mevlid-i şerif gerçi daha uzundur ancak genelde aşağıya eklediğim kısım okunur .. ölenlerimizin ardından okunan güzel bir adettir ..
Mevlid-i Şerif
--
Allah adın zikredelim evvela,
Vacib oldu cümle işte her kula.
*
Kim ki, Allah adını önce ana,
Her işi kolay eder Allah ona.
*
Allah adı olsa her işin önü,
Asla ebter olmaz o işin sonu.
*
Bir kez Allah dese aşkla lisanın,
Kalmayıp dökülür bütün günahın.
*
Zikri tekrar eyle mütemadiyen!
Her murada erişir Allah diyen.
*
Haramı bırakıp, helal yemeli,
Şükredip her zaman Allah demeli.
*
Kerimdir, rahimdir, O ilâhımız,
Bize rahmet kıla yüce şahımız!
*
Varlığına, birliğine şek yoktur,
Ne yazık, üç tanrı diyen pek çoktur.
*
Varlığına edilse de çok hayret,
Cümle âlem yokken O vardı elbet.
*
O varken yok idi, insan, cin, melek,
Arş, dünya, güneş, gezegen ve felek.
*
Bunların hepsini, O var eyledi,
Birliğine hepsi ikrar eyledi.
*
Kudretini göstererek O Celil,
Birliğine kıldı bunları delil.
*
Ol dedi bir kere var oldu cihan,
Olma derse, mahvolur hemen o an.
*
Resulullah’tır bu varlığa sebep,
Onun rızasını, aşkla et talep!
--
--
Resulullahın nuru
--
Hak teâlâ yaratınca Âdem’i,
Âdem’le süsledi bütün âlemi.
*
Mustafa nurunu alnına koydu,
Habibimin nuru, bil bu nur dedi.
*
Kıldı o nur, onun alnında karar,
Kaldı onun ile nice zamanlar.
*
Daha sonra Havva alnına geçti,
Ondan oğlu Şit’e bu nur nakletti.
*
Erdi İbrahim’e, İsmail’e hem,
Söz uzayıp gider, hepsini dersem.
*
Doğunca O rahmeten lil-alemin,
Vardı nur onda karar etti hemin.
--
--
Doğumu
--
--
Âmine hatundur onun annesi,
O sedeften doğdu O dürdanesi.
*
Rebiulevvel ayının nicesi,
On ikinci pazartesi gecesi.
*
O gece ki doğdu, O hayr-ul beşer,
Annesi onda neler gördü neler.
*
Dedi gördüm, O Habib’in annesi,
Bir acep nur ki, güneş pervanesi.
*
Fırlayıp evimden çıktı nagehan,
Göklere dek nur ile doldu cihan.
*
Gökler açıldı, yok oldu karanlık,
Üç melek gördüm, elinde üç ışık.
*
Biri doğu biri batıda onun,
Biri damında, dikildi Kâbe’nin.
*
İndiler göklerden melekler saf saf,
Kâbe gibi kılındı evim tavaf.
*
Yarılıp çıktı duvardan nagehan,
Geldi üç huri bana oldu ayan.
*
Bu hususta derler o üç dilberin,
Asiye’ydi biri o mehpeykerin.
*
Biri Meryem hatun idi aşikâr,
Birisi hem hurilerden bir nigâr.
*
Çevre yanıma gelip oturdular,
Mustafa’yı birbirine muştular.
*
Dediler oğlun gibi hiçbir oğul,
Yaratılalı cihan, gelmiş değil.
*
Bu senin oğlun gibi kadri cemil,
Bir anaya vermemiştir O Celil.
*
Ulu devlet buldun, ey Âmine sen,
Doğacaktır senden O hulk-i hasen
*
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır.
*
Bir adı Mahmud, bir adı Ahmed’dir,
Varlığı cümle âleme rahmettir.
*
Âmine eder vakit oldu tamam,
Ki vücuda gele O hayr-ül enam.
*
Susadım gayet hararetten katı,
Sundular bir cam dolusu şerbeti.
*
Şerbeti karşımda tuttu huriler,
Bunu Rabbimiz gönderdi dediler.
*
Kardan ak idi ve hem soğuk idi,
Lezzeti dahi şekerde yok idi.
*
İçtim onu oldu, cismim nura gark,
Edemedim kendimi ben nurdan fark.
*
Geldi bir ak kuş kanadıyla revan,
Arkamı sıvadı kuvvetle heman.
*
Doğdu o saatte O sultan-ı din,
Nura gark oldu, semavat ü zemin.
*
Kim olmak isterse ateşten necat,
Aşk ile, şevk ile etsin salevat!
*
Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin.
اَعُوذُ بِا للَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ . بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ .
كُلُو وَاشْرَبُوا وَ لَا تُسْرِفُوا اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ.
صَدَقَ اللَّهُ العَظِيمْ .
اَلْحَمْدُلِلَّهْ . اَلْحَمْدُلِلَّهْ . اَلْحَمْدُلِلَّهِ الَّذِى اَطْعَمَنَا وَسَقَنَا وَجَعَلَنَا مِنَ الْمُسْلِمِينْ.
وَ رَحْمَةُاللَّهِ وَ بَرَكَاتُهُ عَلَي صَاحِبِ الطَّعَامِ وَ الْاَكِلِينْ.
نِعْمَتِ جَلِيلُ اللَّهْ . بَرَكَتِ خَلِيلُ اللَّهْ . شَفَاعَتْ يَا رَسُولَ اللَّهْ .
اَللَّهُمَّ زِدْ وَ لَا تَنْقُصْ بِحُرْمَةِ الْفَاتِحَهْ
-Eûzübillehimineşşeytânirracîm. BismillâhirRahmânirRahîm. “Külû veşrabû ve lâ tüsrifû İnnehû lâ yühibbül müsrifîn.” Sadekallâhül azîm.
Elhamdü lillêh. Elhamdü lillêh. Elhamdü lillêhil lezî Et’amenâ ve sekânâ ve cealenâ minel müslimîn. Ve Rahmetullâhi ve Berakâtühû alê sâhibit ta’âmi vel âkilîn. Ni’meti Celîlullâh. Beraketi Halilullâh. Şefâ’at Yâ Rasûlallâh. Allâhümme zid velâ tenkus bi hürmetil Fâtihah.
-Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”
Azim olan Allah doğru söyledi.
Allah’a hamdolsun. Allah’a hamdolsun. Allaha Hamdolsun ki; Bizi yedirdi, içirdi ve müslüman kıldı. Allahın Rahmeti ve Bereketi bu sofraların sahibine ve sofradan yiyenlere olsun. Yüce Allah’ım Nimeti, Halilullah bereketi kıl. Ya Rasulullah bize şefaat eyle. Allah’ım Fatiha hürmetine nimetlerini arttır, eksiltme.
كُلُو وَاشْرَبُوا وَ لَا تُسْرِفُوا اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ.
