konuşanların yazıldığı, dersin anlatıldığı sınıf araç gereci. bir nevi ilk sahnedir. ilk heyecandır.
(bkz: parmak kaldırmak)
kurgucu. bir gün hayalim yönetmen olmak.
şimdiden sözü alayım. okutamadığım senaryolarıma el atacağına söz ver lütfen.
Tabi ki hocam. :)
ülkemizde değeri pek bilinmeyen rock grubu. anadolu rock temsilcisi. inanılmaz işleri vardır. piyasa müziği ile kandırmaz, sıra dışı ve anlamlı besteleri her daim vardır. (birdenbire, güneş, istersin, yalan...) yeniden işlediği eski parçalar ile de başarısını kanıtlamıştır. (lambaya püf de, sarı çizmeli mehmet ağa, namus belası...)
yelda karataş'ın kırdığı, üstesinden geldiği bir olgu, varsayılan. aynı zamanda efsane bir reklamcı ve üniversite hocasıdır, hocamdır. şair ve reklamcı arasında büyük ortak noktalar vardır. hem çok şirin, bilgili, çağrışım doludur hem de tabiri naifle adamı yakar. sezen aksu'ya şarkı sözü de yazmıştır.
![]()
kendi halinde, öylesine duran ve 2 cm bile olmayan ottur. Hatta görmeyiz onu, bilmeyiz onu... yok gibidir. ama öyle bir var ki...
bugün balkonda bir eşek arasına denk geldim. bir şekilde uçamıyordu, kanatları sağlam görünse de, yorgun gibiydi. ayak altında ezilmesin diye aldım incir ağacının toprağına bıraktım. bir bir yürümeye başladı. sonra bir duraksadı ve küçücük bir ota o ince ayakları ile tırmanmaya başladı sallanarak. o zamana kadar orada bir ot olduğunu bile bilmiyordum. sonra hiçbir şekilde uçamayacağını düşündüğüm arı, yaylandı ve uçtu. özgürlüğünün yörüngesinde gözden kayboldu... Arıların doğanın dengesi için ne kadar önemli olduğunu az çok bilirsiniz ve buna o küçücük ot vesile oldu, sandalyeden oturup baktığımda görünmeyen, basıp geçtiğimiz... sadece öylece durarak dünyaya eşsiz bir katkıda bulundu...
![]()
bugün balkonda bir eşek arasına denk geldim. bir şekilde uçamıyordu, kanatları sağlam görünse de, yorgun gibiydi. ayak altında ezilmesin diye aldım incir ağacının toprağına bıraktım. bir bir yürümeye başladı. sonra bir duraksadı ve küçücük bir ota o ince ayakları ile tırmanmaya başladı sallanarak. o zamana kadar orada bir ot olduğunu bile bilmiyordum. sonra hiçbir şekilde uçamayacağını düşündüğüm arı, yaylandı ve uçtu. özgürlüğünün yörüngesinde gözden kayboldu... Arıların doğanın dengesi için ne kadar önemli olduğunu az çok bilirsiniz ve buna o küçücük ot vesile oldu, sandalyeden oturup baktığımda görünmeyen, basıp geçtiğimiz... sadece öylece durarak dünyaya eşsiz bir katkıda bulundu...
Tebrik ederim mutlu oldum okuduğumdan.
Teşekkür ederim hocam mutlu olmanız, beni de mutlu etti. :)
Ayvaz dede gibi hikaye olsun
niye bu kadar artı oy vermişler diye üşenmeden okdum. iyi ki okumuşum. ccc +1
günleri, sözleri.
belki de nefesi.
kaybolacağı belli küçük bir oyuncak gibi,
yutmuşuz sevgiyi,
denizdeki inci tanesi gibi,
yıllara teslim.
t: yitirmişiz.
belki de nefesi.
kaybolacağı belli küçük bir oyuncak gibi,
yutmuşuz sevgiyi,
denizdeki inci tanesi gibi,
yıllara teslim.
t: yitirmişiz.
