. bir dediği diğerini tutmuyor. hukuku adaleti yerle bir etti. vatandaşın büyük bir kısmı nefretle karşılıyor. kendi vesayet sistemini kurma peşinde.

ekmeleddin ihsanoğlu, siyaset yönünden çok büyük eksikliği var. evet siyasetle cb'nin işi yok gibi gözükse de bilmesi gerekiyor. alacağı tavırlar, vereceği kararlar çok önemli. -anayasa kitapçığı fırlatma hadisesi siyasi eksiklikten kaynaklandı.- ve gerçekten bu ülkeye çok uzak. yurtdışında doğması umrumda değil. ve en son istiklal marşı vakası gerçekten rezilceydi. açıklaması da öyle.

selahattin demirtaş, adam pkk'nın siyasi kanadı. terör örgütü dahi diyemiyor. her ne kadar ağzından pkk kelimesi çıkmasa da herkes ne olduğunu biliyor. halkçı tavırlarla, sol kesimin oylarını alma peşinde.

şimdi bu adaylardan hangisine oy verelim. ya oy kullanmayacaz. bu da mantıklı gelmiyor. ya da ehven-i şer deyip birisine yönelecez.

dandik: düşük nitelikli

iki süper oyunculardır. kıyas yapılmaz sanırım.

sahip olduğum ve toplum olarak sahip olduğumuzu düşündüğüm vaziyet.

bugün gazze'de ki müslüman kardeşlerimizin hallerine üzülüyoruz, dua ediyoruz dinsin acıları diye. dün ırak, mısır, mynmar, uygur türkleri'nin farklı zamanlarda hallerine üzülüyoduk. oralarda ki zulümler daha bitmedi artarak devam ediyor. ama bugün medya, halk içerisinde ki söz sahipleri kime üzülürse, kimden bahsederse üzülme hissimiz ona yöneliyor. geçmişte olanları bilinçaltımıza gömüyoz hatırlatılana dek.

biraz evvel basın mensuplarıyla yaptığı toplantı da, kendinini gazeteci sanan akit gazetesi temsilcisine kapağı koyup oturtmuş cumhurbaşkanı adayı.
hangi akla hizmet ve iyiniyetle bir cumhurbaşkanı adayına ekmeğin fiyatı sorulur ki. bu soruya eklemleddin ihsanoğlu "istanbul'da 1tl, halk ekmekte 60krş, ama cevabım sizi tatmin etmediyse ağzımdan istediğini yazabilirsiniz. adetiniz bu zaten." diye cevabını vermiştir.

mahfi eğilmez'in ekonomi ile ilgili bir konuyu 60 saniyede özetlediği kısa cnbc-e programı.

amerika'da başkanlık seçimi öncesinde, adayların bir televizyon kanalına çıkıp sorulara cevap verdiği ve izleyecekleri politikaları anlattıkları gibi, türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, adaylar içinde yapılsa güzel olur. ilk kez cumhurbaşkanlığı için oy kullanacaz ve halkın tamamına en güzel bu şekilde ulaşabilirler. kendilerini daha iyi tanıyabiliriz. tercih edeceğimiz adayı, tüm adayları bir arada görerek daha iyi seçebiliriz. trt'de seçimlere yakın bir zamanda 3 adayı da ortak yayınla bir arada görmek güzel olur. hedefe oturtarak sorulan sorular olmadan.
sanırım afganistan'da da yapılıyor.

bende de var bunlardan yüzde yüz gerçek olan bir şeyi bile eksileyen garip yazarlar var.

türkiye'de kendini boykot zanneden geçmişteki ve günümüzde hareketlerden etkilenmeyecek kola markası. sebebi çok güçlü olduğundan değil -tabiki güçsüz de değil- ülkemizde boykot yapabilme kabiliyetinin düşük olması. her sene en az bir kere boykot yemesine rağmen hala karında bi düşüş olmamasından görebiliriz.

uzun bir zaman önce bir kitapta bir şey okumuştum. onu aktarayım bu mevzuya istinaden.

mekke'de filistinli bir genç bir hacıya şöyle soruyor:
- allah neden bize yardım için meleklerini göndermiyor, bedir'de veya müslümanların dara düştüğü başka bir zamanda olduğu gibi.
hacı'nın cevabı şöyle oluyor:
- allah yine meleklerini gönderiyor. ancak melekler müslüman olanla olmayanı ayırt edemiyor.

--tabiki allah'ın yardımında ayırt edebilme meselesi olmaz ancak ifade edilmek istenen başka --

adam çalmış çırpmış baba-oğul ses eden yok. öbürünün oğlu güya içmiş. utanmadan haber yapıyolar. içen kendine içer. çalan da herkesin parasını çalar. birde bu eli uzun ailenin trafik kazası vardı geçmişten ses eden yok.
birde cemaat aklama timi yazmış. daha dün kol kola çalıyolardı. açık edince mi kötü. allah ikisinden de olmaktan da korusun.

tanıtımında
- dünya da müslümanların sesi olmuş
-filistin ile israil arasında ateşkeste büyük katkısı
-israil'e bm nezdinde verdiği zarara dair rapor hazırlanmasında ön ayak olmuş
-filistin tarafından devlet nişanı verilmiş
-yurtiçi ve dışında üniversitelerde ders vermiş entelektüel
-ülkemizi uluslararası sahada çok iyi temsil etmiş
-geçmişi temiz
-28 şubatta başörtülülere destek verdiği için mağdur olmuş ( en önemlisi de burası mağdur olmadı lazım)

cumhurbaşkanı adayımız ekmeleddin ihsanoğlu...

şeklinde takdim edilirdi.

recep tayyip erdoğan kadar samimidirler.

ekili alanda, tohumun toprak üzerine çıkmasını engelleyen sert toprak.

bildiğim kadarıyla türkiye israil'den silah alıyor ve bazı teknolojisi geride kalmiş savunma araçlarını (f-4) geliştirmeye yönelik ortak faaliyet yürütüyor. bizde askeri anlamda giyim-kuşam malzemesi satıyoruz.(bot, kamuflaj). birde bazı madenler var sattığımız. maalesef türkiye israil'e silah satabilecek kadar gelişmiş bir savunma sanayisine sahip değil.