confessions

kultabisi

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 357
  2. takipçi 4
  3. puan 8741

yaratıcı problem çözme

kultabisi
bugün bir arkadaşımdan resmi bir belge aldım, dolaba koydum. çıktıktan sonra arkadaş aradı, 'yaa sana verdiğim belgenin filanca yerinde ufak bir yanlışlık yapmışım. yenisini çıkardım. ne yapayım?' dedi. ben de, 'benim dolaba bırak, ben alırım.' dedikten sonra ekledim, 'haa ama yenisinin sol üst köşesine ufacık bir çarpı at ki onun yenisi olduğunu anlayayım.' dedim. eleman, 'istersen küçük bir kağıda -yeni- yazıp ataçla yenisine tutturayım.' dedi. 'iyi tamam o da olur.' deyip telefonu kapattım. şimdi bu başlığı görünce düşündüm de, acaba benim fikrim mi aşırı gerizekalıcaydı, yoksa arkadaşın fikri mi çok yaratıcıydı?.. sanırım cevabı herkes biliyor...

üzgünüm yine canım sıkılıyor

kultabisi
sebep-sonuç açısından belirsiz bir cümledir.
üzgünüm, yine canım sıkılıyor derken, 'üzgünüm ve bu nedenle canım sıkılıyor' mu denmek isteniyor yoksa 'canım sıkılıyor ve bu nedenle üzgünüm' mü denmek isteniyor belirsiz. yoksa, birbirinden bağımsız olarak, 'hem üzgünüm hem de canım sıkılıyor' vurgusu mu var?

ayakta su içmenin zararları

kultabisi
videoyu seyrettim. yalnız anlamadığım bir kısım oldu.
ayakta içtiğimizde su midemizde durmayıp bağırsaklara gidiyorsa, oturarak içtiğimizde bunu engelleyen şey ne? eğer ayaktayken su midede durmuyorsa, videoya göre, suyu içtikten sonra, su mideden hücrelerimizde özümsenene kadar da oturmaya devam etmemiz gerekmiyor mu? aksi halde suyu içtikten sonra ayağa kalktığımızda, yine midedeki su boşalmayacak mı? sorular sorular...

laiklik

kultabisi
ilkokuldan itibaren bize adeta dikte edilen bilgiler vardır. aradan yıllar geçse de, bir şekilde beynimizin bir yerlerinde kalır.
benim için, 'birinci dünya savaşında almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık.'' cümlesi, ''dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyiz.'' cümlesi bunlara örnektir.
yine hiç unutmadığım cümlelerden biri de şudur: ''laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.''
bakın, ilkokul düzeyinde verilen bir bilgiden bahsediyorum. yani çok karmaşık değil. basit bir cümle. içeriği çok kolay anlaşılabiliyor.
yani diyor ki, ''laik olan bir ülkede, dini kurallar devlet yönetiminde esas olamaz. aynı zamanda, laik olan ülkelerde, devlet vatandaşlarının dini inançlarına ya da inançsızlıklarına eşit mesafededir.''
bunun bize gösterdiği çok net bir sonuç var: insanlar değil devletler laiktir. yani ben koyu bir şeriat savunucusu olabilirim. bir başkası fanatik bir budist olabilir. bir diğeri ateist olabilir... kendi hayatını kendi inançları doğrultusunda şekillendirebilir. bunun için herhangi bir engel yoktur. sınır, kamusal alandır. yaşayış ya da inanış biçimimiz kamusal alanla çakışıyorsa bu durumda üç ihtimal vardır. ya devlet ülkedeki çoğunluğun talebine göre kamusal alanı şekillendirir ya da ortak yaşam alanlarında inançların baskınlığına müsaade etmez. üçüncü ihtimal ise, bütün inançların yaşam biçimlerine kamusal alanda sonsuz serbesti tanınmasıdır. misal, benim türbanla kamuda çalışmama müsaade ediyorsa, başka birinin de budist kıyafetiyle devlet dairesinde çalışmasına müsaade eder. bana cuma namazı için genelge çıkartıyorsa, musevilerin de cumartesi günleri çalışmamaları için genelge çıkartır... yani herkese eşit özgürlük tanır.
bütün bunlar tartışılabilir şeylerdir. şu doğrudur şu yanlıştır denecek şeyler değildir.
benim kişisel fikrime göre, laiklik özellikle de türkiye için, vazgeçilemeyecek/görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir normdur.
daha da önemlisi, bu norm anayasayla güvence altına alınmıştır. değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. 'kaldıralım' demek, anayasal bir suçtur. bilelim, ona göre konuşalım.

