spazmoldum

başbakanımız ahmet davutoğlu; avrupa'nın ikinci yüzünün eleştirilebileceğine vurgu yaptı ve türkiye'deki teröre karşı, tüm avrupa'nın bizim hassasiyetlerimizi anlaması lazım dedi .. bunun üzerine ab komisyonu başkanı juncker ve ab konseyi başkanı tusk; brüksel'deki pkk'lı göstericilerin yürümesini; düşünce özgürlüğü ve ifade özgürlüğü bağlamında ele aldılar ..

yani tüm dünyaya bir nevi şu mesajı verdiler: biz pkk yı destekliyoruz ..

yorum yapmıyorum içimden geçenleri tahmin ediyorsunuzdur ..

sahte bir başörtülü kadın profilinden yapılan twitter paylaşımını sen al, gazete olarak haberini yap ve başörtülüleri karala toplumu kutuplaştır ..

profil sahte, profil resmi bir başörtüsü kataloğundan çalıntı ..

şimdi ne dersiniz buna .. bu profildeki paylaşım da şu: '' sorun yok, ölenlerin yarısı chp li yarısı paralel .. ''

bu yazıyı alıyor cumhuriyet gazetesi ve şu üst yazı ile haberleştiriyor: '' sizin zihniyetiniz batsın .. ''

bunların işi gücü fitne çıkarmak .. başörtülülere de arada giydirmek ..

hani biz cumhuriyet gazetesi diyoruz da siz fetö anlayın ..

[http://haber.star.com.tr/guncel/cumhuriyetten-ankara-provokasyonu/haber-1096050 haber için tıklayınız ]

edit: okuduğunu söylediği üniversitenin o isimde ne bir öğrencisi var ne bir mezunu hatta üniversite görevlisi şunu da eklemiş; bizim üniversitede siyasal bilimler fakültesi de yok ..

kurumsallaşma bir kurallaşma sürecidir ..

[http://www.yenisafak.com/yazarlar/nazifgurdogan/kurumsallasmada-uc-daire-uc-misyon-bir-vizyon-modeli-2027472 ilgili yazı için tıklayınız ]

spaz nerede ise dul çine oradadır .. spaz ı sürekli takip etmekte ve ona olan ilgisini hemen her tanımda göstermektedir .. haliyle spaz da kayıtsız kalamaz bu ilgiye ve bir başlık açar ..

eee siz nasıl diyor: büyük aşklar, büyük kavgalar ile başlarmış ..

1. 3. köprü
2. yeni yollar
3. 3. havalimanı ( az kaldı diyorlar bitmesine )
4. başörtüsü sorununun çözülmesi
5. imf ye olan borcun ödenmesi
6. marmaray
7. faizlerin düşürülmesi
8. sigara yasağı
9. her şehre yapılan hava alanları
10. üniversiteler


yollar demiş miydim !!

önce bir hatırlayalım, ne diyordu bu güruhtan bazıları: '' başkanlık seçimi için, terörü ak parti başlattı .. göreceksiniz; ak parti seçilsin, terör olayları anında biter .. ''

ne oldu .. atması kolaymış değil mi ? özeleştiriniz var ise alabiliriz, tabii eleştirilerinizi de ..

buraya sadece ak parti ye geçmişte oy vermiş olanlar yazsın ..

çünkü ancak onların yaptığı eleştiriler gerçekten samimi olabilir diye düşünüyorum ..

önce ben başlayayım:

1. köprü ve otoyollara fahiş zamlar yaptılar ..

2. memurların durumu bence çok da düzelmiş değil ..

3. pkk sorununu çözmede sivil inisayitifleri gereğince kullanamadılar ve çözüm sürecinde sadece pkk yı muhtap alma basiretsizliğine düştüler ancak ben yine de burada rte yi samimi görüyorum ..

4. artık kandırıldık, aldatıldık gibi bahaneler üretmesinler .. gerçek dostlarını ve güvendiklerini sınasınlar ..

5. devlet içindeki kadrolaşmaların da şu anda sağlıklı olduğunu düşünmüyorum .. tek bir görüş sahibi insanlar bir araya gelirse yarın fetö vari oluşumlar tekrar edebilir .. daha objektif olunmasını beklemek hepimizin hakkı ..

başlık tutarsa yeri geldikçe buraya ekleme yapmayı düşünüyorum ..

yenişafak gazetesi köşe yazarıdır .. son yazısında evladını ygs sınavı için götürdüğü okulu anlatmakta ve aşağıdaki teklifi sunmaktadır ..

'' Şırnak'taki, Sur'daki çocuklar aylardır eğitim görmedi. Çatışma sesleri altında hayatta kalmaya çalıştılar. Ya da evlerini barklarını terk ettiler. Bir çuvala sığdırabildikleri eşyaları ile bilmedikleri bir hayata yürüdüler.
Soruyorum, bu çocuklar için ek bir kontenjan açılabilir mi? ''

[http://www.yenisafak.com/yazarlar/fatmabarbarosoglu/bir-sinav-bir-okul-ve-cocuklarimiz-2027441 ilgili yazı için tıklayınız ]

kürt siyasetinin içinden gelmiş, dgm'ce yargılanmış, 8 yıl hapis yatmış, bir dönem siyasi yasaklı olmuş, siyasetçi ve köşe yazarı .. şu an star gazetesinde yazmaktadır ..

bir yazısında türkiye'nin beka sorunundan bahsetmektedir ve pkk'nın hendek siyasetinde, çok değil şehirlerinden göç eden 250 bin kişiden 100-150 bin tanesi eğer pkk ya destek verse ve ayaklansa idi türkiye onları öldüremeyeceği için fiilen bölünmüş olabilirdi diyor ve bu yüzden o yörenin halkına bir teşekkür borcumuz olduğunu dile getiriyor ..

pkk bu siyaseti hala bırakmış değildir ..

[http://haber.star.com.tr/yazar/beka-sorunu-bir-heyula-midir/yazi-1094680 ilgili köşe yazısı ]

özgür gündem isimli pkk sözcüsü gazetenin 14/03/2016 tarihli sayısı pkk propagandası yaptığı gerekçesi ile toplatıldı ..

gazetenin attığı manşet; '' baharı erteleyemezsiniz '' ..

madem bunlar pkk yı açıktan destekleyen bir güruhun gazetesi benim de onlardan bir farkım olmalı ..

ülkemizin doğusunun harap hale gelmesine neden olan dış güçler tarafından yönlendirilen terör örgütü ..

şu sıralar batıda da bombalar patlatıyorlar .. amaçları ülkenin iç karışıklığa düştüğü izlenimi vermek .. iç savaş için yol arıyorlar .. bilmiyorlar ki pkk ya karşı mücadelede halkımız hükümetimizi desteklemektedir ve yaptıkları saldırılar türk kürt kardeşliğini bozamayacak ..

bu arada devletimizin doğuda vermiş olduğu mücadele bir askerimizin sözü ile söyler isek nobel barış ödülü getirebilecek bir mücadeledir .. çünkü pkk ile savaşırken masum halkımızın zarar görmemesine dikkat edilmiştir ve bu yüzden yöre halkımız devletimizin yanındadır .. iç savaş çıkmasına müsaade edilmemiştir, edilmemektedir inşallah edilmeyecektir de ..

son oyunları bu ..

akparti belki bir abd projesi olarak başlamıştır ancak daha sonra rte gücü eline alıp abd den bağımsız, ülkemizin yararına politikalar izlediği için abd nin piyonu olan deaş ile pkk ile hizaya getirilmeye çalışılmaktadır .. eski abd büyükelçilerinin ve batı medyasının sürekli ülkemizi ve özellikle de cumhurbaşkanımızı hedef olması boşuna değildir ..

biz ülkemize de, halkımıza da, cumhurbaşkanımıza da sahip çıkıyoruz, çıkacağız ..

ha diğer görüşte olanlar mı herkese saygımız var, her türlü eleştiriye açığız ancak 1128 ve sonrasında belki sayısı 3128 olan akademisyenlerimiz gibi çıkıp da pkk nın adını hiç geçirmeden siz pkk ile çarpışan askerimize ve dolayısı ile devletimize saydırırsanız kusura bakmayın sizin yeriniz bizim yanımız asla olamaz .. siz gidin abd de yaşayın onların dümenine su taşımanın, milli menfaatleri gözeten bir muhalefetle alakası yoktur çünkü ..

yeni şafak gazetesi köşe yazarı .. 13/03/2016 tarihli yazısında; başta abd olmak üzere uluslararası yayınlarda ülkemizin nasıl karalandığını örneklerle çok güzel anlatmış ..

yazının tamamını paylaşıyorum ..

Batı medyasından okuduğun Diyarbakır, gözünle gördüğün Diyarbakır

Sabahın erken saatlerinde başlıyor Diyarbakır seyahati... Yolculuk sırasında okuduğum yazı Amerika'nın haftalık dergilerinden the Nation'dan... Jesse Rosenfeld imzalı yazının başlığı şu: “Türkiye kendi Kürt nüfusuna karşı kirli bir savaş yürütüyor.” Bu, uluslararası medyada Temmuz ayından beri kaçıncı benzeri başlık, sayısını inanın hatırlamıyorum.
Dokunmatik ekranı aşağı doğru çekerek Rosenberg'in her biri diğerinden sorunlu cümleleri okuyorum:
“Burası ne Suriye ne Irak. Burası Türkiye, Amerika'nın NATO partneri; şimdi ülkenin güneydoğusunda kendi Kürt nüfusuna karşı hızla genişlettiği savaşın sancılarını yaşıyor.”
“Cizre ve Türkiye Kürdistanı'nın de facto başkenti, eski şehir Diyarbakır, Kürtlerin Kuzey Kürdistan dediği bölgeye yayılan şehir isyanda en şiddetli çatışmayı yaşıyor. Burası Türk hükümetinin tanımayı reddettiği anavatan.”
“Türkiye'nin Suriye sınırında, savaş halindeki Nusaybin'de, barikatlar ardında the Nation'a konuşan PKK savaşçıları ve komutanları, dokuz ay önce biten barış müzakerelerinin çökmesinin nedeninin hükümetin azınlık haklarını kabul etmekteki isteksizliği olduğunu söylüyor. Otuz yıllık çatışmanın son evresi olan bu yeni savaş yayılacak diyorlar ve PKK'nın gerillalarını gelecek aylarda doğuya, Kürt yoğunluklu şehirlere yayacağına, savaşı İstanbul gibi metropollere getireceklerine söz veriyorlar.”
“Çatışmaların bitmesinden üç hafta sonra, ölümün kokusu her yerde.”
“Cizre'de hayatta kalanların ortak hissiyatı ihanete uğramışlık; Suriye'deki Kürt isyancıları destekleyen Batı'nın, liderleri ve ideolojileri aynı olmasına rağmen, neden Türkiye'deki müttefiklerine terörist dediğini bilmek istiyorlar.”
“De facto Kürt başkenti Diyarbakır'ın sokaklarında, YPG'nin Suriye'de güç kullanarak Kürt bölgesini özgürleştirmesi örneği artarak popülerleşiyor. Türkiye'nin Sur ilçesini 90 günden uzun süre kuşatması ve bombalaması, bu değişen davranışta itici etken. Savaş yüzünden kapana kısılan sivillerin haberleri, soyularak öldürülen ve çürümesi için haftalarca sokağa bırakılan kadın savaşçıların hikayeleri halkı öfkelendiriyor.”
“Sur'un içinde, Türk saldırılarının toplanma bölgesi askeri araçlarla dolu. UNESCO dünya mirası bölgede bombalanmış binaların yanında ele geçirilmiş binalara devasa Türk bayrakları asılmış.”
“Askeri harekatın yanı sıra, güvenlik güçleri medyayı, sivillerin ve yaralıların çıkması için oluşturulan iki saatlik insani koridoru gözlemlemek için davet etti..... Bir kişi bile çıkmadı.....”
“PKK halktır” çağrılarının ardından kalabalık bağırıyor: “Her yer Sur, her yer direniş...”
“Savaşın ve baskının ortasında, Kürtlerin mevcut durumu, Türkiye'nin kırsalda vahşi bir kontrgerilla harekatı düzenlediği ve 2400 köyü yaktığı 90'lı yılların şiddetiyle kıyasladığını sıkça duyuyorsunuz.”
Özenle seçilmiş cümleler, yalnız PKK güçleri ve destekçileri ile örgüte yakınlığıyla bilinen aktivistlerle görüşerek hazırlanmış, bir Amerikalı'nın PKK'yı Kürtler adına savaşan bir özgürlük savaşçısı grubu olarak için görmesi hiçbir boşluk bırakılmadan özenle hazırlanmış bir metin... Dediğim gibi, PKK'nın Türkiye'ye açtığı savaşı, “Erdoğan'ın Kürtlere açtığı savaş” olarak lanse etmek ve zihinlere kodlamak adına titizlikle yazılmış kim bilir kaçıncı haber, makale, analiz uluslararası medyada yayınlanan. Beni bile, en az altı aydır gitmediğim Diyarbakır'ın nasıl bir yere döndüğü konusunda şüpheye düşürebiliyor.
Oysa uçaktan indiğimizde, baharın ilk günlerinin de geldiğini hissettiğimiz Diyarbakır'da, soğuk Amerikan gazetelerinde Suriye'ye, Irak'a eş tutulan hissiyattan eser yok. Yeni havaalanından çıkıp şehir merkezine doğru yol alırken, elbette hüznü hissediyorsunuz ama burada bir iç savaş hali yok.
The Nation'ın insani koridor oluşturulduğunda bir kişinin bile çıkmadığını söylediği Sur'da hendeklerin kazıldığı dört mahalleden 5000'den fazla aile çıkarılmış, Diyarbakır Valiliği tarafından yoğunlukla Diyarbakır'ın başka ilçelerine ve otellere yerleştirilmiş. Her aileye 1000 TL maddi yardımın yanı sıra, gıda, eğitim yardımı ve psikolojik yardım da sağlanıyor.
Sur'dan çıkan ailelerle görüştüğümüzde, Türkiye devletinin Kürtler'e açtığı savaştan değil, kendilerini PKK şiddetinden kurtaran devletten bahsettiklerini dinliyoruz. Bize göre değil ama sabah akşam örgüt propagandası okuyanlara göre ilginçtir, “devletin Kürtlere açtığı savaş”la ilgili hiçbir şey bilmiyorlar.
Onlardan, kapılarını, baskılara ve tehditlere rağmen bize açmayı göze alan ailelerden biri, önce çatılarının üzerinden uçan, ardından duvarlarına isabet eden kurşunlardan, kim olduklarını bilmedikleri insanların yüzleri kapalı halde kapılarına gelip kendilerini önce oy için, ardından çocukları için tehdit ettiklerinden bahsediyor ağlayarak. Aynı eve sığınmış üç aile, her biri bir odada yatan beş kişi, altı kişi, kapı gıcırtısından korkan çocuklar, gözü yaşlı analar, 13-14 yaşlarındaki evlatlarını örgütten korumak için nasıl Ankara'ya, İstanbul'a, uzaktaki akrabalarının yanına yollamak zorunda kaldıklarını anlatıyor ağlayarak. “Uyuşturucuyla, sigarayla, cebine konan 50 lirayla kandırılacağına, gurbette olsun özlemini duyayım” diyor adını veremeyeceğim gözü yaşlı bir ana ağlayarak.
92'de kırsaldan Sur'a göç etmek zorunda kalıp şimdi de Sur'daki evlerinden olmuşluğun, yalanın ve aldatmacanın ortasında, Amerikalı dergilerin, Batılı medyanın işine yarayacak görüş alamayacağı için mikrofon dahi uzatmadığı gerçek mağdurlar onlar. Ama adları yok, yüzleri yok... Olursa kendileri, akrabaları ölümle karşı karşıya kalabileceği için bunları bizim de yayınlamamızın imkanı yok.
Kafamda Rosenfeld'in The Nation'daki haberi, karşımda gözü yaşlı anneler, kulaklarımda Sare Davutoğlu'nun cümleleri: “provokasyonları boşa çıkaran şey, Diyarbakır kadınlarının teröre karşı duruşudur.” Hangisine inanacağımı biliyorum, lakin ardı arkası gelmeyen yalanlarla, afili cümleler arkasına saklanmış entrikalarla nasıl baş edeceğimizin derdiyle ve PKK zulmüne direnen kadınların hikayelerinin hüznüyle İstanbul'a dönüyorum.

gazetenin bu haber için attığı başlık şu: '' başörtülü kaymakam ilk gafta gecikmedi ''

neymiş gafı onu da aktaralım:

neslihan Kısa, Dünya Kadınlar Günü mesajında, “Kadın hayatın içerisinde erkeğin yardımcısı, arkadaşı, eşidir” dedi.

çok büyük bir gaf işlemiş .. haberi dikkatle okudum acaba gözümden kaçan bir gafı daha var mı diye .. yokmuş ilk gafı bu kadarmış ..

önümüzdeki günlerde cumhuriyet gazetesinden, hangi gafları yaptığını nasıl olsa öğreniriz ..
[http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/496974/Basortulu_kaymakam_ilk_gafta_gecikmedi.html haber için tıklayınız ]

söylemesi bile itici ve ürkütücü geliyor ..

ancak başbakanımız ahmet davutoğlu, van'daki konuşmasında; '' bizi şu an doğudaki karışıklıklar üzerinden darbe ile tehdit ediyorlar ''açıklaması yapıyor ..

paralel devlet yapılanması'nın tek çıkar yolu da kendilerince darbe olarak görülmekte ve tsk daki ajanları ile buna kalkışabilirler ..

bahar dönemi için pkk'da, demirtaş'da çatışmaların artacağını söylüyor ..

umarım pkk ve destekçileri, döktükleri kanda boğulur ve fetö'nün askeriyedeki uzantıları da bir bir temizlenir ..

Bu araştırma 2-6 Mart 2016 tarihleri arasında, 36 ilde toplam 4176 kişi ile
‘‘Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi-CATI’’ yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.

bu araştırmanın sonuçlarına göre; akparti oy oranını %54 e çıkarmış, hdp baraj altında kalmış ..
katılımcıların % 57'si başkanlık sistemini destekliyor ..
katılımcıların % 60'ı anayasa mahkemesinin can dündar ve erdem gül için verdiği kararı yanlış buluyor ..
katılımcıların %90 ı fetö operasyonlarını destekliyor ..
katılımcıların % 93'ü vatana ihanet, tecavüz, terör gibi bazı suçlar için idam kararının verilmesini istiyor ..

mhp için, chp için ve bazı başka konular için de sorular sorulmuş ..

[http://www.orcarastirma.com.tr/wp-content/uploads/2016/03/MART-2016-S%C4%B0YAS%C4%B0-G%C3%9CNDEM-ARA%C5%9ETIRMASI.pdf tüm sonuçları görmek için tıklayınız]

--- anket baş ---
(anketid:k97d07874945)
fetö'ye karşı yapılan operasyonları destekliyor musunuz ?
(anketcevap: destekliyorum)
(anketcevap: desteklemiyorum)

--- anket son ---

fetullahçı terör örgütü ya da paralel devlet yapılanması'nın kısaltmaları ..

ülkemiz için pkk'dan bile tehlikeli olduğu bir çok insan tarafından dile getirilen, demokrasi düşmanı, abd ve israil adına hükümeti yıkma görevi almış ancak eline yüzüne bulaştırmış, dine hizmet olarak başlayıp sonunda taşeron bir terör örgütüne evrilmiş yapıdır ..

hazırladıkları iddianamelerde geçen; '' zamanın başbakanı '' sözleri ya da önde gelen mensuplarınca sık sık dillendirilen '' hepsi yurt dışına kaçaklar '' ifadeleri artık fıkra konusu olmuştur ..

örgüte ismini veren fetullah gülen'in bedduaları kendilerine dönmüştür .. fırsat bulanın kaçtığı, kaçamayanların ise yapılan operasyonlarla bir bir yakalandığı bir paralel yapıdan bahsediyoruz ..

ek olarak:(gbkz:milli güvenlik siyaset belgesi)'ne; '' ulusal güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapı '' olarak girmiştir ..

akit tv'de program yapan bir tarihçi ..

bir kaç kez denk geldim .. anladığım kadarı ile delilsiz ve kaynaksız konuşmayan iyi bir tarihçi ..

abd nin türkiye büyük elçisi ..

can dündar için, hürriyet gazetesinin camı için ya da paralel terör örgütünün yayın organı zaman gazetesi için, ziyaretlerde bulunuyor ve açıklamalar yapıyor ..

şunu merak ediyorum: (gbkz:yasin börü) davası için de müdahil olacak mı ? yoksa oradan abd ye ekmek çıkacağını düşünmediği için ilgilenmeyecek mi diğer avrupalı meslektaşları gibi ..

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nde okudu. 2003 yılında Cumhuriyet gazetesinin \"Genç Subaylar Rahatsız\" manşetine tepki olarak kurulan (gbkz:Genç Siviller) hareketinin kurucuları arasında yer aldı.
Bir dönem Radikal gazetesi ve Birikim dergisinde yazarlık yapan Oğur, 2007 yılından 2013 yılına kadar Taraf gazetesindeki Manifestom adlı köşesinde yazdı aynı gazetenin yazı işleri müdürlüğü görevini de yürüttü. İstanbul Üniversitesi'nde doktora yapmaktadır.
Oğur, Türkiye gazetesinde yazmaktadır. Ayrıca, TRT Haber'de (gbkz:Ceren Kenar)'la birlikte Çarşamba günleri saat 23.00'te yayınlanan Şimdi ve Burada adlı dosya haber programının genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır ..

(gbkz:fetullahçı terör örgütü) ile abd'nin yakın ilişkisine ışık tuttuğu 08/03/2016 tarihli yazısının bağlantısı aşağıdadır ..

[http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/590485.aspx yazı için tıklayınız]