abuzeroklava

chp ye destek vereceğinize evet oyu verip ak partiye ve mhp ye destek olun.

karikatür acıtır ama fena acıtır. Bu karikatür de acıtmıştır. keşke daha usturuplu yapabilseler.

Tarihin en sevmediği kişilerdir.

https://media.giphy.com/media/3o7TKuSGUhsJdpmkxO/giphy.gif

eskiden gazetelerde bir roman yahut hikayenin gün gün birer sayfa şeklinde yayınlanmasına denirdi. Bunlar bazen senelerce sürermiş. Şimdiki diziler gibi yani

eskiden gazetelerde bir roman yahut hikayenin gün gün birer sayfa şeklinde yayınlanmasına denirdi. Bunlar bazen senelerce sürermiş. Şimdiki diziler gibi yani

Eskiler buna \"pir ihtirası\" derlerdi. Yani yaşlılarda görülen dünyevi hırs, kıskançlık... Allah şifa versin. Saadet Partisinin ihtiyarları kıskançlık hummasına tutulmuş gibi. Yahu bir kere düşün Temel dede seni normal şartlar altında CNNTürk'e çıkardılar mı hiç?

Bir vekil 13 ayda 2 trilyonluk telefon ve posta harcamasını nasıl becerir? Sadece pul yalatmak için bile adam tutması gerek. Gerçi biliriz, fırsatı ele geçirdi mi affetmemek bunların adetidir. Bu vekil, mecliste divan üyesi olduğu için iletişim harcamalarında diğer vekillerin tabi olduğu sınırlama yokmuş... Sınırlama yoksa... hakkı vardır değil mi? Doğal olarak... Bu yüzden harcamış. Görünmeyen 7. ok fırsatçılık ve talan mı... Devlet mülkünü hibeyle parti malı yapan, sonra tekrar devlete satan partiden bahsediyoruz. Hint müslümanlarının yardım parasıyla kurulan bankayı halen tepe tepe kullanan parti... 2 trilyon pul parasının lafı mı olur?

tek geçerim diriliş ertuğrulu https://www.youtube.com/watch?v=SB_5CTm3YjU

Okul döneminde yağsaydı ya ne güzel olurdu.

dirsek teması https://media.giphy.com/media/HUPJEhWmVbjSE/giphy.gif

Ünlü aydın ve yazarımız Aziz Nesin'in oğlu Ali Nesin, Diderot Üniversitesi'nden maitrise derecesiyle mezun olmuştur. Daha sonra ABD Yale Üniversitesi'nde Matematiksel Mantık ve Cebir konuları üzerine doktora yapmıştır. Türkiye'de Nesin Matematik Köyü'nü kurmuştur.

Türk Tiyatrosunun en mühim isimlerinden nam-ı değer Usta Ferhan Şensoy, dönemin adıyla İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Mimarlık eğitimine başlamıştır.O günleri kendi ağzından şöyle anlatır: ''Babamla ilişkilerimiz emir eri ve komutan ilişkisi gibiydi. Babama tiyatrocu olma isteğimi açtım dedim ki 'babacım bizim sınıfta bazı arkadaşlar tiyatro yeteneğim olduğunu söylüyorlar, söyleyen öğretmenlerde var, okul müdürümüzde bu kanıda. Acaba ben tiyatro mesleğine intisab etsem mi ? 'Babam dediklerimi duyunca çok sinirlendi bana bakarak var mı bizim sülalede böyle bir serseri' dedi. 'Bizim sülalenin ilk serserisi ben olabilir miyim ?' diye düşündüysem de bunu babama söyleyemedim ve 1970'li yıllarda Fındıklı'da ki Güzel Sanatlar Akademisi'nin Mimarlık bölümüne başladım.''

Ferhan Şensoy daha sonra bir kompozisyon yarışmasına katılarak 3 hafta Fransa'ya gitmeye hak kazanmıştır. Şans eseri aynı dönemde Strazburg Devlet Konservatuvarı'nın sınavlarına katılarak başarılı olmuştur. Haldun Taner'in, babasıyla konuşup bu konuda onu ikna etmesiyle buradaki tiyatro eğitimine başlamış ve eğitimini başarıyla bitirmiştir.

Türk sinemasının en büyük oyuncularından birisi olan Kemal Sunal da eğitimle arası iyi olmayan öğrencilerdendi. Kemal Sunal 1995 yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun olduğu törende ''Ben hep böyleyim. Ortaokul ve Liseyi 11 senede bitirdim ama ilkokul tam zamanında bitti. İlkokul sağlam yani. Ama ne yapayım okumayı çok seviyorum. Türkiye'nin okuyan insana ihtiyacı var, okumayana değil. İşte bunu bildiğim için devamlı okuyorum'' demiştir. Kemal Sunal daha sonrasında Yüksek Lisans eğitimini, Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü isimli tezini yazarak tamamlamıştır.

İlber Ortaylı önce Mülkiye Mektebini (Ankara Üniversitesi-Siyasal Bilgiler Fakültesi) ardından Tarih bölümünü bitirmiş ve ardından Halil İnalcık'ın Profesör olarak davet edildiği Chicago Üniversitesi'nde yüksek öğrenimini tamamlamıştır. Kendisi Türkiye'nin en sevilen bilim insanlarındandır. Özellikle genç kesim tarafından saygıdeğer ve rol model alınacak bir kişi olarak görülür. İlber Ortaylı Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Rusça, Arapça, Farsça, Latince, İbranice ve Yunanca bilmektedir

Mustafa Bülent Ecevit ya da halkın ona verdiği lakabıyla ''Kara oğlan.'' Bülent Ecevit önce Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde eğitimine başlamış fakat daha sonra Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin İngiliz Filolojisi bölümüne geçiş yapmıştır. Buna rağmen buradaki öğrenimini de sürdürememiştir. Bülent Ecevit, farklı bir lisan bilmenin bir insana ne gibi katkıları olabileceğinin en iyi örneğidir. Kendisi Robert Koleji zamanlarından beri öğrendiği İngilizce'siyle, 1944 yılından itibaren Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nde çevirmenlik yapmaya başlamıştır. 1957'de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile ABD'ye giderek, Harvard Üniversitesi'nde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yapmıştır. Ecevit, aynı dönem Harvard Üniversitesi rektörlüğü görevinde bulunan Henry A. Kissinger için ''Hocam'' diyerek bahsetmiştir. Birçok sefer Türkiye'nin siyaset sahnesinde bulunan Bülent Ecevit, ilerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve doktorlarının karşı çıkmasına rağmen, Danıştay Saldırısı'nda yaşamını kaybeden Yücel Özbilgin'in 19 Mayıs 2006'daki cenaze törenine katılır. Törenin ardından beyin kanaması geçiren Ecevit, uzun süre Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde yoğun bakımda kalmıştır. Bülent Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 pazar günü Türkiye saatiyle 22:40'da dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etmiştir.

1980 darbesi sonrası kurduğu hükumetle yıllarca iktidarda kalan ve her kesimden sevilen nam-ı değer ''Tonton Amca'' Turgut Özal da başarılı eğitimiyle göz dolduran birisiydi. Kendisi İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ni burslu olarak okur ve Süleyman Demirel ile okul arkadaşı olarak bu yıllarda tanışırlar. Bir dönem Türkiye Tarihine damgasını vuran Başbakanımız ve 8.Cumhurbaşkanımız Turgut Özal 17 Nisan 1993 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı görevi sırasındayken kalp krizi sonucunda hayatını kaybeder. Turgut Özal'ın suikasta kurban gittiği tartışmaları günümüzde halen devam etmektedir.

Geçtiğimiz aylarda (19 Nisan 2015) aramızdan ayrılan, ülkemizin yetiştirdiği en büyük bilim insanlarından biri, nam-ı değer Türk Einstein Oktay Sinanoğlu, 1956 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurt dışına öğrenci göndermek için yaptığı sınavı kazanarak, Lisans eğitimini Kalifornia Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği bölümünde birincilikle tamamlamıştır. Sonrasında Yüksek Lisans için 1957'de girdiği Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi olmuştur. 1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamlamıştır.

Halil İnalcık cumhuriyetin ilk yıllarında başladığı eğitimine Ankara Üniversitesi'nde devam etmiştir. Sonrasında 1935 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Yeni Çağ Tarihi bölümünde yüksek öğrenimine başlamıştır. Uzun yıllar aynı fakültede Osmanlı ve Avrupa tarihi üzerine dersler verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne \"Osmanlı Tarihi Üniversite Profesörü\" olarak davet edilir. 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'nde yüksek lisans alanında tarih bölümünü kurar. Ayrıca Halil İnalcık, Osmanlı Türkçesi, Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca,ve İtalyanca lisanlarını bilmektedir. Halil İnalcık, dünyanın sayılı tarihçileri arasında gösterilmektedir ve günümüz Türkiye'sinin tartışmasız en kıdemli ve en eski Tarihçisidir.

Haldun Taner, Türk Tiyatrosunun olduğu kadar, Türk Edebiyatının da ustalarındandır. Kendisi Galatasaray Sultanisi'ndeki (Galatasaray Lisesi)
eğitimini tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için devlet desteğiyle yurt dışına gönderilmiştir. Geçirdiği ağır tüberküloz nedeniyle 1938’de eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Yurda döndükten sonra yüksek öğrenimini 1950’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Filolojisi bölümünde tamamlamıştır. Bir çok öykü, tiyatro oyunu ve köşe yazısı yazmıştır. Yazarlığının yanı sıra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde ve Edebiyat Fakültesinde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde edebiyat, sanat tarihi ve tiyatro dersleri veren Haldun Taner, Milliyet gazetesi yazarlığı yaparken, 7 Mayıs 1986’da İstanbul’da yaşamını yitirmiştir.