laiklik anayasada olmamalı

kultabisi
siyaset literatürüne süleyman demirel'in soktuğu bir cümle vardır: ''dün dündür, bugün bugündür.''
bu kısacık ve aslen komik görünen cümle, aslında türk siyasi hayatının toptan bir özetidir diyebiliriz.
geçmişte, bu sözü günlük hayatımızda da çok sıkça kullanıp, dalga geçmişliğimiz vardır. ancak son dönemlerde, rahmetli süleyman demirel'in söylemlerinin günümüzdeki siyasi söylemlerin çıtasına göre çok çok aşağılarda kaldığını görüyorum.
misal, son yıllarda yaygın olarak kullanılan yeni bir metod var. aslında kuralı ve uygulaması son derece basit. görülüyor ki, işe yararlığı da neredeyse kusursuz. metod özetle şöyle: ortaya bir laf at. ancak bunu yaparken, lafı kendin söylememeye dikkat et. zira günümüzde medya imkanları çok gelişkin. söylenen her şey kayıt altına alınıyor. yarın öbür gün çark etmek gerektiğinde, geçmişte söylediklerini şak diye önüne getiriveriyorlar. misal, ''imralıyla benim bilgim dahilinde devlet yetkilileri görüştü.'' dediğinde, bir anda geçmişte söylediğin, ''terör örgütüyle görüşen de, görüştüğümü söyleyen de şerefsizdir.'' konuşmasının kayıtları ortaya dökülüveriyor. veya, ergenekon davasıyla ilgili olarak bunun bir kumpas operasyonu olduğunu söylediğinde, hiç gecikmeden o davanın savcısı olduğuna dair kayıtları döküveriyorlar ortalığa... bu nedenle, yöntemin en önemli ayrıntısı şu. ortaya atılan ve kamuoyunun nabzını ölçecek söz, senin dışında birileri tarafından söylenmiş olmalı. misal, terör örgütünün siyasi temsilcileriyle dolmabahçe sarayında görüşülür. görüşmenin ardından devletin resmi kanalından ve resmi haber ajansından ortak açıklamalar yapılır ve gelişmelere bakılır: http://www.milliyet.com.tr/dolmabahce-de-tarihi-aciklama/siyaset/detay/2021055/default.htm bir süre gelişmelere bakılır ve duruma göre, icraat ya sahiplenilir ya da, ''kiiiiiiimmm? beeeeeennn? ya ne alakası var! ben mi demişim?'' lerle olay kapatılır gider: https://www.youtube.com/watch?v=Um5b1MIi294
işte son laiklik açıklaması da aynı içerikte düşünülmeli bence. bu defaki görevlendirme meclis başkanına yapılmıştı. o da çıktı görevini icra etti. sonraki açıklamalar ise, tamamen yukarda açıkladığım yönteme uygun olarak gelişti.

türkiye'de hırsız deyince akla gelen ilk kişi

kultabisi
@4 adeta kamera sakasi gibisiniz. Iki ihtimal var: ya paylastiginiz linkteki haberi okumamissiniz ya da okusaniz bile anlayacak kapasiteniz yok.
Haberde, kemal kilicdaroglu'nun, yolsuzluk yapanlar icin sorusturmaya gerek yoktur raporu veren mufettisleri sikayet ettigi yaziyor.
Bu algi duzeyiyle sabah ciktiginiz eve aksam kaybolmadan donmeniz bile basaridir.

karamanda 45 erkek öğrenciye tecavüz

kultabisi
@20 tecavuzcunun mahkemede boyle bir sey soylemedigini magdur avukatlari beyan etti. Mahkeme tutanaklatinda da boyle bir ifade yokmus. Yani basindan sonuna kadar yalan haber. Senin zihniyetindeki insanlar icin yalan soylemenin, iftira atmanin gundelik bir faaliyet olduguna cok kere sahit oluyoruz. Bunu bir kez daha bizlere gostermis oldun. Temsilcisi oldugunu sandigin islami hayat icin buyuk bir utanc kaynagisin. Allah, dinini senin gibilerin melanetinden ve cehaletinden korusun. Amin...
Ama farzedelim ki tecavuzcu gercekten de boyle bir ifade vermis olsaydi. Ve hatta gercekten de inonu'nun actigi okullarda ateist yetismis biri olsaydi. Ne degisecekti? Kendisine emanet edilen onlarca cocuga tecavuz edildiginden bihaber bir vakfi temize mi cikarmis olacakti yoksa aksine ensar vakfinda calisabilmek icin hicbir on sart gerekmediginin ispati mi olacakti?
Yani bize, \"ensar vakfinda devrimciler de calisiyor, ateistler de, tecavuzculer de... ensar vakfi calisanlarini secerek almaz.\" Mi demek istiyorsun?
(bkz: secaat arz ederken merd-i kipti sirkatin soyler)

adalet bakanlığı sapkınlığın haritasını çıkartsın

kultabisi
böylesi bir gerizekalıca cümlenin gerizekalılığını görmezden geliyorum.
cinsel sapkınlık kavramının sınırlarının nasıl çizileceği sorusunu sormuyorum (sapkınlıktan kasıt yasalara göre suç kabul edilen eylemler mi, dini inançların esas alınması temeline göre kabul edilmeyen eylemler mi vs.)
böyle bir harita çıkarıldığına nasıl bir sonuca varmamız gerekiyor sorusunu es geçiyorum (misal haritayı çıkardık ve gördük ki, en yüksek cinsel sapkınlık izmir'de görülmüş. bu durumda, bakın gördünüz mü izmir'deymiş. bu nedenle bizim vakıflarımızdaki erkek çocuk tecavüzlerine bundan sonra ses çıkarmayın. aynen devam...' mı denilecek?)
...de, şu soruyu sormasam da çatlarım. e be güzel kardeşim. sen bir beyinsiz misin, yoksa bir debil gibi davranmak senin özel zevkin mi? ne haritası çıkarmak istiyorsan çıkar. 'adalet bakanlığı bilmemneyin haritasını çıkarsın.' lafını bana niye söylüyorsun? adalet bakanı mıyım? bekir bozdağ'ın yerine beni atadılar da bana söylemeyi mi unuttular? yoksa adalet bakanlığı akp'nin elinden uçtu gitti de haberimiz mi olmadı?
çıkarıyor musun, çıkarttırıyor musun ne halt ediyorsan et.
bir insan, kendini müteaddit biçimde kepaze etmeyi niye bu kadar ister anlamıyorum doğrusu.
la havle ve la kuvvete...
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches