yanlış bilgidir.
şifresi, 1452'dir, doğum tarihi.
tarihin gördüğü en büyük bilim adamlarından biri.
ama bir edison kadar ders kitaplarımıza girememiştir. oysa tesla yaptığı işleri insanlık için yapmaktaydı edison gibi paraya çalışmadı. edison'a yardım etti, sonra bir paçavra gibi kapı dışarı edildi. ford'a yardım etti bulduğu motoru ford kendi üstüne patentletti. ama yılmadı. bugün telsiz, radyo, radar, uzaktan kontrol edilebilen cihazlar, florasan ve daha niceleri onun emeğinin ve zekasının ürünüdür. insanlığa bedava elektrik getirmek için çalıştı. 40 km ötedeki ampülü hiçbir kablo bağlantısı olmadan yaktı. ancak finans desteği veren j.p. morgan tesla'nın insanlara bedava elektrik vermek için çalıştığını fark edince finansman desteğini kesti. -son kısım söylenti de olabilir- finansman desteği kesilince buluşlarını, fikirlerini yazmaya başladı. öldüğünde abd'li yetkililer evine gelip tüm çalışmalarına el koydular. hala bu notlar üzerine çalışıp geliştirdikleri ve silah yaptıkları söylenir.
ama bir edison kadar ders kitaplarımıza girememiştir. oysa tesla yaptığı işleri insanlık için yapmaktaydı edison gibi paraya çalışmadı. edison'a yardım etti, sonra bir paçavra gibi kapı dışarı edildi. ford'a yardım etti bulduğu motoru ford kendi üstüne patentletti. ama yılmadı. bugün telsiz, radyo, radar, uzaktan kontrol edilebilen cihazlar, florasan ve daha niceleri onun emeğinin ve zekasının ürünüdür. insanlığa bedava elektrik getirmek için çalıştı. 40 km ötedeki ampülü hiçbir kablo bağlantısı olmadan yaktı. ancak finans desteği veren j.p. morgan tesla'nın insanlara bedava elektrik vermek için çalıştığını fark edince finansman desteğini kesti. -son kısım söylenti de olabilir- finansman desteği kesilince buluşlarını, fikirlerini yazmaya başladı. öldüğünde abd'li yetkililer evine gelip tüm çalışmalarına el koydular. hala bu notlar üzerine çalışıp geliştirdikleri ve silah yaptıkları söylenir.
orhan akay isimli bir tasarımcı tarafından tasarlanmış banknotlardır.
modern tarzda olan tasarımlar, biraz euro'yu andırmasına rağmen gayet güzel ve dikkat çekici. bilhassa 10 lira'da attila ilhan'ın ve bir şiirinin olması gayet hoş.
https://mir-s3-cdn-cf.behance.net/project_modules/max_1200/82041225903315.5634c8c0b135c.jpg
not: başlık ekşi sözlük'te jendepus adlı yazardan araktır.
modern tarzda olan tasarımlar, biraz euro'yu andırmasına rağmen gayet güzel ve dikkat çekici. bilhassa 10 lira'da attila ilhan'ın ve bir şiirinin olması gayet hoş.
https://mir-s3-cdn-cf.behance.net/project_modules/max_1200/82041225903315.5634c8c0b135c.jpg
not: başlık ekşi sözlük'te jendepus adlı yazardan araktır.
en sevdiğim eminem şarkılarından biri. klibi de güzeldir, bazı yerlere çakmıştır. ünlü simalarda mevcuttur klipte.
edit: youtube vidyosunun kapağına da lisa ann gelmiş, biliyorsunuz kendisi pornstar, bir zamanlar valilik yapmış ve abd'de başkan yardımcısı olan adayı sarah palin ile makara yapılmaktadır.
edit: youtube vidyosunun kapağına da lisa ann gelmiş, biliyorsunuz kendisi pornstar, bir zamanlar valilik yapmış ve abd'de başkan yardımcısı olan adayı sarah palin ile makara yapılmaktadır.
tipi bildiğin türk olan italyan.
italyan bir teknik direktör getirmez inşallah.
italyan bir teknik direktör getirmez inşallah.
star tv'de okan bayülgen'in sunduğu program. eski formatlarının aynısı.
bu oyunda "w" hızlı koşma "e" ara pastı. diğerlerinde ise tam tersi. bu oyun yüzünden elim "w" ile koşmaya alıştı, "e" ile koşturunca oynayamıyorum. bunun yüzünden böyle alıştım.
bence fifa 2005 ile birlikte fifa serisinin en iyi oyunudur.
bence fifa 2005 ile birlikte fifa serisinin en iyi oyunudur.
kesinliği şüpheli olsada var olduğuna dair bilgileri ve sanırım tek bilgiyi aristo'nun verdiği kayıp ada, uygarlık. aristo'nun belirttiği ütopik bir diyarda olabilir ama adı atlantis'tir. ahlakta, bilimde, sanatta hayli ileri bir topluluktu. ne zaman ki bozulmaya başladılar yavaş yavaş felaketler kendini göstermeye başlamış. depremler, volkan patlaması ve nihayetinde adanın sular altında kalması. bazı bilim adamları ege açıklarında aristo'nun tarif ettiği yere uygun bir yer buldular. şu an onun üzerine araştırma yapmaktadırlar. ve hayli yol katetmişler.
atlantis ile ilgili bir başka görüşte kayıp kıta mu'nun bir kolonisi olduğu yönünde. nitekim mu uygarlığı içinde tüm medeniyetlerin çıkış noktası olduğu söyleniyor.
atlantis ile ilgili bir başka görüşte kayıp kıta mu'nun bir kolonisi olduğu yönünde. nitekim mu uygarlığı içinde tüm medeniyetlerin çıkış noktası olduğu söyleniyor.
gecenin bu saatinde aldığım mesaj. bu tür toplu mesajları hiç sevmem. atacaksan bireysel at isim yaz. ben atmak istersem öyle yapıyorum. ya da arıyorum. samimiyetse bu daha samimi. öbürü kendini zorunlu hissetmek gibi bir şey.
türk mitolojisinde;
dünya bu halini almadan evvel, her yer karanlık ve su idi. ülgen bu su üzerine uçuyordu. konacak bir yer arıyordu. ve semadan bir ses duydu:
-uzat elini, tut onu
ülgen elini uzattı ve bu sözleri tekrarladı, sonra sular altından bir taş çıktı. ülgen bu taş üzerine oturdu ve rahata erdi. artık dünyayı yaratma vakti gelmişti. ama nasıl yaratacaktı ne şekilde. bunu düşünürken sular içinden ak ana çıktı ve ülgen'e :
- eğer bir şeyler yapmak istiyorsan yaptım oldu de, olmadı deme.
dedi. sonra tekrar kayboldu. bu sözler ülgen'in aklından hiç çıkmadı. insanlara da daha sonra şunu söyledi:
-dinleyin, ey insanlar! 'var'ı yok demeyiniz, varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz!
sonrasında ülgen yere "ol" dedi yer oldu. göğe "ol" dedi gök oldu. ve küçük dağ tepelerle dünyayı donattı. ülgen altı günde dünyayı yarattı. yedinci gün uyudu. daha sonra uyandı ve bir baktı ki yarattığı dünya değişmişti, yarattığından fazlası vardı. ülgen denizler üzerinde uçmaya koyuldu. ve suyun üzerinde hareketli bir toprak parçası gördü ve onu insan yapmak istedi. ona insan ol dedi ve insan oldu. adına da erlik dedi.