öylee
siliniriz bir gün
kalpler bizi hatırlasın
...
kendiliğinden bir benzin yürek
durur mu yerinde, yanacak
su döksen nafile,
bir nota bile susmadan
martılar da bize küsmeden
al kemanı eline
otur sokağa, bak yıldızlara...
bir gün birini hatırlar
birine öfkelenir,
çalar söylersin kendine
kendi kendine...
siliniriz bir gün
kalpler bizi hatırlasın
...
kendiliğinden bir benzin yürek
durur mu yerinde, yanacak
su döksen nafile,
bir nota bile susmadan
martılar da bize küsmeden
al kemanı eline
otur sokağa, bak yıldızlara...
bir gün birini hatırlar
birine öfkelenir,
çalar söylersin kendine
kendi kendine...
merhaba güzel arkadaşlarım.
dünkü olayı biliyorsunuz. verdiğim rahatsızlıktan ve konunun istemediğim bir boyuta gitmesinden dolayı özür dilerim. konunun kapanması ve uzamaması için bir şey söylemek istemiyorum.
ilgili yazarla da en ufak bir problemim yok, herhangi bir olayda taraf da değildim. sataşma durumlarına tanık olduğum için rahatsız oldum ve bir yorumda bulundum. sonrası kontrol edemedik. sevdiğim ve yıllardır tanıdığım insanları korumak adına bu çabada bulundum başka bir gerekçesi yok.
askerlik nedeniyle sözlükte az bir zamanım kaldı ve dostlarım ile bu zamanın tadını çıkarmak istiyorum. Allah herkesin kalbine göre versin. Zaman her şeyin ilacıdır...
dünkü olayı biliyorsunuz. verdiğim rahatsızlıktan ve konunun istemediğim bir boyuta gitmesinden dolayı özür dilerim. konunun kapanması ve uzamaması için bir şey söylemek istemiyorum.
ilgili yazarla da en ufak bir problemim yok, herhangi bir olayda taraf da değildim. sataşma durumlarına tanık olduğum için rahatsız oldum ve bir yorumda bulundum. sonrası kontrol edemedik. sevdiğim ve yıllardır tanıdığım insanları korumak adına bu çabada bulundum başka bir gerekçesi yok.
askerlik nedeniyle sözlükte az bir zamanım kaldı ve dostlarım ile bu zamanın tadını çıkarmak istiyorum. Allah herkesin kalbine göre versin. Zaman her şeyin ilacıdır...
olayları bir günle mi kaçırdım lanet olsun dostum neyse tekrar hoşgeldin. gelse de şu yazar eğlensem biraz
Hoşbuldum. :)
Hoşgelmişsin 😊
hoşbuldum, ağlasam ağlarım. yabancısı değilim ağlamanın artık. :)
Hoş geldin
Hoşbuldum :)
bazı durumların içerisinde olunca daha çok hissettiğimiz ya da daha iyi anladığımız. büyük bir özlemin öncesidir kimi zaman... bu da kalbi ısıtır, ayrı bir tadı vardır. konuşmadan yapma anıdır hepsi...
fizy ile ilgili bir anımı hatırlatmıştır.
hazırlık okulunda "z..." hocamız vardı, 70li yaşlarda şeker gibi bir kadın. derse tekerlikli mini bavulu ile gelirdi. bir tane de netbook'u vardı. projektor bağlantısını ben yapardım hep. ders arası olduğunda alıp giderdi. bir gün rica ettik hocam müzik dinleyebilir miyiz sınıf olarak. o da, sana güveniyorum sen olmazsan vermezdim dedi. okul neti de biliyorsunuz yasaklıdır her yeri. bir tek fizy açılıyordu işte. biz de bir iki bir şey açtık dinledik derken, bilgisayara bir şey oldu. olacağı var ya... hoca bir şey demez diye düşündüm. geldi, durumu açıklıyorum. abi bir cırladı. o an sınıfa godzilla girdi sandım. çok fena ders oldu bana. o yüzden mesafeyi her zaman koruyacaksın.