صَدَقَ اللَّهُ العَظِيمْ .
اَلْحَمْدُلِلَّهْ . اَلْحَمْدُلِلَّهْ . اَلْحَمْدُلِلَّهِ الَّذِى اَطْعَمَنَا وَسَقَنَا وَجَعَلَنَا مِنَ الْمُسْلِمِينْ.
وَ رَحْمَةُاللَّهِ وَ بَرَكَاتُهُ عَلَي صَاحِبِ الطَّعَامِ وَ الْاَكِلِينْ.
نِعْمَتِ جَلِيلُ اللَّهْ . بَرَكَتِ خَلِيلُ اللَّهْ . شَفَاعَتْ يَا رَسُولَ اللَّهْ .
اَللَّهُمَّ زِدْ وَ لَا تَنْقُصْ بِحُرْمَةِ الْفَاتِحَهْ
-Eûzübillehimineşşeytânirracîm. BismillâhirRahmânirRahîm. “Külû veşrabû ve lâ tüsrifû İnnehû lâ yühibbül müsrifîn.” Sadekallâhül azîm.
Elhamdü lillêh. Elhamdü lillêh. Elhamdü lillêhil lezî Et’amenâ ve sekânâ ve cealenâ minel müslimîn. Ve Rahmetullâhi ve Berakâtühû alê sâhibit ta’âmi vel âkilîn. Ni’meti Celîlullâh. Beraketi Halilullâh. Şefâ’at Yâ Rasûlallâh. Allâhümme zid velâ tenkus bi hürmetil Fâtihah.
-Kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”
Azim olan Allah doğru söyledi.
Allah’a hamdolsun. Allah’a hamdolsun. Allaha Hamdolsun ki; Bizi yedirdi, içirdi ve müslüman kıldı. Allahın Rahmeti ve Bereketi bu sofraların sahibine ve sofradan yiyenlere olsun. Yüce Allah’ım Nimeti, Halilullah bereketi kıl. Ya Rasulullah bize şefaat eyle. Allah’ım Fatiha hürmetine nimetlerini arttır, eksiltme.
jason statham'ın oynadığı reklamdır .. 40 farklı jason statham izliyorsunuz ve vaad etttiği teknoloji ile lg g5 gerçekten göz dolduruyor .. gözde bir oyuncu ile müşteri çekme cinliği lg g5 in bu işi ciddiye aldığını ve ürününe güvendiğini gösteriyor .. belki de bu reklam ile cep telefonu savaşlarının ne kadar ciddi olduğunu anlıyoruz ..
https://www.youtube.com/watch?v=m4ecww18jGA
https://www.youtube.com/watch?v=m4ecww18jGA
1. nesil yazar arkadaşımız ..
bugüne kadar kendini kamufle etmeyi iyi başarmış .. sanırım ölü vakitlerde sözlüğe girdiği için ..
bugüne kadar kendini kamufle etmeyi iyi başarmış .. sanırım ölü vakitlerde sözlüğe girdiği için ..
avrupa birliği'ni kurmuş olan batı ülkeleri gibi biz de bu islam birliğini daha ciddi bir şekilde ele alabiliriz ..
islam işbirliği teşkilatı var ancak üye ülkeler arasında bir ortak karar alma ya da ugulama mekanizması yok ..
ancak şimdilerde artık ortak ordusuna da sahip olan bu birliktelik; islam ülkelerinde daha fazla batı kontrolünün olmamasını ve islam devletlerinin kendi sorunlarını kendilerinin çözeceği yani inisiyatifi ellerine alacaklarını dünyaya ilan ettiler .. ortak interpol, kızılay, tahkim türü birliktelikler de ileride eklenecek ..
islam düşmanı olan batı ve onun içimizdeki uzantıları bu oluşuma karşılar zaten ..
umarım bu birlik; bu ümmet birliği, islam birliği kurulur ve batı zehrine karşı dünyaya bir panzehir olur ..
islam işbirliği teşkilatı var ancak üye ülkeler arasında bir ortak karar alma ya da ugulama mekanizması yok ..
ancak şimdilerde artık ortak ordusuna da sahip olan bu birliktelik; islam ülkelerinde daha fazla batı kontrolünün olmamasını ve islam devletlerinin kendi sorunlarını kendilerinin çözeceği yani inisiyatifi ellerine alacaklarını dünyaya ilan ettiler .. ortak interpol, kızılay, tahkim türü birliktelikler de ileride eklenecek ..
islam düşmanı olan batı ve onun içimizdeki uzantıları bu oluşuma karşılar zaten ..
umarım bu birlik; bu ümmet birliği, islam birliği kurulur ve batı zehrine karşı dünyaya bir panzehir olur ..
24 yaşına gelmeden bankada çeyiz hesabı açacaksın ..
en geç 27 yaşına kadar evleneceksin ..
toplam 5 bin tl ye kadar çeyiz yardımı alabileceksin ..
her şey iyi güzel de; yaş şartları bence gereksiz olmuş ..
en geç 27 yaşına kadar evleneceksin ..
toplam 5 bin tl ye kadar çeyiz yardımı alabileceksin ..
her şey iyi güzel de; yaş şartları bence gereksiz olmuş ..
ak parti'nin; ülkenin geleceğine katkısı olacağına inandığı yeni bir idare şekli .. konu ile ilgili görüş,bilgi ve düşüncelerimizi buradan paylaşabiliriz ..
---
yeni anayasa çalışmalarında; 'Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına dayanan, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir' maddesinin yer alacağı belirtiliyor ..
Başkanlık modelinde kafalar net mi?\" sorusuna, \"Amerikan modeli esas. Bizim Kasım 2012 tarihindeki önerimiz de öyle.\" karşılığını veren Şentop, başkanlık sisteminde seçenek olup olmayacağı sorusuna \"hayır\" dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, \"Başbakan tek meclisli düşünüyoruz diyor ama Amerikan modelinde senato da var.\" denilmesi üzerine, \"Esas itibarıyla Amerikan modeli. Ama farklılıklar var. Başkanlığın teorik olarak en iyi uygulandığı yer Amerika. Bizim önerimizde birkaç farklılık var. ABD'de idari sistem olarak federasyon var. Biz üniter başkanlık öneriyoruz. Daha önceki önerimizde de aynıydı. Üniterizmin tarihi temelleri ile başkanlık sisteminin birbirine aynı değil. Başkanlık ile federasyon olabildiği gibi parlamenter sistemle de olabiliyor. Almanya örneğinde olduğu gibi... Bizim ilk önerimizde de üniter başkanlık vardı. Onunla ilgili tartışma yok, hiç olmadı zaten. İkinci farklılık da tek meclis öneriyoruz. Bunun dışında teknik bazı farklılıklar da var. Bunları hala netleştirmedik.\" ifadesini kullandı.
---
yeni anayasa çalışmalarında; 'Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına dayanan, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir' maddesinin yer alacağı belirtiliyor ..
Başkanlık modelinde kafalar net mi?\" sorusuna, \"Amerikan modeli esas. Bizim Kasım 2012 tarihindeki önerimiz de öyle.\" karşılığını veren Şentop, başkanlık sisteminde seçenek olup olmayacağı sorusuna \"hayır\" dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, \"Başbakan tek meclisli düşünüyoruz diyor ama Amerikan modelinde senato da var.\" denilmesi üzerine, \"Esas itibarıyla Amerikan modeli. Ama farklılıklar var. Başkanlığın teorik olarak en iyi uygulandığı yer Amerika. Bizim önerimizde birkaç farklılık var. ABD'de idari sistem olarak federasyon var. Biz üniter başkanlık öneriyoruz. Daha önceki önerimizde de aynıydı. Üniterizmin tarihi temelleri ile başkanlık sisteminin birbirine aynı değil. Başkanlık ile federasyon olabildiği gibi parlamenter sistemle de olabiliyor. Almanya örneğinde olduğu gibi... Bizim ilk önerimizde de üniter başkanlık vardı. Onunla ilgili tartışma yok, hiç olmadı zaten. İkinci farklılık da tek meclis öneriyoruz. Bunun dışında teknik bazı farklılıklar da var. Bunları hala netleştirmedik.\" ifadesini kullandı.
ahmet taşgetiren' in bugünkü yazısında anlattığı; batman'da görev yapmış örnek bir belediye başkanı ..
---
22 yıl Almanya’da işçi olarak çalıştıktan sonra, 27 Mart 1994’te Refah Partisinden Başkan seçilmiş ve toplam 3 yıl 8 ay 17 gün görev yapabilmiş. Bu süre onun efsane haline gelmesine yetmiş.
Gelir gelmez Belediyenin alnacına pirinç harflerle “Rüşvet alan da veren de mel’undur” ifadesini yazdırmış.
Taviz vermez, aracı kabul etmez bir adam olarak tanınıyor. Batman’ın bugünkü hali, yani köyden şehire dönüşmesi onun eseri, deniyor.
Şehircilik anlamında pek çok hizmeti anlatılıyor. Vazife başında iken kalp krizi geçirerek hayata veda ediyor ve cenazesine siyasi görüş farkı gözetmeksizin on binlerce insan katılıyor.
Hizmet portföyünü anlatmaya sütunum yetmez.
Ancak dilden dile dolaşan jestleri var. Mesela şehrin içine inek girmesini yasaklamış Salih Gök. Komşular eşine şikayet etmişler, “ineklerimize izin versin” diye. Başkan “Hanım demiş, hiç araya girme. Olmaz o dediğin.”
Hatırlı bir aile apartmana kaçak bir dördüncü kat yapmış. “Yıkın onu, demiş. Yıkmazsanız ben yıkarım.” Yıkardın yıkamazdın, derken yeminleşmişler. “Vallahi yıkarım, vallahi yıktırmayız.” Böyle devam ederken başkan bir gün kalp krizi geçirip aniden vefat etmiş.
Bakın şimdi olana:
O hatırlı aile, almış eline kazmayı, “Başkanın yemini yerde kalmasın, ahirette yeminin hesabını vermesin” diyerek kaçak katın bazı duvarlarını yıkmış.
Yani ayaklarına bastığı insanların bile saygısını kazanmış bir başkan Salih Gök. Bütün şehrin fosseptik çukurlarını temizlemeden kendi mahallesinin fosseptik çukurunu temizlemediği anlatılıyor halk arasında. Belediye’de Hazreti Ömer’e benzer bir “devlet malı hassasiyeti” uyguladığı dolaşıyor dilden dile.
[http://haber.star.com.tr/yazar/batmani-ak-parti-alabilir-mi/yazi-1103033 yazının tamamı]
---
22 yıl Almanya’da işçi olarak çalıştıktan sonra, 27 Mart 1994’te Refah Partisinden Başkan seçilmiş ve toplam 3 yıl 8 ay 17 gün görev yapabilmiş. Bu süre onun efsane haline gelmesine yetmiş.
Gelir gelmez Belediyenin alnacına pirinç harflerle “Rüşvet alan da veren de mel’undur” ifadesini yazdırmış.
Taviz vermez, aracı kabul etmez bir adam olarak tanınıyor. Batman’ın bugünkü hali, yani köyden şehire dönüşmesi onun eseri, deniyor.
Şehircilik anlamında pek çok hizmeti anlatılıyor. Vazife başında iken kalp krizi geçirerek hayata veda ediyor ve cenazesine siyasi görüş farkı gözetmeksizin on binlerce insan katılıyor.
Hizmet portföyünü anlatmaya sütunum yetmez.
Ancak dilden dile dolaşan jestleri var. Mesela şehrin içine inek girmesini yasaklamış Salih Gök. Komşular eşine şikayet etmişler, “ineklerimize izin versin” diye. Başkan “Hanım demiş, hiç araya girme. Olmaz o dediğin.”
Hatırlı bir aile apartmana kaçak bir dördüncü kat yapmış. “Yıkın onu, demiş. Yıkmazsanız ben yıkarım.” Yıkardın yıkamazdın, derken yeminleşmişler. “Vallahi yıkarım, vallahi yıktırmayız.” Böyle devam ederken başkan bir gün kalp krizi geçirip aniden vefat etmiş.
Bakın şimdi olana:
O hatırlı aile, almış eline kazmayı, “Başkanın yemini yerde kalmasın, ahirette yeminin hesabını vermesin” diyerek kaçak katın bazı duvarlarını yıkmış.
Yani ayaklarına bastığı insanların bile saygısını kazanmış bir başkan Salih Gök. Bütün şehrin fosseptik çukurlarını temizlemeden kendi mahallesinin fosseptik çukurunu temizlemediği anlatılıyor halk arasında. Belediye’de Hazreti Ömer’e benzer bir “devlet malı hassasiyeti” uyguladığı dolaşıyor dilden dile.
[http://haber.star.com.tr/yazar/batmani-ak-parti-alabilir-mi/yazi-1103033 yazının tamamı]
millet olarak yeşilçam'ı ne kadar sevdiğimizi biliyorlar ve son reklamlarında bunu kullanma uyanıklığını seçmişler ..
sadri alışık, hulusi kentmen, zeki alasya, metin akpınar, tarık akan, adile naşit kim yok ki ..
beğendin mi derseniz; dibine kadar ..
sadri alışık, hulusi kentmen, zeki alasya, metin akpınar, tarık akan, adile naşit kim yok ki ..
beğendin mi derseniz; dibine kadar ..
devleti suçlu göstermek için yazılan ve içinde pkk nın adının dahi geçmediği müsvedde parçalarıdır ..
gökhan kahraman:
Yer : Suriye...
Bu ağlayan Suriyeli baba ve kucağında öldürülmüş çocukları Müslüman değilde, İngiliz, Fransız yada İsrailli olsaydı, şimdi Dünya ayağa kalkmış, gazeteler onların fotoğraflarıyla manşetler atar, Televizyonlar canlı yayına geçer, Batılı liderler destek için açıklama üstüne açıklama yapar, yer yerinden oynardı...
Ama onlar Müslüman...
Ve feryadlarını kimse duymayacak...
Hergün İnsan hakları ve Demokrasi nutukları atan Batılı ülkelerin ve ABD'nin ta suratlarına tüküreyim...
Zalimler için yaşasın cehennem...
https://www.facebook.com/gokhan.kahraman.144/videos/891367897639206/
Yer : Suriye...
Bu ağlayan Suriyeli baba ve kucağında öldürülmüş çocukları Müslüman değilde, İngiliz, Fransız yada İsrailli olsaydı, şimdi Dünya ayağa kalkmış, gazeteler onların fotoğraflarıyla manşetler atar, Televizyonlar canlı yayına geçer, Batılı liderler destek için açıklama üstüne açıklama yapar, yer yerinden oynardı...
Ama onlar Müslüman...
Ve feryadlarını kimse duymayacak...
Hergün İnsan hakları ve Demokrasi nutukları atan Batılı ülkelerin ve ABD'nin ta suratlarına tüküreyim...
Zalimler için yaşasın cehennem...
https://www.facebook.com/gokhan.kahraman.144/videos/891367897639206/
Üstad necip fazıl kısakürek; çalışmalarına engel olmaya çalışan şer erbabı için, alçak demekle yetinmezdi .. böyleleri için çukur adam derdi ! çünkü alçaklık bile bir seviye ister !
--
şimdi bu nerden çıktı: kılıçdaroğlu'nun yaptığı terbiyesizliği savunmaya ya da tevil etmeye çalışan hatta savunmakla da kalmayıp; aynı terbiyesizliği kendisi de tekrar eden ( bunlara sorsan insan olduklarını dahi iddia edebilirler, aldanmamak lazım .. ) yaratıkları görünce insanın aklına bu tabir geliveriyor ..
bunlarla muhatap olmamak en iyisi .. çünkü dışarıdan bakanlar sizin ile onların arasındaki farkı anlayamayabilir ..
--
şimdi bu nerden çıktı: kılıçdaroğlu'nun yaptığı terbiyesizliği savunmaya ya da tevil etmeye çalışan hatta savunmakla da kalmayıp; aynı terbiyesizliği kendisi de tekrar eden ( bunlara sorsan insan olduklarını dahi iddia edebilirler, aldanmamak lazım .. ) yaratıkları görünce insanın aklına bu tabir geliveriyor ..
bunlarla muhatap olmamak en iyisi .. çünkü dışarıdan bakanlar sizin ile onların arasındaki farkı anlayamayabilir ..
aile ve sosyal politikalar bakanı için kullandığı çirkin kelimelerden sonra seviyesini ya da daha doğrusu seviyesizliğini tekrar göstermiştir ..
#ahlaksızkılıçdaroğlu
#siyasisapık
#ahlaksızkılıçdaroğlu
#siyasisapık
fetö hakim ve savcılarının peşine düşmüş bir dernek ..
açıklamalarını aşağıda paylaşıyorum ..
ahmet zeki üçok'u araştırırken karşılaştım bu dernek ile ..
--
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en aşağılık ve en alçakça kumpaslarından biri olan İzmir Askeri Casusluk davası tüm sanıkların beraat etmesiyle sonuçlanmıştır.
Tüm arkadaşlarımıza ve saygıdeğer ailelerine hayırlı olmasını diler, bundan sonraki amacımızın bu alçakça kumpasları kuranların bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap vermelerini sağlamak olduğunu bir kez bildirmek isteriz.
Saygılarımızla
KumpasDer Yönetim Kurulu
--
basın açıklaması:
Tüm kamuoyunun malumları olduğu üzere Kumpas Mağdurları Derneği, Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, Poyrazköy, Zirve Yayınevi, Amirallere Suikast, Atabeyler, Odatv gibi “Kumpas Davaları” olarak bilinen davalarda sayısız hukuksuzluklara maruz bırakılarak hakları gasp edilmiş, yıllarca cezaevlerinde tutularak gelecekleri karartılmış, hayatlarını kaybetmiş bu ülkenin vatan evlatlarının, uğradıkları hukuksuzluklara neden olanların adalet önünde hukuka uygun biçimde hesap vermelerini sağlamak ve bu davaların mağdurlarının haklarını, hukuka uygun olarak kazanmalarını temin etmek amacıyla kurulmuştur.
Türk hukuk tarihinin en karanlık dönemini yaşamış olan bizlerin en temel talebi, hukukun üstünlüğünün hayatın her alanında üstün kılınmasıdır. Son günlerde çok sayıda mahkeme kararında, “Fetullahçı Terör Örgütü” olarak isimlendirilen oluşumun algı operasyonu kapsamında, KUMPASDER mensuplarının da aralarında bulunduğu birçok arkadaşımızı ve bu süreçte daima yanımızda bulunarak bizlerden sonsuz desteklerini esirgemeyen saygıdeğer avukatlarımızı kullanmaya yönelik faaliyetlerde bulunduklarını üzüntü ile müşahede etmiş bulunmaktayız.
Bizler bu süreçte saygıdeğer avukatlarımız ile sadece müvekkillik ilişkisi içerisinde bulunmadık. Bizim beraberliğimiz ortak değerler çerçevesinde, tek bir beden gibi hareket eden dava arkadaşlığına dönüşmüştür. Tüm bu gerçeklerin ışığında, bu karanlık süreç boyunca verdikleri hukuk mücadelesi ve dik duruşları ile tüm dünyaya örnek olabilecek saygıdeğer avukatlarımızın, dava arkadaşlarımızın ve değerli üyelerimizin “Fetullahçı Terör Örgütü”nün algı operasyonuna izin vermeyeceklerine inancımızı ifade eder, tüm kamuoyuna saygılarımızı sunarız.
Kumpas-Der Yönetim Kurulu
[http://www.kumpasder.org/ derneğin sayfası ]
açıklamalarını aşağıda paylaşıyorum ..
ahmet zeki üçok'u araştırırken karşılaştım bu dernek ile ..
--
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en aşağılık ve en alçakça kumpaslarından biri olan İzmir Askeri Casusluk davası tüm sanıkların beraat etmesiyle sonuçlanmıştır.
Tüm arkadaşlarımıza ve saygıdeğer ailelerine hayırlı olmasını diler, bundan sonraki amacımızın bu alçakça kumpasları kuranların bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap vermelerini sağlamak olduğunu bir kez bildirmek isteriz.
Saygılarımızla
KumpasDer Yönetim Kurulu
--
basın açıklaması:
Tüm kamuoyunun malumları olduğu üzere Kumpas Mağdurları Derneği, Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, Poyrazköy, Zirve Yayınevi, Amirallere Suikast, Atabeyler, Odatv gibi “Kumpas Davaları” olarak bilinen davalarda sayısız hukuksuzluklara maruz bırakılarak hakları gasp edilmiş, yıllarca cezaevlerinde tutularak gelecekleri karartılmış, hayatlarını kaybetmiş bu ülkenin vatan evlatlarının, uğradıkları hukuksuzluklara neden olanların adalet önünde hukuka uygun biçimde hesap vermelerini sağlamak ve bu davaların mağdurlarının haklarını, hukuka uygun olarak kazanmalarını temin etmek amacıyla kurulmuştur.
Türk hukuk tarihinin en karanlık dönemini yaşamış olan bizlerin en temel talebi, hukukun üstünlüğünün hayatın her alanında üstün kılınmasıdır. Son günlerde çok sayıda mahkeme kararında, “Fetullahçı Terör Örgütü” olarak isimlendirilen oluşumun algı operasyonu kapsamında, KUMPASDER mensuplarının da aralarında bulunduğu birçok arkadaşımızı ve bu süreçte daima yanımızda bulunarak bizlerden sonsuz desteklerini esirgemeyen saygıdeğer avukatlarımızı kullanmaya yönelik faaliyetlerde bulunduklarını üzüntü ile müşahede etmiş bulunmaktayız.
Bizler bu süreçte saygıdeğer avukatlarımız ile sadece müvekkillik ilişkisi içerisinde bulunmadık. Bizim beraberliğimiz ortak değerler çerçevesinde, tek bir beden gibi hareket eden dava arkadaşlığına dönüşmüştür. Tüm bu gerçeklerin ışığında, bu karanlık süreç boyunca verdikleri hukuk mücadelesi ve dik duruşları ile tüm dünyaya örnek olabilecek saygıdeğer avukatlarımızın, dava arkadaşlarımızın ve değerli üyelerimizin “Fetullahçı Terör Örgütü”nün algı operasyonuna izin vermeyeceklerine inancımızı ifade eder, tüm kamuoyuna saygılarımızı sunarız.
Kumpas-Der Yönetim Kurulu
[http://www.kumpasder.org/ derneğin sayfası ]
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYM), sahte belgelerle hedef alınan Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un Türk Silahlı Kuvvetleri'nden atılması kararını iptal etti.
Hava Kuvvetleri'nde Gülen'in Işık Evleri yapılanmasını soruşturan Üçok hakkında iki kez TSK'dan atılma kararı verilmişti. Üçok'un haklarına kavuşabilmesi için ikinci ihraç kararının da iptal edilmesi gerekiyor. İlk iptal kararını sevinçle karşılayan Üçok, TSK'daki Paralel Yapılanma'ya karşı mücadelenin önemine dikkat çekiyor. Ahmet Zeki Üçok, 2009 yılında Hava Kuvvetleri Askeri Başsavcısı'yken Kayseri'deki 2'nci Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı'nda yürüttüğü Işık Evleri soruşturmasında, Fetullah Gülen Cemaati'nin TSK'daki yapılanmasını deşifre etti. Bu soruşturma ile Gülen'in hedefi olan Üçok, Gülenci üç astsubaya hipnozla işkence yaptığı iddiasıyla TSK'dan atıldı. Balyoz, Ergenekon, sahte çürük çetesi gibi davalara da dahil edilen Üçok hakkında yargılandığı 20'ye yakın davada yüzlerce yıl hapis cezaları istendi. İki kez de Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihracına karar verildi. Kayseri'deki \"Hipnoz Davası\" olarak bilinen davada adil yargılama hakkının ihlal edildiğine karar verilip yeniden yargılanmaya başlayınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üçok'un durumunu yeniden ele aldı. Albay Üçok'un başvurusunu inceleyen 5 askeri hakimden oluşan heyet, \"Hipnoz Davası\" nedeniyle TSK'dan atılması kararını iptal etti. Oy birliğiyle verilen kararda, Üçok'un bu davada yeniden yargılanmaya başlandığı anımsatılarak, TSK'dan atılmasına sebep olan davanın hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığı vurgulandı.
'PARALEL YAPI HAYATIMIZI KARARTTI'
Kararı değerlendiren Üçok, hakkında iki kez TSK'dan atılma kararı olduğu için diğer karar da iptal edilirse ancak haklarına kavuşabileceğini söyledi. Paralel Yapı'nın devlete verdiği zararlar dışında kendisiyle mücadele edenlerin hayatlarını da kararttığını ifade eden Üçok, \"Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir suçlamayla, hipnoz ile işkence yapmakla yargılandım. Bu suçlamaya dayanılarak da ordudan atıldım. Benim davam, Gülen'in Türk Silahlı Kuvvetleri'nde de etkili bir şekilde yapılandığını gösterdi. TSK'daki yapılanmaya karşı etkili bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor\" dedi.
[http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/04/04/albay-zeki-ucoka-iade-i-itibar haber ]
Hava Kuvvetleri'nde Gülen'in Işık Evleri yapılanmasını soruşturan Üçok hakkında iki kez TSK'dan atılma kararı verilmişti. Üçok'un haklarına kavuşabilmesi için ikinci ihraç kararının da iptal edilmesi gerekiyor. İlk iptal kararını sevinçle karşılayan Üçok, TSK'daki Paralel Yapılanma'ya karşı mücadelenin önemine dikkat çekiyor. Ahmet Zeki Üçok, 2009 yılında Hava Kuvvetleri Askeri Başsavcısı'yken Kayseri'deki 2'nci Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı'nda yürüttüğü Işık Evleri soruşturmasında, Fetullah Gülen Cemaati'nin TSK'daki yapılanmasını deşifre etti. Bu soruşturma ile Gülen'in hedefi olan Üçok, Gülenci üç astsubaya hipnozla işkence yaptığı iddiasıyla TSK'dan atıldı. Balyoz, Ergenekon, sahte çürük çetesi gibi davalara da dahil edilen Üçok hakkında yargılandığı 20'ye yakın davada yüzlerce yıl hapis cezaları istendi. İki kez de Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihracına karar verildi. Kayseri'deki \"Hipnoz Davası\" olarak bilinen davada adil yargılama hakkının ihlal edildiğine karar verilip yeniden yargılanmaya başlayınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üçok'un durumunu yeniden ele aldı. Albay Üçok'un başvurusunu inceleyen 5 askeri hakimden oluşan heyet, \"Hipnoz Davası\" nedeniyle TSK'dan atılması kararını iptal etti. Oy birliğiyle verilen kararda, Üçok'un bu davada yeniden yargılanmaya başlandığı anımsatılarak, TSK'dan atılmasına sebep olan davanın hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığı vurgulandı.
'PARALEL YAPI HAYATIMIZI KARARTTI'
Kararı değerlendiren Üçok, hakkında iki kez TSK'dan atılma kararı olduğu için diğer karar da iptal edilirse ancak haklarına kavuşabileceğini söyledi. Paralel Yapı'nın devlete verdiği zararlar dışında kendisiyle mücadele edenlerin hayatlarını da kararttığını ifade eden Üçok, \"Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir suçlamayla, hipnoz ile işkence yapmakla yargılandım. Bu suçlamaya dayanılarak da ordudan atıldım. Benim davam, Gülen'in Türk Silahlı Kuvvetleri'nde de etkili bir şekilde yapılandığını gösterdi. TSK'daki yapılanmaya karşı etkili bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor\" dedi.
[http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/04/04/albay-zeki-ucoka-iade-i-itibar haber ]
başbakanımız sayın ahmet davutoğlu'nun yaptığı açıklamadır ..
terör bölgesine gittiğinde yapılan uyarılara rağmen, bir başbakanın canı bir polisten, bir askerden bir vatandaştan daha kıymetli değildir demiştir ..
bence yanlış bir harekettir .. üstelik bunu açıklama yaparak duyurması ise daha da bir tuhaftır ..
terör bölgesine gittiğinde yapılan uyarılara rağmen, bir başbakanın canı bir polisten, bir askerden bir vatandaştan daha kıymetli değildir demiştir ..
bence yanlış bir harekettir .. üstelik bunu açıklama yaparak duyurması ise daha da bir tuhaftır ..
geçtiğimiz günlerde Twitter, Türkiye'yi, çoğu Türkiye'deki 500 binin üstündeki twitter kullanıcısını sansürledi.
Erdoğan'ın ABD yolundaki uçağı havadayken başlatılan “#WeLoveErdogan” yani “Erdoğan'ı Seviyoruz” hashtag'i kısa sürede büyük ilgi görüp hem Türkiye, hem de dünya sıralamasında TT listesine baş sıralardan girince, bu hashtag Twitter yönetimi tarafından 2 saat sonra listeden kaldırıldı. Yerine ise, yaklaşık 900 tweet atılmış olan “#TürkDiktatörüABDde” hashtagi yerleştirildi ..
bu kadar ayrıntılı bilmiyordum konuyu .. ohaa diyorum twitter ekibine .. algı operasyonunun resmen daniskasını yapmışlar: 500 bin tweet nerde, 900 tweet nerde ..
uyu güzel ülkem .. mışıl mışıl uyu sen daha ..
Erdoğan'ın ABD yolundaki uçağı havadayken başlatılan “#WeLoveErdogan” yani “Erdoğan'ı Seviyoruz” hashtag'i kısa sürede büyük ilgi görüp hem Türkiye, hem de dünya sıralamasında TT listesine baş sıralardan girince, bu hashtag Twitter yönetimi tarafından 2 saat sonra listeden kaldırıldı. Yerine ise, yaklaşık 900 tweet atılmış olan “#TürkDiktatörüABDde” hashtagi yerleştirildi ..
bu kadar ayrıntılı bilmiyordum konuyu .. ohaa diyorum twitter ekibine .. algı operasyonunun resmen daniskasını yapmışlar: 500 bin tweet nerde, 900 tweet nerde ..
uyu güzel ülkem .. mışıl mışıl uyu sen daha ..
Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez'in, ABD'de Türkçe, İngilizce ve Arapça hutbe vermiş olması ..
ülkemiz adına güzel bir haber ..
ülkemiz adına güzel bir haber ..
bir süredir dillendirilmeye başlanılan bu planlara karşı türk silahlı kuvvetleri aşağıdaki basın açıklamasını yapmayı lüzumlu görmüş .. darbeden başka hiç bir seçeneği kalmayan fetullahçı terör örgütü'nün, son algı yaratma operasyonlarına maruz kaldığımızı ümit ediyorum ..
---
Ülkemizin ve milletimizin birlik, bütünlük ve güvenliği için, görevlerinin ifasında Anayasa'da belirtilen hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum olmanın gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas alarak, Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görevler doğrultusunda yurt içinde ve sınır ötesinde teröristle mücadele eden TSK; bazı il ve ilçelerde de gece gündüz demeden, hiç bir zorluğa aldırmadan, her türlü fedakarlık ve kahramanlığı göstererek, polis ve korucularla omuz omuza operasyonlarını aralıksız sürdürmektedir.
Hal böyle iken bazı medya organlarında hiç bir dayanağı olmadan yapılan haber ve yorumlar doğal olarak kahraman silah arkadaşlarımızın moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, tüm mensuplarımızı rahatsız etmektedir.
Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığını her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetlerinde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir.
Bambaşka saiklerle yapıldığı anlaşılan ve hiçbir hukuki, insani, vicdani ve akli dayanağı olmayan, basın etiğinden ve üslubundan uzak, haddini aşan haber ve yorumları yapanlar hakkında hukuki işlemler başlatılmış ve suç duyurusunda bulunulmuştur.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
---
Ülkemizin ve milletimizin birlik, bütünlük ve güvenliği için, görevlerinin ifasında Anayasa'da belirtilen hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum olmanın gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas alarak, Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görevler doğrultusunda yurt içinde ve sınır ötesinde teröristle mücadele eden TSK; bazı il ve ilçelerde de gece gündüz demeden, hiç bir zorluğa aldırmadan, her türlü fedakarlık ve kahramanlığı göstererek, polis ve korucularla omuz omuza operasyonlarını aralıksız sürdürmektedir.
Hal böyle iken bazı medya organlarında hiç bir dayanağı olmadan yapılan haber ve yorumlar doğal olarak kahraman silah arkadaşlarımızın moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, tüm mensuplarımızı rahatsız etmektedir.
Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığını her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetlerinde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir.
Bambaşka saiklerle yapıldığı anlaşılan ve hiçbir hukuki, insani, vicdani ve akli dayanağı olmayan, basın etiğinden ve üslubundan uzak, haddini aşan haber ve yorumları yapanlar hakkında hukuki işlemler başlatılmış ve suç duyurusunda bulunulmuştur.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
ilk yazı; süreci bir nevi özetleyen bir yazı ..
“Go Home”cular, ABD yalakası kesilmiş! '' başlığı ile çıkmış ve yeni akit'ten ali karahasanoğlu yazmış .. erdoğan'ın abd gezisi sürecinde yapılan göz bağcılıkları ve algı operasyonlarını özetliyor ..
---
“Reza tutuklandı.. Şimdi bülbül gibi ötecek” dediler.
Devam ettiler:
“Reza ötünce de.. İş, Türk yetkililere kadar gelecek.”
Akılları sıra..
Korkutacaklar..
Çiğ yememişiz ki, karnımız ağrısın..
İki gün sabrettik.
Üçüncü gün küçük bir ders verdik; “Reza tutuklandı ise, ABD menfaatlerini ihlal ettiği için tutuklandı. Türk yetkililer de, bu sebeple tutuklanacaklarsa, bu onlar için bir gurur vesilesidir. Savcı Bharara’dan Allah razı olsun, Reza’nın Türkiye’yi değil, ABD’yi zarara soktuğunu ispatladı” dedik..
İlk anda oluşturulmak istedikleri algının kof olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi..
Ama pes etmediler..
“Tamam, kabul.. ABD Reza’yı tutukladı diye, ABD’liler Türkiye’ye gelip de, Türk yetkilileri alıp götüremez.. Ama Türk yetkililer ABD’ye gelirlerse, tutuklanabilirler!” iddiasında bulundular..
Abooo..
Biz de korktuk ya..
Hedefte kimin olduğunu söylemeye gerek yok: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan!
Erdoğan’ın, ABD’ye planlı gezisi de var ya..
Eski Türkiye’de, TV yayınları teknik sebeplerle kesildiğinde..
Ekranlara manzara resmi konulurdu..
Ona atıfla, “Tam üstüne geldi, manzara resmi koyduk” mu dersiniz.
Yoksa her şey zaten öyle planlanmıştı mı dersiniz, bilemem..
Reza’nın tutuklanması üzerine, “Erdoğan ABD gezisini iptal edecek” söylentileri bile atıldı ortaya..
Vay vay vay.
Durum o kadar ha!
Vah vah vah..
17 Aralık’ta boyun eğmeyen Tayyip Erdoğan’a, şimdi Reza’yı tutuklayarak boyun eğdireceklerini sandılar..
Ama olmadı..
Erdoğan, ahlaksızca yapılan tüm saldırılara rağmen.. Onursuzca yapılan, tüm algı operasyonlarına rağmen.
Hiçbir taviz vermeden, planlı seyahatini yapmak üzere hazırlıklarını sürdürdü..
Kumpasçıları ise hafakanlar bastı..
“Adam korkmuyor ya.. Kasımpaşalı dediysek.. Bu kadar mı ya!” dediler.
Çaresizlik içinde kıvrandılar..
Öyle ya..
Onlarca gazetecinin, onlarca TV’nin, yüzlerce internet sitesinin..
“Erdoğan ABD’ye gidince şu olacak, bu olacak” diye haber yaptığı bir ortamda..
İnsan, bir milyonda bir ihtimal de olsa..
Bir sendeleyip, “Acaba” demez mi?
Onların kafa yapısındaki adam.
Böyle bir propaganda karşısında..
ABD’ye gitmeyi boşverin..
Evinden dışarı çıkmaz..
“Ne oluuur.. Ne olmaaaz” der....
Ama Erdoğan hiç istifini bozmadı..
İl il gezdiği gibi.. Tam da onların “Büyük sıkıntı var” diye gösterdikleri ABD’ye, meydan okuyarak gitti..
Utandılar mı?
Hayır..
Bu sefer de, hemen başka bir vitese geçip, “Obama, Erdoğan ile görüşmeyecek” propagandasını pompalamaya başladılar..
Saldırdıkları insanın, bu ülkede halkın % 52 oyu ile Cumhurbaşkanı olduğunu unutup. O Cumhurbaşkanı’na yönelik bu saldırıların, aslında Türkiye’ye saldırı olduğunu görmezden gelip, “Obama, Erdoğan ile görüşmüyor” haberleri yaptılar..
Rezilce..
Namussuzca..
Hainlikleri bununla da sınırlı kalmadı..
Bu algı operasyonunu organize ederken, Erdoğan’ın ABD gezisindeki ilk toplantısına katılanların, aslında önemsiz kişiler olduğu iddiasını ortaya attılar..
“Skandal yemek” diye başlık attılar..
“Erdoğan’la toplantıya çağrılan etkisiz isimlerin Obama ile çalıştığı izlenimi yaratıldı” diyerek (Cumhuriyet gazetesi), tam bir hainliğe soyundular..
Etkisiz isimleri geçtik.
Ben önemsemiyorum ama..
Bu operasyonlara imza atanların, önünde kırk takla atacaklarından emin olduğum..
Kerry ile.. İlaveten Biden ile görüşme gerçekleştirildi..
Dün akşam saatlerinde..
Obama ile ilgili “Erdoğan’la görüşmeyecek” şeklindeki algı operasyonları da suya düştü..
Yanlış anlamayın..
Obama’yı önemsediğimden falan değil....
Erdoğan’ın da, “Dünya beşten büyüktür” diye haykıran bir lider olarak...
Obama’yı öyle çok çok önemsediğini sanmıyorum..
Ama..
Onlar öyle gösteriyorlar ya..
Solak olduklarına bakmadan.
“Go home” diye sokaklara döküldüklerini hatırlamadan..
“Biz ABD gemilerine karşı protesto gösterisi yaparken, dindarlar gelip, bize saldırmışlardı” diye hem iftira atıp.. Hem de şimdi, bir Türk lidere karşı, ABD’lileri kutsamaya soyunuyorlar ya..
Mecburen ben de..
Gerçekleri aktarmaya çalışıyorum.
Emperyalizm karşıtı olduklarını iddia edenlerin, egemenlere nasıl kul olduklarını göstermeye çalışıyorum.
Kapitalistlere meydan okuyanların.
Sömürgecilere nasıl köle olduklarını ispatlamaya çalışıyorum.
“Obama görüşmüyor” diye nerde ise davul zurna ile sokaklara döküleceklerin arzuları, kursaklarında kaldı..
Dün akşam saatlerinde, Obama ile Erdoğan’ın yemek sonrasında görüşecekleri haberi geldi..
Bu ahlaksızlar utandılar mı?
Mümkün değil..
Suratları kaşarlanmış.
Tükürseniz, “Ohh, şükür.. Ne güzel yağmur yağıyor” diyecek kadar haysiyetsizleşmişler.
O zaman ne yapacaklar?
Her zaman yaptıkları kalleşliği..
Diyarbakır’da, polis aracı geçerken patlattıkları bomba ile..
7 polisimizi şehit ettikleri gibi..
Ardı ardına hayata geçirdikleri algı operasyonları netice vermeyince.. Tekrar döndüler, “terör”den medet ummaya..
•
Şimdiden hatırlatayım..
Bu utanmazlar..
Bugün yazdıklarını unutup..
Reza kefaletle falan serbest kalırsa..
“Erdoğan ABD’ye gittiğinde, Reza’nın çıkması için girişimde bulundu” diyeceklerdir..
Bu kadar yanardönerdirler..
Bu kadar alçaktırlar..
Bu kadar ahlaksızdırlar..
“Go Home”cular, ABD yalakası kesilmiş! '' başlığı ile çıkmış ve yeni akit'ten ali karahasanoğlu yazmış .. erdoğan'ın abd gezisi sürecinde yapılan göz bağcılıkları ve algı operasyonlarını özetliyor ..
---
“Reza tutuklandı.. Şimdi bülbül gibi ötecek” dediler.
Devam ettiler:
“Reza ötünce de.. İş, Türk yetkililere kadar gelecek.”
Akılları sıra..
Korkutacaklar..
Çiğ yememişiz ki, karnımız ağrısın..
İki gün sabrettik.
Üçüncü gün küçük bir ders verdik; “Reza tutuklandı ise, ABD menfaatlerini ihlal ettiği için tutuklandı. Türk yetkililer de, bu sebeple tutuklanacaklarsa, bu onlar için bir gurur vesilesidir. Savcı Bharara’dan Allah razı olsun, Reza’nın Türkiye’yi değil, ABD’yi zarara soktuğunu ispatladı” dedik..
İlk anda oluşturulmak istedikleri algının kof olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi..
Ama pes etmediler..
“Tamam, kabul.. ABD Reza’yı tutukladı diye, ABD’liler Türkiye’ye gelip de, Türk yetkilileri alıp götüremez.. Ama Türk yetkililer ABD’ye gelirlerse, tutuklanabilirler!” iddiasında bulundular..
Abooo..
Biz de korktuk ya..
Hedefte kimin olduğunu söylemeye gerek yok: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan!
Erdoğan’ın, ABD’ye planlı gezisi de var ya..
Eski Türkiye’de, TV yayınları teknik sebeplerle kesildiğinde..
Ekranlara manzara resmi konulurdu..
Ona atıfla, “Tam üstüne geldi, manzara resmi koyduk” mu dersiniz.
Yoksa her şey zaten öyle planlanmıştı mı dersiniz, bilemem..
Reza’nın tutuklanması üzerine, “Erdoğan ABD gezisini iptal edecek” söylentileri bile atıldı ortaya..
Vay vay vay.
Durum o kadar ha!
Vah vah vah..
17 Aralık’ta boyun eğmeyen Tayyip Erdoğan’a, şimdi Reza’yı tutuklayarak boyun eğdireceklerini sandılar..
Ama olmadı..
Erdoğan, ahlaksızca yapılan tüm saldırılara rağmen.. Onursuzca yapılan, tüm algı operasyonlarına rağmen.
Hiçbir taviz vermeden, planlı seyahatini yapmak üzere hazırlıklarını sürdürdü..
Kumpasçıları ise hafakanlar bastı..
“Adam korkmuyor ya.. Kasımpaşalı dediysek.. Bu kadar mı ya!” dediler.
Çaresizlik içinde kıvrandılar..
Öyle ya..
Onlarca gazetecinin, onlarca TV’nin, yüzlerce internet sitesinin..
“Erdoğan ABD’ye gidince şu olacak, bu olacak” diye haber yaptığı bir ortamda..
İnsan, bir milyonda bir ihtimal de olsa..
Bir sendeleyip, “Acaba” demez mi?
Onların kafa yapısındaki adam.
Böyle bir propaganda karşısında..
ABD’ye gitmeyi boşverin..
Evinden dışarı çıkmaz..
“Ne oluuur.. Ne olmaaaz” der....
Ama Erdoğan hiç istifini bozmadı..
İl il gezdiği gibi.. Tam da onların “Büyük sıkıntı var” diye gösterdikleri ABD’ye, meydan okuyarak gitti..
Utandılar mı?
Hayır..
Bu sefer de, hemen başka bir vitese geçip, “Obama, Erdoğan ile görüşmeyecek” propagandasını pompalamaya başladılar..
Saldırdıkları insanın, bu ülkede halkın % 52 oyu ile Cumhurbaşkanı olduğunu unutup. O Cumhurbaşkanı’na yönelik bu saldırıların, aslında Türkiye’ye saldırı olduğunu görmezden gelip, “Obama, Erdoğan ile görüşmüyor” haberleri yaptılar..
Rezilce..
Namussuzca..
Hainlikleri bununla da sınırlı kalmadı..
Bu algı operasyonunu organize ederken, Erdoğan’ın ABD gezisindeki ilk toplantısına katılanların, aslında önemsiz kişiler olduğu iddiasını ortaya attılar..
“Skandal yemek” diye başlık attılar..
“Erdoğan’la toplantıya çağrılan etkisiz isimlerin Obama ile çalıştığı izlenimi yaratıldı” diyerek (Cumhuriyet gazetesi), tam bir hainliğe soyundular..
Etkisiz isimleri geçtik.
Ben önemsemiyorum ama..
Bu operasyonlara imza atanların, önünde kırk takla atacaklarından emin olduğum..
Kerry ile.. İlaveten Biden ile görüşme gerçekleştirildi..
Dün akşam saatlerinde..
Obama ile ilgili “Erdoğan’la görüşmeyecek” şeklindeki algı operasyonları da suya düştü..
Yanlış anlamayın..
Obama’yı önemsediğimden falan değil....
Erdoğan’ın da, “Dünya beşten büyüktür” diye haykıran bir lider olarak...
Obama’yı öyle çok çok önemsediğini sanmıyorum..
Ama..
Onlar öyle gösteriyorlar ya..
Solak olduklarına bakmadan.
“Go home” diye sokaklara döküldüklerini hatırlamadan..
“Biz ABD gemilerine karşı protesto gösterisi yaparken, dindarlar gelip, bize saldırmışlardı” diye hem iftira atıp.. Hem de şimdi, bir Türk lidere karşı, ABD’lileri kutsamaya soyunuyorlar ya..
Mecburen ben de..
Gerçekleri aktarmaya çalışıyorum.
Emperyalizm karşıtı olduklarını iddia edenlerin, egemenlere nasıl kul olduklarını göstermeye çalışıyorum.
Kapitalistlere meydan okuyanların.
Sömürgecilere nasıl köle olduklarını ispatlamaya çalışıyorum.
“Obama görüşmüyor” diye nerde ise davul zurna ile sokaklara döküleceklerin arzuları, kursaklarında kaldı..
Dün akşam saatlerinde, Obama ile Erdoğan’ın yemek sonrasında görüşecekleri haberi geldi..
Bu ahlaksızlar utandılar mı?
Mümkün değil..
Suratları kaşarlanmış.
Tükürseniz, “Ohh, şükür.. Ne güzel yağmur yağıyor” diyecek kadar haysiyetsizleşmişler.
O zaman ne yapacaklar?
Her zaman yaptıkları kalleşliği..
Diyarbakır’da, polis aracı geçerken patlattıkları bomba ile..
7 polisimizi şehit ettikleri gibi..
Ardı ardına hayata geçirdikleri algı operasyonları netice vermeyince.. Tekrar döndüler, “terör”den medet ummaya..
•
Şimdiden hatırlatayım..
Bu utanmazlar..
Bugün yazdıklarını unutup..
Reza kefaletle falan serbest kalırsa..
“Erdoğan ABD’ye gittiğinde, Reza’nın çıkması için girişimde bulundu” diyeceklerdir..
Bu kadar yanardönerdirler..
Bu kadar alçaktırlar..
Bu kadar ahlaksızdırlar..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?