başka bir mitte ise;
yeryüzü su ve karanlıktı. yeryüzünde bir tanrı kayra han bir de başka bir kişi vardı. tanrı bu kişiye suya dalıp toprak çıkarmasını emretti. o kişi su altına indi eline tanrının emrettiği toprağı aldı. biraz ağzına toprak aldı tanrıdan gizli kendine bir yer yaratmak için. su yüzüne çıktı elindeki toprağı su yüzeyine attı büyüdü büyüdü ve yeryüzü oluştu. ama tanrıdan gizlediği ağzındaki toprakta büyümeye başladı. zorluk verdi kaçmaya çalıştı kaçamadı nereye baksa tanrı kayra vardı. sonra kayra han'dan yardım istedi. kayra han'da "ne oldu? dedi. o kişi ondan gizli yer yaratmak istediği için ağzına toprak gizlediğini söyledi. kayra han sinirlendi. at o ağzındaki toprağı dedi. o kişi ağzındaki toprağı tükürdü. yeryüzünde tepeler oluştu. kayra han: "sen bana karşı geldin itaat etmedin günahkar oldun. senin adın erlik olsun. bundan sonra bana inananlar benim halkım, sana inanlar senin halkın olsun. bana inanlar temiz ve ahlaklı olacak güneşi görecek." dedi. sonra kayra han yer yüzünde 9 dallı bir ağaç yarattı. sonra erlik bir ses duydu kayra han'a "bu ses nedir?" diye sordu kayra han " bu benim ulusumdur" dedi. erlik bu ulusun kendine verilmesini istedi ama kayra han vermedi. erlik bu ulusun bulunduğu tarafa doğru gitti. insanları, hayvanları bitkileri görünce şaşırdı, "tanrı bunları nasıl yaratmış ki" dedi kendi kendine. sonra insanların ağacın bir tarafındaki meyveleri yediğini diğer taraftaki meyveleri yemediğini gördü. sonra gitti insanlara sordu " neden bu taraftaki meyveleri yemiyorsunuz" diye. insanoğlu cevap verdi " tanrı bu dokuz dallı ağacın güneşe bakan tarafındaki beş dalından yememizi buyurdu, diğer dört dalı yasak etti. bu yılanı ve köpeği de nöbetçi olarak dikti buraya." dediler. sonra erlik yılanın ağzından girip yılanı ağaca çıkardı ve yasak olan taraftaki meyveden yedirdi. daha sonra törüngey'i buldu eşi eje ileydi. erlik törüngey'e " tanrı sizi kandırmış yiyin bu meyveleri bir şey olmaz" dedi kandırdı. eje ilk olarak meyveyi aldı ve yedi. sonra törüngey'e verdi o da yedi. yemeleriyle birlikte tüyleri döküldü utandılar ve saklandılar. sonar tanrı geldi. " nerdesiniz törüngey, eje" dedi. onlar da "gelemeyiz senin yasak ettiklerini yaptık" dediler. sonra tanrı yılan'a sen erlik'e kötü olanlara uydun insanlarda hep sana kötü davransın" dedi. eje'ye " bundan sonra sen çocuk doğurasın ve bunun sancısını çekesin" dedi. törüngey'e ise " sende kötülerin yolunda oldun, sana 9 kız 9 oğlan veriyorum, bundan sonra ben yaratmayacağım siz üreyeceksiniz" dedi. erlik'e dönerek " neden benim ulusumu kandırdın" dedi. erlik'te " sen vermedin bende kandımdır, hep kandıracağım" dedi. tanrı da onu yerin 3 kat altına gönderdi. ve sonra insanlara "bundan sonra siz yardım etmeyeceğim maytere'yi gönderiyorum o size her şeyi öğretecek" dedi.
sonra maytere insanoğluna alet yapmayı, yemek yapmayı öğretti. erlik maytere'ye yalvardı, tanrıdan affını istemesi için, maytere'de tanrı ile konuştu ve erlik'i affetti. ve erlik göklerde kendi yerini kurdu. daha mangdasire insanların yerde olduğunu erlik'in gökte ve daha kalabalık ve güçlü olduğunu tanrı'ya söyledi. ve savaştı ama yenildi. tanrı'da mangdaşire, ye " zamanı gelince erlik'i yeneceksin şimdi git" dedi. ve tanrı mangdaşire'yi erlik ile savaşa gönderdi ve erlik'in yurdunu tanrının yardımı mangdaşire yerle bir etti. erlik benim yurdum yoktur dedi tanrı'ya. tanrı'da erlik'e " senin yerin yerin altında ateşler içindedir " dedi. erlik'in bir kaç canlı yaratma girşimini de tanrı engelledi.
sonra insanlara döndü. " sizlere yemek verdim, sular verdim; sizler de iyilik yapın , ben göklere döneceğim." dedi. bir kaç öğüt daha verdi ve " ben göklere dönüyorum, zamanı gelince hesap için geri geleceğim, yerime yapkara, mangdaşire veşal-yime kalıyorlar." dedi. ve gitti.
dünya bu halini almadan evvel, her yer karanlık ve su idi. ülgen bu su üzerine uçuyordu. konacak bir yer arıyordu. ve semadan bir ses duydu:
-uzat elini, tut onu
ülgen elini uzattı ve bu sözleri tekrarladı, sonra sular altından bir taş çıktı. ülgen bu taş üzerine oturdu ve rahata erdi. artık dünyayı yaratma vakti gelmişti. ama nasıl yaratacaktı ne şekilde. bunu düşünürken sular içinden ak ana çıktı ve ülgen'e :
- eğer bir şeyler yapmak istiyorsan yaptım oldu de, olmadı deme.
dedi. sonra tekrar kayboldu. bu sözler ülgen'in aklından hiç çıkmadı. insanlara da daha sonra şunu söyledi:
-dinleyin, ey insanlar! 'var'ı yok demeyiniz, varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz!
sonrasında ülgen yere "ol" dedi yer oldu. göğe "ol" dedi gök oldu. ve küçük dağ tepelerle dünyayı donattı. ülgen altı günde dünyayı yarattı. yedinci gün uyudu. daha sonra uyandı ve bir baktı ki yarattığı dünya değişmişti, yarattığından fazlası vardı. ülgen denizler üzerinde uçmaya koyuldu. ve suyun üzerinde hareketli bir toprak parçası gördü ve onu insan yapmak istedi. ona insan ol dedi ve insan oldu. adına da erlik dedi.
başka bir mitte ise;
yeryüzü su ve karanlıktı. yeryüzünde bir tanrı kayra han bir de başka bir kişi vardı. tanrı bu kişiye suya dalıp toprak çıkarmasını emretti. o kişi su altına indi eline tanrının emrettiği toprağı aldı. biraz ağzına toprak aldı tanrıdan gizli kendine bir yer yaratmak için. su yüzüne çıktı elindeki toprağı su yüzeyine attı büyüdü büyüdü ve yeryüzü oluştu. ama tanrıdan gizlediği ağzındaki toprakta büyümeye başladı. zorluk verdi kaçmaya çalıştı kaçamadı nereye baksa tanrı kayra vardı. sonra kayra han'dan yardım istedi. kayra han'da "ne oldu? dedi. o kişi ondan gizli yer yaratmak istediği için ağzına toprak gizlediğini söyledi. kayra han sinirlendi. at o ağzındaki toprağı dedi. o kişi ağzındaki toprağı tükürdü. yeryüzünde tepeler oluştu. kayra han: "sen bana karşı geldin itaat etmedin günahkar oldun. senin adın erlik olsun. bundan sonra bana inananlar benim halkım, sana inanlar senin halkın olsun. bana inanlar temiz ve ahlaklı olacak güneşi görecek." dedi. sonra kayra han yer yüzünde 9 dallı bir ağaç yarattı. sonra erlik bir ses duydu kayra han'a "bu ses nedir?" diye sordu kayra han " bu benim ulusumdur" dedi. erlik bu ulusun kendine verilmesini istedi ama kayra han vermedi. erlik bu ulusun bulunduğu tarafa doğru gitti. insanları, hayvanları bitkileri görünce şaşırdı, "tanrı bunları nasıl yaratmış ki" dedi kendi kendine. sonra insanların ağacın bir tarafındaki meyveleri yediğini diğer taraftaki meyveleri yemediğini gördü. sonra gitti insanlara sordu " neden bu taraftaki meyveleri yemiyorsunuz" diye. insanoğlu cevap verdi " tanrı bu dokuz dallı ağacın güneşe bakan tarafındaki beş dalından yememizi buyurdu, diğer dört dalı yasak etti. bu yılanı ve köpeği de nöbetçi olarak dikti buraya." dediler. sonra erlik yılanın ağzından girip yılanı ağaca çıkardı ve yasak olan taraftaki meyveden yedirdi. daha sonra törüngey'i buldu eşi eje ileydi. erlik törüngey'e " tanrı sizi kandırmış yiyin bu meyveleri bir şey olmaz" dedi kandırdı. eje ilk olarak meyveyi aldı ve yedi. sonra törüngey'e verdi o da yedi. yemeleriyle birlikte tüyleri döküldü utandılar ve saklandılar. sonar tanrı geldi. " nerdesiniz törüngey, eje" dedi. onlar da "gelemeyiz senin yasak ettiklerini yaptık" dediler. sonra tanrı yılan'a sen erlik'e kötü olanlara uydun insanlarda hep sana kötü davransın" dedi. eje'ye " bundan sonra sen çocuk doğurasın ve bunun sancısını çekesin" dedi. törüngey'e ise " sende kötülerin yolunda oldun, sana 9 kız 9 oğlan veriyorum, bundan sonra ben yaratmayacağım siz üreyeceksiniz" dedi. erlik'e dönerek " neden benim ulusumu kandırdın" dedi. erlik'te " sen vermedin bende kandımdır, hep kandıracağım" dedi. tanrı da onu yerin 3 kat altına gönderdi. ve sonra insanlara "bundan sonra siz yardım etmeyeceğim maytere'yi gönderiyorum o size her şeyi öğretecek" dedi.
sonra maytere insanoğluna alet yapmayı, yemek yapmayı öğretti. erlik maytere'ye yalvardı, tanrıdan affını istemesi için, maytere'de tanrı ile konuştu ve erlik'i affetti. ve erlik göklerde kendi yerini kurdu. daha mangdasire insanların yerde olduğunu erlik'in gökte ve daha kalabalık ve güçlü olduğunu tanrı'ya söyledi. ve savaştı ama yenildi. tanrı'da mangdaşire, ye " zamanı gelince erlik'i yeneceksin şimdi git" dedi. ve tanrı mangdaşire'yi erlik ile savaşa gönderdi ve erlik'in yurdunu tanrının yardımı mangdaşire yerle bir etti. erlik benim yurdum yoktur dedi tanrı'ya. tanrı'da erlik'e " senin yerin yerin altında ateşler içindedir " dedi. erlik'in bir kaç canlı yaratma girşimini de tanrı engelledi.
sonra insanlara döndü. " sizlere yemek verdim, sular verdim; sizler de iyilik yapın , ben göklere döneceğim." dedi. bir kaç öğüt daha verdi ve " ben göklere dönüyorum, zamanı gelince hesap için geri geleceğim, yerime yapkara, mangdaşire veşal-yime kalıyorlar." dedi. ve gitti.
tanrıların hepsini duydum ama bu oluşum hikayelerini bilmiyordum iyi oldu :)
türk mitolojisinde yaratıcı tanrı.
türk mitolojisinde ülgen yaratırken yeryüzünü, ülgen'e akıl veren tanrıça.
"yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler ülgen,
yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren,
de ki hep, "yaptım oldu" başka bir şey söyleme!
hele yaratır iken, yaptım olmadı deme!
"yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler ülgen,
yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren,
de ki hep, "yaptım oldu" başka bir şey söyleme!
hele yaratır iken, yaptım olmadı deme!
türk mitolojisinde ilk insan.
türk mitolojisinde ilk insan törüngey'in eşi, ilk kadın.
türk mitolojisinde erlik han'ın yurdunu tanrının izniyle yıkan kişi.
atilla atalay'ın kısa hikayelerinden oluşan kitabı. hikayeleri genelde toplumsal olaylar üzerine kaleme almış. hoş bir kitap tavsiye edilir.
atilla atalay'ın 6 bölümden oluşan kitabı. kitaba ismini veren hayaller kahyası kitabı son bölümüdür.
--! spoiler !--
uzanmış birbirimize şirinlik yapıyoruz.
“hiç kimse için tam öyle biri yoktur ki” dedi.
“oturup imal etmek lazım onu. sen yapabilir misin?”
başını göğsümden kaldırıp gözlerini gözlerime dikti.
“yapabilsem senden yapardım bi tane daha” dedim. “ bu burundan, bu dudaklardan, zor ama, şu gözlerden.”
utanıp başını indirdi, yine göğsümde kayboldu.
iyi de, başlarken söylüyo işte insan bu laflardan,noolucak ki… aynı zihniyet, başka final cümleleri de benzer incelikte kuruveriyor.
kafasını kaldırmadan konuşuyor şimdi :
“ben seni kaç tane seviyorum biliyo musun? üç tane, beş tane filan değil, sekiz tane… ama yatık sekiz.”
doğruldu.
“biliyosun di mi yatık sekizi?”
parmağıyla havaya sonsuzluk işareti çiziyor.
“yatık sekiz…yani sonsuzluk demek”
demesin ama böyle …
--! spoiler !--
--! spoiler !--
uzanmış birbirimize şirinlik yapıyoruz.
“hiç kimse için tam öyle biri yoktur ki” dedi.
“oturup imal etmek lazım onu. sen yapabilir misin?”
başını göğsümden kaldırıp gözlerini gözlerime dikti.
“yapabilsem senden yapardım bi tane daha” dedim. “ bu burundan, bu dudaklardan, zor ama, şu gözlerden.”
utanıp başını indirdi, yine göğsümde kayboldu.
iyi de, başlarken söylüyo işte insan bu laflardan,noolucak ki… aynı zihniyet, başka final cümleleri de benzer incelikte kuruveriyor.
kafasını kaldırmadan konuşuyor şimdi :
“ben seni kaç tane seviyorum biliyo musun? üç tane, beş tane filan değil, sekiz tane… ama yatık sekiz.”
doğruldu.
“biliyosun di mi yatık sekizi?”
parmağıyla havaya sonsuzluk işareti çiziyor.
“yatık sekiz…yani sonsuzluk demek”
demesin ama böyle …
--! spoiler !--
aslında o kadar da lüks değildir. opera, bale gibi sanatları ayırıyorum. nitekim maliyetlerini de bilmiyorum.
20 lira 2-3 tane ikinci el kitap alabilirsin. 10 lira verip ayda bir sinemaya gidebilirsin. 10-20 lira arası bir para verip ayda bir tiyatroya gidebilirsin. 20-30 lira arası değişken güzel adamların konseri oluyor, ona gidebilirsin. ücretsiz galeriler oluyor gezebilirsin. takip edersen ayda bir ücretsiz kayda değer birinin söyleşini de denk gelirsin. aylık dergilerde ortalama7.5 lira. toplamda ayda harcayacağın para bu işe ortalama 80 tl felan bu da fazla bir meblağ sayılmaz.
20 lira 2-3 tane ikinci el kitap alabilirsin. 10 lira verip ayda bir sinemaya gidebilirsin. 10-20 lira arası bir para verip ayda bir tiyatroya gidebilirsin. 20-30 lira arası değişken güzel adamların konseri oluyor, ona gidebilirsin. ücretsiz galeriler oluyor gezebilirsin. takip edersen ayda bir ücretsiz kayda değer birinin söyleşini de denk gelirsin. aylık dergilerde ortalama7.5 lira. toplamda ayda harcayacağın para bu işe ortalama 80 tl felan bu da fazla bir meblağ sayılmaz.
en son şener şen koşuşu yaparak kaçarken gördüğüm dizi karakteri. ak gezenlerin lideri karizmayı koydu ortaya ben izlerken tırstım o nasıl diriltmeydi öyle.
kandil geceleri osmanlı zamanında çıkmamıştır. daha eskilere dayanır. sadece osmanlı'da o gecelerde cami minarelerinde kandil yakılmaya başlandığından adı öyle kalmıştır.
bid'atlik kısmında da en iyisini allah bilir, bu mevzuyu ortaya atanın bilmediği kesin. ve bu kadar kibirli birinden ilim talep etmeyiniz.
bu gecelerde mübarek hadiseler olmuştur, biz de bunları islami usüllere göre ikame etmeye çalışıyoruz. allah kabul etsin.
bid'atlik kısmında da en iyisini allah bilir, bu mevzuyu ortaya atanın bilmediği kesin. ve bu kadar kibirli birinden ilim talep etmeyiniz.
bu gecelerde mübarek hadiseler olmuştur, biz de bunları islami usüllere göre ikame etmeye çalışıyoruz. allah kabul etsin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?