hazırlık okulunda "z..." hocamız vardı, 70li yaşlarda şeker gibi bir kadın. derse tekerlikli mini bavulu ile gelirdi. bir tane de netbook'u vardı. projektor bağlantısını ben yapardım hep. ders arası olduğunda alıp giderdi. bir gün rica ettik hocam müzik dinleyebilir miyiz sınıf olarak. o da, sana güveniyorum sen olmazsan vermezdim dedi. okul neti de biliyorsunuz yasaklıdır her yeri. bir tek fizy açılıyordu işte. biz de bir iki bir şey açtık dinledik derken, bilgisayara bir şey oldu. olacağı var ya... hoca bir şey demez diye düşündüm. geldi, durumu açıklıyorum. abi bir cırladı. o an sınıfa godzilla girdi sandım. çok fena ders oldu bana. o yüzden mesafeyi her zaman koruyacaksın.
Eskimeyen şarkılardan :)
aynen. solistler yedi gül gibi grubu. :)
çalışmamak, üretmemek ve buna bağlı sürekli bir hayal kırıklığı döngüsü içerisinde olmak. böyle olunca da ana kara olamıyorsun, birilerinin yörüngesinde kalıyorsun üzücü bir şekilde.
bir ilaçtan fazlası. ister çelik dağa hapsedin, ister yakıp yıkın köprüleri... labirentler kurun, yine de aşar gider.
yaşamak istenen şiirleri ifade eder. şöyle ki, şiiri yaşamak. bu süreç onu hiçbir zaman tamamlatmaz, yarım kalır. zaman tanırsın şiire, onu yaşamaya. beklersin en içten dizelerini. bu dert başka derttir, açılmaz kimseye de. tanısalar zaten deli derler, anlamazlar. desinler. o değil ki derdim. yarım kalsın şiirler. eksik kalsın. kağıtta başladığın 3 dize öyle başka devam eder ki... bir de az da olsa, uzak bile olsa varsa rüyaların, acıtır. acıtan şiir de bir başkadır. hep derim, kum ve inci... yarım kalmak... öksüz kalmak. çocukken saklanırdık ya karanlık kulübelere. artık buna gerek duymuyoruz... "bu gece başka gece..."
bir de bir adet zararlı hücre vardır. adam olmayacak. çocukluktan gelir, ne yağmurdur ne de kar. ne kafa bırakır ne insaniyet. bakteri de değil hani. bulaşıcıdır, bir tür enfeksiyon meredi. sözcüklerim de yüzsüzleşiyor bazen. lafını söylüyorlar bana sıra bırakmadan. ben sadece peşinden gidiyorum. cezalarını çektim çok, akıllanmadım. öyle ahım şahım bir ödülü de olmadı. kendi başına buyruk dizeler. sıradanlığın tadını çıkaran... bendim bu, bu bendim... sesin çıkmadığı rüya gibi... ciddiyet ve aklın duvarları daha yeni yemeye başladılar beni, umarım müebbet değildir. bırakın yarım kalsın şiirler...
bir de bir adet zararlı hücre vardır. adam olmayacak. çocukluktan gelir, ne yağmurdur ne de kar. ne kafa bırakır ne insaniyet. bakteri de değil hani. bulaşıcıdır, bir tür enfeksiyon meredi. sözcüklerim de yüzsüzleşiyor bazen. lafını söylüyorlar bana sıra bırakmadan. ben sadece peşinden gidiyorum. cezalarını çektim çok, akıllanmadım. öyle ahım şahım bir ödülü de olmadı. kendi başına buyruk dizeler. sıradanlığın tadını çıkaran... bendim bu, bu bendim... sesin çıkmadığı rüya gibi... ciddiyet ve aklın duvarları daha yeni yemeye başladılar beni, umarım müebbet değildir. bırakın yarım kalsın şiirler...
"Sen kimsenin göremediği bir yerdesin
yok sayılmış çatlamış bir toprak
öyle sessiz öyle kendi halinde
sabırsız atışların bulanık ritminde..."
t: niye varsın.
yok sayılmış çatlamış bir toprak
öyle sessiz öyle kendi halinde
sabırsız atışların bulanık ritminde..."
t: niye varsın.
;)
keyfini sürdüğümdür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?